Ne Ölelim Ne De Ölmekten Beter Olmayalım

Bir günde binden fazla insan ABD de Corona virüsden dolayı ölmekte. Buna rağmen salgın zirve yapmadı deniyor. Salgın ne zaman kaç kişiyle zirve yapacak belli değil.

Ülkemizde ise şimdilik 70 li sayılarda ölüm vakaları yaşanmaktadır. ABD nin sağlık sistemi ve ülkenin kalkınmışlığını göz önüne alırsak ülkemizde bu krizin ne boyutlara ulaşabileceğini kestirmek bile bir kabusa dönüşüyor.

Hadi diyelim o boyutlara gelmedik. İnşallah da gelmeyiz. Ama bu işler malesef inşallah ve maşallah ile olmuyor.

Bilim, akıl, teknoloji, doğru planlama, doğru strateji ve topyekün millet olarak duyarlı olmak  çözümü getirmektedir.

Sosyal patlamaların yaşanmaması en önemli hassasiyetlerden birisidir. Ölmedik ama çocuklarımızı doyuramadık, ölmedik ama sosyal patlama başladı, marketlerde yağmalar, kasap dükkanlarında yağmalar, köylüden hayvanları çalmalar. Banka şubeleri ATMleri dağıtmalar vs...

Ölmedik ama ölmekten beter olduk.

Markette alış veriş yaptınız. Arabanıza binerken eli bıçaklı birisi karşınıza dikildi. Ver şu poşetleri efendi, senin bebeler doyacak da bizimkiler taş mı kemirecek dedi.

Ölmedik ama ölmekten beter olduk.

Akşam evin kapısı çaldı. Açtınız, içeri birileri daldı. Evinizde yiyecek ne varsa cebinizdekiler ile birlikte yükleyip gittiler.

Ölmedik ama ölmekten beter olduk.

Sabah evden çıkıyorsunuz, arabanıza tam binmek üzere siniz. Birden boğazınıza bir bıçak dayandı, ver cüzdanı, kartını, telefonunu, alyansını dedi.

Ölmedik ama ölmekten beter olduk.

Peki kim yapacak bunları;

Daha düne kadar fabrikada çalışan işçi, AVM de çalışan beyaz yakalı, gidip haftalık traşınızı olduğunuz berberiniz, evinize temizliğe gelen temizlikçiniz. Çocuğunuzu gönderdiğiniz özel okulun ücretli öğretmeni, yada devlette ücretini alamayan vekil bir öğretmen.

Ölmedik ama ölmekten beter olduk.

Bazı itirazları duyar gibi oluyorum. Hooop efendi bizim toplum öyle yapmaz, haddini aşma diyenleri de duyar gibiyim.

Bilin ki evde çocuklarını doyuramayan bir baba kaplana döner ve yapamayacağı çılgınlık kalmaz.

Peki nedir bu işin çözümü.

Devlete düşen sorumluluklar öyle yada böyle yerine gelecek, ya seve seve, ya değilse Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu korkusuyla illaki yerine gelecek. Diğer tüm belediyeler ellerindeki imkanları sonuna kadar zorlayacak, sosyal patlamanın önüne geçmeye ve virüsü ABD, İtalya, İspanya seviyesine çıkarmamak için gayret edecek ve ediyor.

Şimdi sıra sanayici, iş adamları, sermayedarlar, devletin kasasından bir türlü eli çıkmayanlar, helal veya haram süt emmiş tüm varlıklı insanlar. Devlete ve belediyelere koşulsuz ve vergiden düşmeden destek ve yardımlarınızı esirgemeyeceksiniz.

Ölmemek ve ölümden beter olmamak için uzun yıllardır hiç beceremediğimiz kadar, alevi, Sünni, Türk, Kürt, sağcı, solcu, dinli, dinsiz olduğumuza bakmadan geleceğimize ve dahi bekamıza sahip çıkacağız.

Devleti yapması gerekip de yapmadıkları için sıkıştıracağız. Belediyeleri de aynen. Ve illaki tüm servetlerini bu topraklar üzerinde kazanan varlıklı insanlar, her biriniz Ali Koç olmak zorundasınız. Hepimiz ekmeğimizi bölüşmek zorundayız.

Millet olmanın gereği de budur.

Orhan Karakoçluoglu

Kocasinan Belediye Meclis Üyesi