Partiler Kendi Çıkarını Düşünüyor

Yaklaşan Mart yerel Seçimleri öncesi yine görüyoruz ki bütün partiler kendi çıkarları, yerel iradeyi ele geçirme, iktidar olma telaşına kapılmış durumda. Yoksul ve dar gelirli vatandaş ise partilerin seçim beyannamelerinden doğacak rekabet sonucu kendi lehine sonuçlanacak gelişmeleri merak ediyor. Asgari ücret zamlanır mı? 

Yoksulluk ve Açlık sınırlarının altında bir yıla yakın süredir ücrete çalışmak zorunda kalan asgari ücretlinin takatinin kalmadığı yaşadığı pahalılkla mücadelede anlaşılıyor. Serbest piyasa eknoomisi bahanesiyle piyasalardaki pahalılığa müdahale edemeyen siyasal iktidar ve muhalefet partileri kendi aleyhlerine olan neye şimdiye kadar müdahale etmediler? Bir düşünelim. 

Siyasi partiler seçim hazırlıklarını tam gaz sürdürürken süslü cümlelerle halkın karşısına çıkmanın da planlarını yapıyor. Sokağa çıktığınızda dar gelirli ve orta gelire sahip insanların siyasilerden artık şikayetçi olduklarını görmemek, duymamak imkansız. Yalnızca zengine teslim edilen yaşam hakkı, dar ve orta gelirli ailelerin yaşam standartlarını kıstıkça biat kültürünün gelişeceğine ve iktidarlarının süreceğine yüz yıllardır inandılar ve inanmaya da devam ediyorlar. insanları açlık, yoksulluk, pahalılıkla baş başa bırakan ve halkın yaşadığı ekonomik kaygıları ağzına almayan siyasal iktidar, ülkenin tehlike altında olduğu gerekçesiyle insanları bireysel sorunlarıyla mücadeleden de koparmayı başarıyorlar! 

yakın döneme ilişkin ekonomik sıkıntının rahatlayacağını öngören bir ekonomistin makalesine, ya da düşüncesine rastlamadım. Herkesimden ekonomist Mart Yerel Seçimleri sonrası özellikle piyasaların daha da sıkıntıya gireceği yönünde görüş belirtiyor. Öyleki bu durumdan en çok Sanayici ve iş insanlarının etkileneceğini düşünen siyasal iktidar, ekonomiye dayalı politikalarında milyonlarca çalışanın değil, sayısı on binleri geçmeyen zengin sanayici, iş insanlarının çıkarlarını koruyacak hamlelerle seçim meydanlarına çıkmayı planlıyor. Günümüzde yaşananlar bunun açık kanıtı olsa gerek. Siz hiç duydunuz mu siyasal iktidarın ileri gelenlerinden açlık, yoksulluk ve pahalılık geri duracak, zengin ile yoksul arasındaki gelir adalitsizliği bitecet ve uçurum daralacak! ben duymadım bu yönde her hangi bir açıklama. 

Her seçim olduğu gibi bu seçimde de tek sermayesi seçmen olan siyasi partilerin ilk olarak halkın yaşadığı sorunların analizini yapmak ve çözüm önerilerine dayalı bir propaganda planı yapmaları kaçınılmazdır. Zira başarıya ulaşmanın tek reçetesinin buradan geçtiğini bilmeleri gerekir. Ülkenin tehdit altında olduğu yöndeki yıllardır süregelen söylemler karşısında halkın artık direncinin kalmadığını görmeleri gerekir. Zira ülkeyi tehdi eden süper güçlerle kurulan yakın ilişkiler ortada. Bir küsüp, bir barışan ama bir şekilde yoluna devam eden siyasal iktidar ve muhalefet partileri şu ana dek hiç bir ülkeyle (Suriye hariç ) ilişkilerini tamamen kesmiş değil. Öyleyse bizi tehdit eden kim? Bunu açıklasınlar bizde bilelim. 

Siyasi partilerin, halka yapılan en büyük tehdidin ekonomik kaygılar olduğunu görmemeleri için kör olmaları gerekir. Türkiye halkının refah seviyesinin yükseltilmesi, insanların kaygısız bir yaşam sürmeleri için ter dökmeyen partiler seçim meydanlarında kendilerini dinleyecek, destekleyecek (Üyeler hariç) insan bulamadıklarında hata, ya da yanlış yaptıklarını anlarlarsa onlar için çok geç olabilir. Geç kalmadan insanların yarasını sarmak siyasal iktidar ve muhalefet partilerinin elinde. Bırakın yalnızca kendi çıkarlarınız için planlar yapmayı da en azından insanlık için reçetesi belli olan merhemi sürün dar ve orta gelirli ailelerin yaralarına.