şişli escort -
escorts
ギャンブル
Bugun...
SON DAKİKA

Psikolojik Sorunlar Nasıl Baş Gösterir?

 Tarih: 18-03-2024 11:17:00
Sevgi Keske

İnanmak ve güvenmek ayrılmaz bir ikilidir. Doğruluğuna inandığı her şey aynı zamanda insana güven verir. Güven ise özgürce hareket etme olanağı sağlar.

Güven duygusu yaşamsal ihtiyaçlarımızın ilk basamağında yer alır. Var olan ve yaşayan bütün canlı organizmalar, sağlıklı biçimde gelişip büyümek ve yaşamını olağan süresinde tamamlayabilmek için zarar vermeyen ve zarardan koruyan ortamlara ihtiyaç duyar.

İnsanlar olarak kendimizi, fiziksel ve psikolojik bütünlüğümüzü korumak zorunda kaldığımız her yer ve durumda tetikteymiş gibi yaşarız. Güvensizlik, başlıca stres kaynağıdır. Çünkü yaşamı olumsuz yönde etkiler, tehdit eder.

Tetikte olmak, tıpkı savaş alanında her an vurulma ihtimalinden korunarak çarpışan bir asker gibi davranmaya benzer. Asker, hayatta kalmak için bilmediği herhangi bir yönden kendisine isabet edebilecek kurşunu kollamak zorundadır. Nereden, nasıl bir tehlike geleceğini beklemekse her yöne kuşku ile bakmayı gerektirir.

Malûm, tehlike doğası gereği “geliyorum” demez. Güven duygusu da doğası gereği, korunaklı ortama ihtiyaç duyduğu için tehlike ortadan kalkıncaya dek bir köşede bekler. Tehlike bazen gerçektir bazen de sadece algı yanılmasıdır. Güven duygusunun geri gelmesi ya da yeniden inşa edilmesi için tehlikeli ortamın veya tehlike algısının bitmiş olması gerekir.

Güvende hissetmeyen kişi, sürekli korunma çabası nedeniyle potansiyelini güvenlik ihtiyacını karşılamaya yönelik düşünce duygu ve eylemler için kullanır. Hedef, güvenliği yeniden sağlayıp yeniden iyi hissetmektir.

İçimize-özümüze- güvenmek ve dışarıdaki dünyaya güvenmek sağlıklı ve dengeli ilişkiler için gereklidir.

Güvensizliğin arttığı her durum kişi için bir tehdit içerir. Başka bir deyişle tehdit oluşturan her durum güvenliği sarsan bir tehlike algısı yaratır.

Bir toplumda birlikte yaşayan insanların birbirine güven duygusu zedelenmişse sağlıklı bir toplumdan söz edemeyiz.

Kişisel ve toplumsal alanlarda söylemlerin ve davranışların tutarlılığı güvenilir olmanın ön koşuludur. Söylediği ile yaptığı birbirini tutmayan kişi güvenilmezdir.

Birçok ilişki sorunu ve kişisel psikolojik sorunlar bireydeki güven duygusunun örselenmesi sonucu ortaya çıkar.

Daha ileri noktadan bakılacak olursa güven duygusunun temeli çok erken çocukluk dönemlerinde atılır. Bu dönemlerde yeterince doyurulmayan güvenlik ihtiyacı, ileriki yaşlara uzanan ciddi psikolojik sorunlara neden olabilir.

Ayrıca yetişkin yaşlarda uzun süreli güven zedeleyici ortamlara maruz kalınması sonucunda da psikolojik sorunlar oluşabilir.

Çocukluk dönemlerinde yeterince karşılanmayan güvenlik ihtiyacı, ağırlıkla özgüven sorunlarına neden olur. Beraberinde başkalarına güvenmeyi de etkiler. Özgüven sorunu yaşayan birey ya kendinden çok başkalarına güvenen ya da hiç kimseye güvenmeyen kontrolcü bir yapı geliştirebilir.

Anlaşılacağı üzere her iki durum da karmaşıktır.

Sağlıklı tutum kendini kendisiyle baş başayken güvende hissedebilmekle yani özgüvenle başlayan, kendisi dışındaki neye, kime, nasıl, ne konuda güvenebileceğini tayin etmeyle devam eden hareketli bir süreçtir.

Kendiyle baş başayken güvende hissetmek demek, “ben içinde bulunduğum durumun farkındayım, bu durumdayken karşılaşabileceğim zorluklarla, risklerle baş edebilirim (veya baş edemem)”diyebilmektir. Başka bir ifadeyle yeterlilik- yetersizlik, güç-güçsüzlük, istek-isteksizlik ve bunlar gibi kişisel hâllerinin farkında olmak ve kendini olduğu haliyle kabul etmek demektir. Bu hâl, kendini geliştirmek, değiştirmek isteyen insan için de ön koşuldur.

İçinde bulunduğu durumu değiştirmek isteyen insan değişime kendinden başlamak, özgüven basamaklarının her birindeki kendini olduğu haliyle kabul etmek zorundadır.

İnsan toplumsal bir varlık olduğundan, aynı toplumda yaşayan insanların birbirine güvenmesi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Toplumu oluşturan bireylerin tutarlı ve özgüven sahibi oluşu o toplumu, kendi üyeleri için güvenilir bir yer yapar.

Buna karşın bir toplumda, içi boş özgüvenin yaratacağı ciddi tehlikeler vardır. Bu açıdan bakıldığında, toplumu yönlendirme özelliği bulunan fikir insanlarının, bir toplumun lideri veya yöneticisi konumundaki bireylerin özgüven sahibi, evrensel bir düşünce yapısı geliştirmiş ve kendisini kabulden çok daha ileri düzeydeki kabul süreçlerini gerçekleştirmiş tutarlı kişiler olmalarının önemini inkâr edemeyiz.

Güven duygusu yaralanmış bireylerin çoğunlukta olduğu toplumlar hastalanır. Hasta bir toplumda yaşamak ise farkındalığı yüksek, kendini gerçekleştirmiş veya da gerçekleştirme potansiyeli olan, kendine ve başkalarına güvenen ve güvenilir kalabilen insanlar için eziyettir.

Bir insanın başka bir insana verebileceği en güzel hediye ona güvenmektir. Bu güzel hediyeyi kendimizden de başkalarından da esirgemeden yaşamak ferahlıktır. Bize güvenmiş insanları ve de kendine güvenmiş kendimizi kandırmak ise ihanettir.

Kendimize ve başkalarına güvenli alanlar açmaktan hepimiz sorumluyuz.

Sevgiyle kalın.

  Bu yazı 2694 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI