Fındık’ı Kaybettik!

Annesi onu kuytu bir köşede gizli, kaçamak beldi de korku ile doğurduğunda, nereden bilebilirdi ki, bir gün yavrularından birinin başına bir talih kuşu konacak. Şimdiden annesi de kardeşleri de mutlaka ya zehirlenmiştir ya da açlıktan ölmüşlerdir. Belki de bir otomobil altında can vermişlerdir. Çünkü bir sokak köpeğinin ortalama ömrü en iyi ihtimalle 1-2 yıldır. İstisnalar hariç. Merhametli insanlara rastlayanları da  hariç elbette. Burada ben bu konuda Sayın Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ı bir kez daha bir hayvan sever olarak tebrik etmek isterim. Çünkü Türkiye’de örnek olarak çok güzel ‘PATİ KÖY’Ü’ açtı. Başkan her hafta sonu oraya gidiyor kendi elleriyle hayvanları beslediğini gördüm. Şimdi Sayın Başkan, gene Türkiye’de ilk olarak hayvanlar için mezarlık yaptırıyor.

Evet, Fındık mezarlıkta diğer sokak köpekleri tarafından hırpalandığını göre öğretmen, onu alıp okula getirir. Tokat’a bağlı Turhal’ın Kayacık Köyünde Şehit Halit Yılmaz İlkokulu’nun maskotu oluverir. Adına 'Fındık ‘ der öğrenciler. Bir öğrencinin annesi Fındık’a  önlük diker. Fındık öğrencilerle beraber sıraya oturup ders dinlemektedir artık. Derken Fındık, fenomen olur. Gazetelerde, köşe yazarlarına konuk olur, TV ekranlarında boy gösterir. Karnı doymakta, sırtı pek uyumaktadır sonunda.

Kayacık Köyünün çocukları, öğretmenleri, anneleri sarıp, sarmalarlar Fındıkçığı… Öğretmen ders anlatırken  Fındık’da sıcak soba başında uyuklamaktadır. Küçüktü Fındık. Yavru idi. Henüz 4-5 aylıktı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’la Kayseri’de yaptığım görüşmede her okula bir köpek (Pergel) kampanyası başlatmıştı olsa. Fındık göze gelmiş olmalı ki aniden gençlik hastalığına yakalandı. Turhal Kaymakamlığı tarafından Ankara’ya gönderildi. Uzun bir tedaviden sonra önceki gün FINDIK’ı kaybettik. Fındık nur içinde yat.

Genellikle gençlik hastalığı ölümle sonuçlanmaktadır. Bünyesi kuvvetli hayvanlarda bu hastalığı atlatabiliyorlar… Fındık daha küçükken sokaklarda mücadele halindeyken yakalanmış olmalı bu hastalığa.

Doğa ve çevreye sahip çıkmak ve savunmak, hayvan haklarını savunmak insani görev olup en temel haktır… Doğa sevgisi, hayvan sevgisi ve çevre bilincine sahip olmak uygarlıktır. “Doğa ve Hayvanı Sevmeyen insan, Hasta ve Klinik vakadır” demişti Sayın Başkanımız. Kayseri’de Pati Köyü, hayvan ambulansını hayata geçirirken, bu çok önemli bir cümledir. Ben bu cümleyi Türkiye’deki tüm belediye başkanlarına armağan ediyorum. Yolu insan ve sevgiden geçen herkes doğayı ve hayvanı, bitkiyi sevmelidir.

Allah tüm doğayı, hayvanı, bitkiyi bize armağan etmişse onun armağanlarını sevelim ve koruyalım. Mutluluk daima avuçlarımızda kalsın…

Merhamet insanlığa adanmış en yüce duygudur...