Döneklik ve Dalkavukluk

Türk Dil Kurumu, dönekliği şöyle tanımlıyor; “inanç ve düşüncesini değiştiren, sözüne güvenilmeyen, caygın, kaypak (kimse), kahpe”

“Uçarken takla atan güvercin”

 Kubbealtı Lugatına göre; “Sözünde durmama, sebatsızlık, kaypaklık.”

Dalkavuk ise; TDK’na göre; “Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, huluskâr, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak, yaltak, yaltakçı, kemik yalayıcı, çanak yalayıcı, kılbaz”

“Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse.”

 Konumuz, kişiler değil, yanlış anlaşılmasın, kimsede üzerine alınmasın, (isteyen alınabilir). Amacım; özellikle son dönemde sayıları hayli çoğalan “döneklerin” ve “dalkavukların, her araziye uyan “evet efendimcilerin, bugün şunun, yarın bunun adamı olanların, hep (U) dönüşü yapanların, el-etek öpenlerin, bir gün burada, diğer gün başka yerde olanların, fikir ve düşünce göçebesi, rüzgâra göre yön değiştiren yönsüzlerin, fırdöndülerin ve ayçiçeklerinin kıssadan hisse çıkarmasını sağlamak…

Dönekler kadar, günümüzde dalkavukların sayısı da giderek artmaktadır, halk arasındaki adları yağdanlıktır. Dönek ve dalkavuklar toplumun kanseridir.  Bunlar, bugün “AK” dediklerine yarın” KARA” diyecek, esen rüzgâra göre yön değiştirecek menfaat budalalarıdır…

 Döneklerle dalkavuklar hep el- etek öpmeyi yeğlemekte,  bu alışkanlık giderek kronikleşmekte zaman içinde de vazgeçilmez bir tutkuya dönüşmektedir. Başları dik değil, hep eğiktir ve yerdedir.

 Döneklik ve Dalkavukluğu herkes icra edemez, üstün vasıflara(! ) İhtiyaç vardır. Bazı insanlar döner koltuk gibi, her tarafa rahatça döne bilme özelliğine sahiptir. Makam, iktidar, servet ve şöhret için her kılığa girer, farklı görünür, dün söylediğinin tam tersini sırıtarak pişkinlikle söyler ve uygular, bunlar narsist tiplerdir.
Bu üstün vasıflara(!) sahip olmayanın "döneklik mesleğine" sahip olma şansı da yoktur.

“Döneklik ve Dalkavukluk" aslında, hedefe ulaşma ve menfaat elde etme sürecidir, bugün burada sağladıysa, buradadır, umduğunu bulamaz ise;  "dönekliğine" (U) dönüşü yapar ve diğer tarafa yönelir.  Bu tiplerin "gerçek" yüzlerini görebilirsek ve tepkimizi gösterirsek, bu tipler azalacak, siyasetin ve toplumun seviyesi de yükselecektir.

 Dönek olmayan ve dalkavukluğa prim vermeyenlerin başı hep yükseklerde dimdiktir. El etek öpmeyenler, zorluklar ile karşılaşabilir ama ömürlerini mihnet içinde harcamamış olurlar.

Son söz; Başkalarının ayak izlerine basarak yürüyenler, kendi ayak izlerini bırakamazlar…