Tweet |
Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay bazı basın yayın organlarında çıkan ve bazı siyasi partilerin de gündeme getirdiği soruları yanıtladı. Kayseri Şeker’in büyüyen ve gelişen bir şirket olduğunu söyleyen Akay, “Ben 12 senedir burada görev yapıyorum 12 sene önce Kayseri Şeker’in cirosu 600 milyondu bizim aldığımız borçta 800 milyondu. Yani Kayseri Şeker’in 1 yıllık cirosunun 1,33 katı kadar bir borç yükü vardı. Kayseri Şeker’in bugün cirosu 10-11 milyara geldi. Bunun karşılığında da bizim faaliyet dönemimizin ortasında 31 Ekim tarihi itibariyle çıkan bilançomuzda, bilanço 30 nisan ve 31 Ekim’de çıkıyor, 31 Ekim tam üretimin ortasında olan bir dönem, masrafların en fazla olduğu, pancarın alındığı, doğalgazın, nakliyenin, işçilik giderlerinin en yoğun olduğu dönem ve bunun karşılığında da gelirin en az olduğu dönem. Böyle bir dönemde pancar bedelleri de dahil olmak üzere Kayseri Şeker’in bilançosunda 5 milyar 475 milyon borç göründü. Ama 10 milyarlık cirosu olan bir şirkette, üretim dönemi ortasından 5,5 milyar borcun olması anormal bir durum değil. Geçmişle kıyaslandığında en masraflı dönemde 1 yıllık cirosunun yarısına düşmüş bir borç yükü var. Bu önemli bir sorun değil, önemli olan çevrilebilir olması. Bu kadar borcu olan Kayseri Şeker, 2,5 milyar pancar bedelini nasıl ödüyor peki? Bunun da insanlar tarafından doğru değerlendirilmesi lazım. Ortada bir problem olduğundan değil ama Kayseri Şeker’e karşı planlı bir saldırı yapıldığını görüyoruz, gözlemliyoruz. Bunu hangi çevrelerin, kimlerin yaptığını biliyoruz, burada ki maksatlarının da ne olduğunu biliyoruz. Maksatlarının hiçbir şekilde çiftçinin lehine olmadığını, fabrikanın lehine olmadığını, tamamen buradan haksız bir şekilde nemalanmak isteği olduğunu biliyoruz. Onun için de bizim şahsımız üzerinden yapılan bu saldırılar bir anlam ifade etmiyor. Şimdiye kadar bunlardan dolayı hiçbir korku hissetmedik, geri adım atmak gibi bir düşüncemiz olmadı, işi bırakmak gibi düşüncemiz hiç olmadı. Burası çiftçinin malı biz çiftçinin emanetçisiyiz. 12 senedir emanetçi anlayışıyla buraya sahip çıktık bundan sonra da çıkmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘KAYSERİ ŞEKER’İN GELDİĞİ NOKTA BELLİ, TÜRKİYE’DEKİ, SEKTÖRDEKİ YERİ BELLİ, BAŞARISI BELLİ’
Kayseri Şeker’in uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapacağı için uluslararası bağımsız denetim kuruluşu tarafından da denetlenmesini istediklerini dile getiren Akay, “Kayseri Şeker, denetime alışık biri kurum. Biz uluslararası bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetleniyoruz. Bunun özellikle uluslararası bir kuruluş tarafından denetlenmesini biz kendimiz istedik. Niye, ortada herhangi bir problem olmasın, bir de Kayseri Şeker artık büyüyen, gelişen, dünya ölçeğinde de dikkat çeken bir kuruluş haline geldi. Uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapacağı için, uluslararası kuruluş tarafından denetime tabi tutulması, bağımsız denetim raporunun bu şekilde düzenlenmesine ihtiyaç vardı. Siz onları yaptığınız bir yanlışı onaylattıramazsınız. Ne yaparsanız yapın raporlarda yer alır, açıklanır. Şimdi Kayseri Şeker zaten bu bağımsız denetim raporlarını, kendisi de Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) tabi olduğu için orada yayınlanıyor herkeste oradan bu raporları görüp değerlendirebiliyor ama iyi niyetli olanlar bilançoyu doğru değerlendiriyor, kötü niyetli olanlar ise sadece borç kalemi üzerinden saldırı yapmaya çalışıyor. Böyle bir durum hem bağımsız denetçisi var hem yeminli mali müşaviri var, SPK’nın denetimine tabi, kendi iş denetim birimi var, bunu kendisi isteyerek bilerek kurmuş bir kurum Kayseri Şeker ve dijital bir iç denetim mekanizması var. Bu Türkiye’de sayılı kurumlarda var. Kayseri Şeker’in bu mamada işe, denetime ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi olarak bunun bedellerine ve maliyetlerine de katlanıyor. Bunun dışında Varlık Fonu da bizim hissedarımız, onun da denetimine de tabiyiz. Dolayısıyla bu kadar denetimin içerisinde olan bir kuruluşun Ticaret Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmesinde hiçbir sakınca yoktur. Burada 6 aylık sürede, herkesin ne yaptığını ne yapmak istediğini biliyoruz. Burada bir takım personelle ilgili ufak tefek, yalan yanlış birtakım bilgilerle sağda solda şikayetlerle müfettiş getirttirdiğini iddia ediyor ya da ona benze haberler yer alıyor. Müfettişler denetlesinler, onlar sadece hatayı bulmazlar ki, müfettişler aynı zamanda başarı, iftirayı ve yalan dolanı da ortaya çıkarırlar. Yeter ki tarafsız ve bağımsız bir şekilde bu görevlerini yapsınlar. Biz devletin bu görevlilerinin bu anlayış içerisinde görevlerini yapacağına inanıyoruz. Yapsınlar sonuçta çıkan rapor kamuoyuyla paylaşılır. Bunun üzerinden olayı köpürterek, didik didik ediliyor da, tozu atılıyor da, bunlar lafı güzahtan ibaret şeyler ve Kayseri Şeker’i hiçbir şekilde yaralaması mümkün olmayan hususlar. Kayseri Şeker’in geldiği nokta belli Türkiye’deki, sektördeki yeri belli başarısı belli” ifadelerini kullandı.
Kendisinden önceki dönemde büyük başarılar sağlanması gerekirken hiçbir şey yapılmadığı o dönemdeki paraların nereye gittiğinin sorgulanması gerektiğini dile getiren Akay, “2011’den önce, bizden önceki dönemde büyük başarılar sağlanması gerekirken 3 senede bir Boğazlıyan fabrikası yapabilecek bir potansiyel varken işte o paraların nereye gittiğini sorgulanması lazım. Şimdi 3’üncü fabrika alınmış, hem yapılan Boğazlıyan’ın borcu ödenmiş, hem 3’üncü fabrika alınmış onun borcu ödenmiş, bu kadar kendisini geliştirmiş büyütmüş bir kuruluş bu kadar saldırıyı hak etmiyor. Bu saldırıyı yapanlar da zaten çiftçi lehine yapmıyorlar. Fabrika lehine yapmıyorlar. Biraz Hüseyin Akay odaklı yapıyorlar. Yani burada emanete sahip çıktığı için fabrika zarar veremeyeceklerini biliyorlar. Hüseyin Akay’a zarar verebilir miyiz diye yapıyorlar ama fabrikaya zarar veriyorlar, çiftçiye zarar veriyorlar. Vatandaşı düşünen, çiftçiyi düşünen insanların bu ahlaktan bu uygulamadan vazgeçmeleri lazım” diye konuştu.
‘MİLLETVEKİLİ ADAYLIĞI İÇİN BUGÜNE KADAR GÖRÜŞMEM OLMADI’
Ayrıca hakkında çıkan milletvekilliği aday adaylığı konusunda açıklamalarda bulunan Hüseyin Akay, şunları söyledi: “Siyasi birtakım değerlendirmelerle olayı farklı bir boyuta götürmeye çalışıyorlar. Anladığımız kadarıyla siyasetçilerle aramızı bozmaya falan çalışıyorlar. 2021 yılında şeker sektörünün ne kadar büyük bir kriz içerisinde olduğunu herkes biliyor. O dönemde devlette görüşmediğim makam kalmadı. Herkese şeker sektörünün sıkıntılarını anlattım ve bundan dolayı ortaya çıkacak kaosu, problemi anlattım. Bu çerçevede siyasetçilere de anlattım. Her siyasi partiden görüştüğüm kişilere şeker sektörünün sorunlarını anlattım ve yapılan şeker zamlarının da eleştirilmemesi gerektiğini rica ettim. Çünkü eğer şekere zam yapılmayacak olursa şeker sektörünü çökeceği ve bundan dolayı pancar çiftçisinin büyük zarar göreceği ve Türkiye’de Orta Anadolu’da tarımı çok olumsuz etkileyeceğini anlattım. Bunu bu çerçevede görüşmeleri yaptım. Şimdi 15- 16 ay önce yapılan görüşmeleri sanki yeni yapılmış gibi böyle addederek işte falancaya sığındı, falanca partiyle görüştü, falanca lideriyle görüştü gibi böyle gerçeğe uygun olmayan, işte milletvekilliği için görüştüğüm iddia ediliyor, siyaset için görüştüğüm iddia ediliyor. Kesinlikle hiçbir siyasi kuruluşla hiçbir siyasi şahsiyetle milletvekili adaylığı için bugüne kadar görüşmem olmamıştır. Olsaydı bunun gizlenecek bir tarafı yoktu. Bundan sonra olursa da zaten gizlemem. Yani hem aday olacaksınız hem de gizli olacaksınız. Böyle bir şey ancak gülünür. Onun için bunlar doğru iddialar değil. Ben kamuoyunun bunu bu şekilde doğru değerlendireceğine inanıyorum. Bu iftiracıların da iftiralarının yakın bir zamanda yüzlerine çarpılacağını düşünüyorum.”