şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler


1 Mayıs İşçi Bayramı Kayseri’de Coşkuyla Kutlandı
Tarih: 01-05-2022 15:29:51 Güncelleme: 01-05-2022 15:29:51 + -


1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları Kayseri’de coşku içinde yaşandı. Alanda konuşan Eğitim-Sen kayseri Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Sedat Ünsal, “1977 1 Mayıs katliamı Türkiye emekçilerinin sırtına sermayenin sapladığı bir hançerdir. Emeğe karşı işlenmiş bir büyük komplodur. Buradan bir kez daha yitirdiğimiz kardeşlerimizi anıyoruz ve onlara bir kez daha söz veriyoruz” dedi.

facebook-paylas
Tarih: 01-05-2022 15:29

1 Mayıs İşçi Bayramı Kayseri’de Coşkuyla Kutlandı

Kayseri’de 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarının adresi Salih Avgun Paşa Caddesinden başlayıp Mimar Sinan Parkı oldu. KESK ve DİSK öncülüğündeki kutlamaya Eğitim-Sen, SES, BES, CHP, EMEP, Sol Parti, TİP, TKP, Tük Emekli-Sen üyeleri de destek verdi. Binlerce katılımcının destek verdiği kutlamada, yürüyüş sonrası alanda halaylar çekildi.

Tören alanında konuşan Eğitim-Sen kayseri Şube Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Sedat Ünsal, şunları kaydetti:

Sabahın sahipleri, özgürlüğün, eşitliğin kardeşleri,  yarının, umudun anaları…

Hayatını emeğiyle kazananlar, ülkenin aydınlık ve namuslu insanları… 

İşçiler, kamu emekçileri, emekliler, işsizler, çiftçiler, ev kadınları, öğrenciler, gençler, yüreği emekten yana çarpan emek dostları Merhaba…

Birlik, Dayanışma ve Mücadele Bayramımız Kutlu Olsun!

Bugün 1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günüdür.

1977 1 Mayıs katliamı Türkiye emekçilerinin sırtına sermayenin sapladığı bir hançerdir. Emeğe karşı işlenmiş bir büyük komplodur. Buradan bir kez daha yitirdiğimiz kardeşlerimizi anıyoruz ve onlara bir kez daha söz veriyoruz. Sizin davanızın peşini bırakmayacağız, sorumlular tek tek ortaya çıkana kadar, devlet içindeki illegal yapılar dağıtılana kadar bu davanın takipçisi olacağız.

 

1 Mayıs tüm dünyada, bu meydanda ve ülkenin her yerinde coşkuyla, umut ve heyecanla kutlanıyor. Umudumuzu, kararlılığımızı ve mücadele azmimizi Gezi davasında yeni bir AKP darbesiyle cezalar vererek bastırmak istediler. Hep birlikte daha gür haykırıyoruz, Gezi bu ülkenin yüz akıdır, direniş sembolüdür. Geleceğimize sahip çıkma iradesidir. Bu karanlık gidecek, Gezi kalacak. Gezi’yi dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunacağız. AKP ve yargısı emekçilerin ve halkımızın özgürlük mücadelesine engel olamayacak. Gezi her yerde, Gezi burada, Gezi bizleriz, Gezi milyonlardır. Gezi ruhunu hapsedemeyecekler! Ne Taksim yasağı, ne Gezi davasında verilen cezalar gidişlerini engellemeye yetmeyecek, GİDECEKLER…

 

Yıllardır emeğimizle, alın terimizle insanca çalışma, insanca yaşama mücadelesi veriyoruz. Ancak durumumuz her gün biraz daha kötüleşiyor. Ekmeğimiz her geçen gün küçülüyor.

Sömürünün çarkları milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışılıyor. Güvenceli-kadrolu çalışma hakkımız yok sayılıyor,  güvencesiz istihdama mahkûm olmamız bekleniyor.

Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hakkımız ortadan kaldırılıyor, KHK’lar ve geçici 35. Madde eliyle on binlerce kamu emekçisi hukuksuzca ihraç ediliyor. Sendikalı oldukları için binlerce işçi işten çıkarılıyor.

Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Gölgesini satamayacağı ağacı kesen kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturasını milyonlarca insan canlarıyla, doğa ise geri dönüşü olmayan tahribatlarla ödüyor.  Nükleer, termik, jeotermik santraller,  siyanürlü maden aramaları, atmosfere, toprağa salınan zehirli gazlar, zehirli atıklar ekolojik krizi derinleştiriyor, yeni pandemilere yol açıyor. Emperyalist savaşlar her geçen gün daha geniş coğrafyalara yayılıyor, savaşın alevleri işçi ve emekçileri yakıyor. Milyonlarca insan yerinden yurdundan olup göç etmek zorunda kalıyor, şehirler yakılıp yıkılıyor.

Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor. Seçme, seçilme hakkı yok sayılıyor, belediyelere kayyumlar atanıyor, vekiller cezaevlerine konuyor, kitlesel tutuklamalar hız kesmiyor, bir kez daha parti kapatma davaları ile halk iradesine ipotek konmak isteniyor.

 

Şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık ve mezhepçilik krizi yönetmenin bir yolu olarak ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor.

Savaş ve işgallerle ekmeğimizi küçültüyor, işsizliğimizi büyütüyor, talanların yolunu açıyorlar.

Sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor, kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Bu ateşten günlerde kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor. İktidarın tepesindekiler farklı cinsel yönelimleri hedef haline getiriyor, yaşam haklarını bile çok görüyorlar.

 

Üniversiteler iktidarın arka bahçesine dönüştürülürken gençler barınamadıkları için okuyamama tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. On binlerce akademisyen, bilim insanı ve genç akın akın yurt dışına göç ediyor. İktidar ülkenin en aydınlık beyinlerini kaçırtarak karanlık bir geleceğin parke taşlarını döşemeye devam ediyor.

Türkiye'de ve bütün dünyada emekçilerin üzerinde katmerlenen sömürünün, savaşların, yıkımların,  açlığın ve salgın hastalıkların temel nedeni emperyalizmdir. Bu nedenle başta ABD emperyalizmi ve NATO saldırganlığı olmak üzere emperyalizmin yayılmacı ve emekçi düşmanı politikalarına karşı çıkıyoruz.

Bizim değil,  sermayenin, patronların yüzünü güldüren bu düzen böyle gitmez. Bu bozuk düzen,  bizim düzenimiz değil. Bu sömürü düzeninin bize vereceği hiçbir şey yok!

Tek adam rejiminin sona ermesi, demokrasi ihtiyacı ve köklü bir değişim talebi mutlu bir azınlık dışında tüm kesimlerin ortak talebidir. Bu düzen böyle gitmez. Halkı yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, borçluluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden bu düzen Türkiye’nin sırtında bir yüktür. 20 yıldır ülkeyi yönetenler ve tüm yetkileri tek kişide toplayanlar sorumluluktan kaçamaz. Ülkenin kanayan sorunlarını kendi dışındaki herkese ve her şeye bağlayan bir yönetim anlayışına artık yeter diyoruz.

Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu, işsiz kalınmadığı, aç yatılmadığı bir dünya ve ülke istiyoruz. Birleşerek yaratacağız.

Herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işinin olduğu,  ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı, mültecilik statüsünün tanındığı bir gelecek istiyoruz. Birleşerek gerçekleştireceğiz!

Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı yeni bir çalışma yaşamı istiyoruz. Birleşerek hayata geçireceğiz!

 

Düşüncenin, ifade özgürlüğünün cezalandırılmadığı, savaşların olmadığı, tüm toplumsal sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, cezaevleri yerine okulların yapıldığı, işkence ve kötü muamelenin yaşanmadığı bir ülke istiyoruz. Birleşerek ve ortak mücadele ile inşa edeceğiz!

 

Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz. Birleşerek gerçekleştireceğiz!

 

Çalışma hakkımızı ortadan kaldıran OHAL uygulamaları ve uygulayanları gidecek, birleşerek biz kazanacağız!

Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var. Birleşerek değiştireceğiz!

Bugün ülkenin bütün kentlerinde 1 Mayıs’ı bir emek şenliğine , kardeşlik, özgürlük bayramına çevireceğiz.  Davullarımız, zurnalarımız, halaylarımız, zılgıtlarımızla; bayraklarımız, pankartlarımız ve sloganlarımızla alanlardan tüm ülkeye bir işaret fişeği göndereceğiz; özgür, eşit demokratik bir ülkede insanca yaşama özlemimizin işaret fişeğini göndereceğiz.

Bizler toplumsal kaynakların öncelikle işsizlik ve yoksullukla mücadeleye ayrılmasını istiyoruz!

Herkese güvenceli iş, insan onuruna yakışır bir ücret istiyoruz!

Dilinden, dininden, kimliğinden dolayı kimsenin ötelenmediği, dışlanmadığı bir ülke istiyoruz!

Grev ve toplu sözleşme hakkımızın anayasal güvenceye kavuşturulmasını istiyoruz!

Eğitim ve sağlık başta olmak üzere temel kamusal hizmetlerin her düzeyde parasız, erişilebilir ve nitelikli olmasını istiyoruz!

Yolumuz açıktır. Geleceğimiz aydınlıktır. Çünkü bu ülkenin emekçileri, ülkenin gerçek sahipleri  özgür, eşitlikçi, barışcı, demokratik bir Türkiye yaratmaya kararlıdır.

Böyle bir ülkeyi sadece bizler yaratabiliriz. Çünkü üreten, yaşatan ve var eden yalnızca bizleriz.

1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü hepimize kutlu olsun!






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI