Bugün 6 Mayıs, bundan tam 48 yıl önce, Deniz, Yusuf ve Hüseyin idam edildi. 48 yıl oldu, onların mücadelesi, halka bağlılıkları ve cesaretleri bir gün bile unutulmadı, unutulmayacak! 5 Mayıs günü Emek Gençliği Kayseri İl Gençlik Örgütümüz pandemi koşullarından dolayı Denizleri sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayın ile andılar. Evlerde, emekçi semtlerin Denizler bugün anılmaya devam ediyor. Evet; Denizleri asanlar, idam ipini boyunlarına geçirenler Denizleri asmak çözüm olur sanıyorlardı ancak beklentileri yerle bir oldu! Denizler 48 yıldır yüzlerce binlerce gencin adında, mücadelesinde, kararlılığında, cesaretinde yaşıyor, yaşamaya da devam edecek.
Her geçen yıl Denizleri ve mücadelelerini hatırlamak, emperyalizme karşı açıktan ve örgütlü bir savaşımın içerisinde yer almak isteyen gençlerin sayısı çoğalıyor. Çünkü 48 yıl öncesinde olduğu gibi bugün de Denizleri idam eden düzenin temsilcileri iktidardalar. Uluslararası sermaye güçleri ve onların yerli işbirlikçileri dünyanın her tarafını yağmalıyor, kapitalizmi, barbarlığı en ücra köşelere kadar götürüyor! Onların yerli işbirlikçileri Türkiye’den Venezuela ve Latin Amerika’ya, Suriye ve Ortadoğu’dan Afrika’ya ırkçı, gerici, mezhepçi savaş politikalarından vazgeçmiyor, dünya halklarının barış ve özgürlük özlemlerine yağma, savaş ve sömürüden başka cevap vermiyorlar!
NATO’su da, İncirlik Üssü de, yerli işbirlikçileri de defolup gidecek, biz kalacağız!
Halkların, işçilerin-emekçilerin özgür ve eşit dünya özlemleri gerçekleşene kadar Denizler tam bağımsız ve demokratik Türkiye mücadelesinin, sınıfsız bir toplum kavgasının en önünde koşmaya devam edecek!
Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Emperyalist güçlerin arasındaki çelişkilerden faydalanan tek adam, tek parti yönetiminin yayılmacı politikalarıyla yandaş müteahhitler, enerji şirketleri yeni pazarlardan karlarını büyütmeyi hedeflerken; işçilere, emekçilere, gençlere düşen savaşın faturasını açlık, yoksulluk, işsizlikle ödemek oluyor. Ortadoğu halkları ölümle göç arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyor. Ne ülkemizi ne de orta doğuyu emperyalistlere, emperyalizmin askeri birliklerine, ticaret örgütlerine teslim etmeyeceğiz! NATO’su da, İncirlik Üssü de, yerli işbirlikçileri de defolup gidecek, biz kalacağız!
Memleketin bütün imkânlarını bir kez daha patronlara sunuyorlar
Bir kez daha Denizlerden devraldığımız mücadele bayrağı ile buradan bir kez daha yineliyoruz; tek adam yönetimi, ekonomik kriz koşulları ve COVİD-19 pandemisi sürecinde açıkladığı 100 milyar liralık "Ekonomik İstikrar Kalkanı" paketiyle devlet bütçesini, kamu gelirlerini, memleketin bütün imkânlarını bir kez daha patronlara sunuyor. Paketten sermayedarlara borçlarının ertelenmesi, teşvikler; işçilere, emekçilere işten atmalar ve ücretsiz izin düşüyor. Olağan koşullar altında dahi asgari bir yaşamdan fazlasını vadetmeyenler, bu süreçte işçileri, emekçileri üretimde tutarak sokağa çıkma yasağının dışında tutuyor. Bir avuç kapitalistin kar hırsı milyonların bulaşıcı hastalığa yakalanma ve ölüm riskine tercih ediliyor! 20 yaş altına ilan edilen sokağa çıkma yasağından yine genç işler faydalanamıyor. Adana’da 18 yaşında mülteci bir tekstil işçisi, işe gittiği esnada dur ihtarına uymaması gerekçesiyle polis tarafından vurularak öldürüldü. Kapitalistler ve iktidardaki sözcüleri ucuz iş gücü olarak gördükleri Türkiye gençliğinin geleceğini salgın, geleceksizlik ve işsizlikle örmeye çalışıyor!
Denizler, işçilerin-emekçilerin yönettiği bir ülke için savaşıyorlardı
Salgını derinleştiren, krizin tüm yükünü bizlere, emekçi halka yükleyenler de bir avuç sermaye sınıfı ve onları temsilcisi tek adam rejimidir. Kapitalist emperyalist sistem, dünyanın her yerinde pandemi koşullarına rağmen sömürü çarklarını amansız bir şekilde döndürmeye devam ediyor. Bu sömürü çarklarını tarihin çöplüğüne yollayacak alternatifini yaratmak için Denizleri anlamak zorundayız. Denizler, sömürünün, emperyalist savaşların, dünyanın zenginliklerinin emperyalistler ve bir avuç kapitalist tarafından yağmalanmasının, Türkiye’yi yönetenlerin bu kan emicilerle kurduğu ekonomik ve askeri ilişkilerin karşısındaydı. Türkiye’nin bağımsız bir ülke, emperyalist kuşatmanın karşısında yer alan, işçilerin-emekçilerin yönettiği bir ülke olması için savaşıyorlardı.
Denizler’e verdiğimiz mücadele sözünü bir kez daha haykırmak için!
Onlar şunu gösterdiler; örgütlü mücadele her şeydir, ancak örgütlü bir mücadeleyle emperyalist kuşatmaya, ideolojik-politik saldırılara karşılık verilebilir! Deniz’i Deniz yapan örgütlü yaşamı, örgütlü mücadelesinin halka bağlılığı, mücadelenin en sert dönemlerinde örgütüyle izlediği mücadele taktikleriydi. Bugün Emek Gençliği, Denizlerden devraldığı bayrağı taşımaya devam ediyor.
Mutlaka biz kazanacağız!
Türkiye’nin dört bir yanında ülkenin gidişatından rahatsız olan, gelecek kaygısı ile boğuşan, bu düzenin değişmesi gerektiğini düşünen kardeşler! Örgütlenmek, birleşmek, mücadele etmek zorundayız! Çünkü biliyoruz ki düşmanımız, sermaye sınıfı örgütlü hareket ediyor. Bizim örgütlülüğümüzden ise korkuyorlar, bir araya gelmemiz, üretmememiz, tartışmamamız için bütün olanaklarını seferber ediyorlar. Çünkü biliyorlar, örgütlenirsek, özlemlerimize, taleplerimize sahip çıkarsak onların sonu olacak! 200 yıldır inşa ettikleri barbarlık düzeni, sömürü ilişkileri tuz buz olacak! Eşit ve özgür bir dünya kuracağız, birlikte yaşayacağız, birlikte üreteceğiz! İşte bu korkuyu biz iyi tanıyoruz, Denizler 48 yıl önce tam da bu nedenle idam edildiler, ancak korktukları başlarına gelecek, mutlaka biz kazanacağız!
SÖZÜMÜZ SÖZ!
Sermaye güçleri korksun, hatta titresin; çünkü tek bir geri adım atmayacağız! İstediğimizi alana, başka bir dünya kurana kadar mücadele edeceğiz. Biz bu kararlılığı Denizlerden devraldık!
Ancak bu süreç bittiğinde okullarımıza, fabrikalarımıza, iş yerlerimize, mahallelerimize mücadeleyi büyüterek, daha da kararlı, daha da cesaretle döneceğiz. Bizlere yoksulluktan-yoksunluktan, açlıktan, savaştan, işsizlikten, salgından başka hiçbir şey vadetmeyen Emperyalist kapitalist sistemin ve onun temsilcilerinin karşısında insanlığın en ileri birikimi olan Sosyalizm bayrağıyla dikileceğiz. Örgütlenmeye, çoğalmaya, her yerde olmaya, bulunduğumuz her alanda sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.
Denizlere verdiğimiz sözü tutacağız; bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadelemizi büyütecek, emekçileri sömüren, Denizleri idam edenlerin düzenlerini yıkacağız!
YUSUF, HÜSEYİN, DENİZ SÜRÜYOR SÜRECEK MÜCADELEMİZ!
Ahmet Akarsu- Emek Partisi Kayseri İl Başkanı
Bu yazı 9370 defa okunmuştur.