Atatürk Evi’ndeki o yapının, mezar olduğu iddia edildi

Kayseri’de bulunan ve Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı döneminde misafir olarak kaldığı İmamizade Raşit Ağa Konağı olarak bilinen ve daha sonra 1978 yılında Kültür Bakanlığınca kamulaştıran Atatürk Evi’nin bahçesindeki katlı beton yapının aslında bir mezar olduğu iddia edildi.

Konağın, eski ismi olan İmamizade Raşit Ağa Konağı iken birkaç aileye hanelik ettiği, evde yaşayan ailelerin ise aynı avluyu kullandığı zaten biliniyordu.

1900’lü yılların başlarında yaşayan ve ‘Dut Baba’ olarak bilinen bir şahsın, Kayseri’de yaşadığı ve İmamizade Raşit Ağa Konağı’nda yaşayanların komşusu olduğu iddia edildi. Her fırsatta İmamizade Raşit Ağa Konağı’nın (Bugünkü Atatürk Evi) bahçesinde bulunan dut ağacına yaslanarak gölgelenen zatın bu yüzden ‘Dut Baba’ olarak anıldığı söyleniyor. ‘Dut Baba’ olarak bilinen şahsın, o dönemde vasiyette bulunduğu ve sürekli uğrak yeri olan Atatürk Evi’nin bahçesindeki dut ağacının altına defnedilmek istediği iddia edildi. Dönemin ev sakinleri tarafından isteği yerine getirilen ‘Dut Babanın’ hala orada yattığı konuşuluyor.

BAHÇEDE DUT AĞACI HALA VAR

İddiaları kuvvetlendiren olaysa, Atatürk Evi’nin bahçesinde hala bir dut ağacının olması. O dönemde ‘Dut Baba’nın yaslandığı, gölgelendiği ve ‘Beni bu ağacın altına gömün.’ Dediği ağacın, tohum bırakarak yerini yeni bir ağaca bıraktığı tahmin ediliyor.

KAYSERİ VALİSİ MEZARIN BELLİ OLMASINI İSTEMİŞ

Kayseri’de her yıl 19 Aralık’a kutlanan Atatürk’ün Kayseri’ye gelişi, o dönem Atatürk’ün misafir olarak 2 gece kaldığı ve günümüzde Atatürk Evi olan bu evde gerçekleştiriliyor. Kayseri’nin 2007-2012 yılları arasında valiliğini yapan Mevlüt Bilici’nin, bir resmi kutlama sırasında mezar olduğu iddia edilen beton yapıyı Atatürk Evi’nden sorumlu memurlara sorduğu, memurların ise o yapının mezar olduğunu söylediği öğrenildi. Vali Bilici’nin bunun üzerine mezar taşı konularak, mezarın belli edilmesini istediği ancak, memurlar tarafından bu konunun üstünün kapatıldığı iddia edildi. Mezar taşının konulmak istenmemesinin sebebi ise, Atatürk Evi’nin halk tarafından bir türbe gibi görülme ihtimali.