şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

Saldırının Kazananı Belli

 Tarih: 21-04-2019 22:06:00
Tolga YILMAZ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakkari’de terör örgütünce şehit edilen Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı’nın Ankara'nın Çubuk ilçesi Akkuzu mahallesindeki cenaze törenine katıldı. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na, Akkuzu köyü nüfusuna kayıtlı olmayanların başlattığı olaylarla saldırı düzenlendi. Saldırı Kılıçdaroğlu’nun şahsına değil, demokrasimize yapılan alçak ve hain bir saldırıydı.

Demokrasiye yapılan saldırının ne dozajı, ne de kendisi tartışılamaz. Zira demokrasinin yaşandığı her ülkede herkes demokrasiden nasibini alıyor. Seçme ve seçilme hakkı, kadınların başlarının açık olması, erkelerin fessiz gezmesi, işçilerin yanında duran(!) sendikal faaliyetlerin olgunlaşması, bölge bölge meralarda hayvanların otlatılması, bilinçli tarım yapılması, okullarda kız ve erkek öğrencilerin aynı sınıflarda eğitim alarak kardeşlik duygusunun pekiştirilmesi, sağlık alanlarında kadın-erkek demeden hizmet veren doktor, hemşirenin cinsiyet gözetmeden mesleğe sahip olup, yine cinsiyet gözetmeden hastalara müdahale etmesi… En önemlisi de internete sahip olup sosyal medya ortamlarından her türlü lafazanlığı yapmaya müsaade edilmesi… Bunların hepsi demokrasinin olduğu ülkelerde yaşanabilir. Demokrasinin olmadığı, yani baskıların ve yasakların olduğu ülkelerde bunları yaşayabilmek mümkün değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Ne kadar zengin olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus uygar insanlık karşısında uşak durumunda kalmaktan ileriye gidemez.” Sözleriyle bağımsızlığın önemini açıkça ortaya koymuştur. Ulu Önder’in ölümü sonrası CHP içinde ayrılıkçılık isteyen ve Demokrat Parti’yi kuranların ilk icraatları 1923 yılında başlayan bağımsızlığımızı 1950 yılında geldikleri iktidar dönemiyle ABD’ye teslim etmişlerdir!

Üretim alanlarımızı kapatarak (Uçak fabrikaları, dokuma fabrikaları vs.)ülkemizdeki etsini başlatan ABD, eğitim alanımıza da el atıp, “Komünist modem!” dediği Köy Enstitülerini kapattırmıştır! Üreterek kendi ana sermayemizin oluşmasını engellemeyi başaran ABD, eğitim sistemimizi karmaşık hale getirip, cahillikten arınmamızı da engellemeyi başarmıştır! Bağımsızlığımızın teslimiyeti sonrası ABD, devletimizin birçok önemli birimlerini de kontrol altına alarak, kendi istediği yönde Türkiye’yi yönetmiştir, yönetiyor da.

15 Temmuz hain saldırısının ardındaki hain yapının elebaşısı Gülen, halen ABD topraklarında zevki sefa sürmektedir! Türkiye ise, zevki sefa sürmeyi devam eden FETÖ liderini kendisine teslim etmeyen ABD ile ilişkilerinden vazgeçmeyi düşünmemektedir! Rusya ile girilen S400 ve ABD ile devam eden F35 alım süreci tam bir yılan hikayesine dönmüş, bütün ilgili ülkelerin algısını bu yöne çevirerek, dünyanın para gücüne sahip olan ve bütün dünyaya yön verdiğinden kimsenin kuşku duymadığı İsrail’in topraklarının genişlemesinin (Suriye sınırlarındaki Golan Tepeleri) üzeri örtülmektedir.

‘Bir parti liderine yapılan saldırının bunlarla ne ilgisi var?’ diye sorabilirsiniz. Ancak bunları hatırlatmamın en önemli nedenlerinden biri, ülkede olanlardan devletin haberin olmaması, demokrasiye düzenlenecek olan saldırıyla alakalı istihbarat toplanılamamasıdır. Bu saldırı normal bir saldırı değildir. Köylülerin ifadesine göre saldırıyı körükleyenler o köyün nüfusuna kayıtlı olmayanlardır!

Saldırıdan önce ve sonra yapılan yorumlar ve değerlendirmeler çok önemliydi. 24 Haziran seçimleri öncesi siyasi rekabette başarı hedefi için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Valilere talimat verdim CHP İl Başkanlarını şehit cenazelerinde protokollerine almayın!” şeklindeki ifadesinin alkış yağmuruna tutulmuş haliyle televizyon kanallarında peşi peşine verenleri gördüm! Soylu’nun bu açıklama sonrası kendi partisinin genel başkanı tarafından dahi uyarılmaması ve bazı milletvekili adaylarının da bu kutuplaştıran ve toplumu linç seviyesine taşıyan cümleleri kullandıklarını gördüm! Peki, saldırı sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı, “O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu?” demesini nasıl izah edeceğiz, nasıl anlamaya çalışacağız?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasinin var olduğu ülkemizde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ‘Ana Muhalefet’ olarak bulunmaktadır. Türkiye’nin şehidine CHP Genel Başkanı’nın gitmesi kadar doğal ne olabilir? Ne HDP, ne de Pkk ile hiçbir açık bağlantısı bulunmayan ama yaratılan algılarla hem HDP’nin, hem de Pkk’nın ortağı olarak anılan CHP’nin geliştireceği argüman bundan sonra çok önemlidir. Pkk ile Oslo’da görüşen, CHP’nin azınlık hükümeti kurmasına müsaade etmeyip, HDP ile geçici seçim hükümeti kuran siyasal iktidarın ürettiği algılar, geride bıraktığı tozların kalkmasını sağlamıştır.

Bu saldırının kazananı ve kaybedeni açıkça ortadadır. Türkiye demokrasisinin 1923’ten 1980’e kadar ilerlediği ama darbe sonrası gerileyerek süper sistemin(!) istediği düzeye, yani cahillikten doğan cehalete sürüklenmesindeki pay sahibi olanlar saldırıyla demokrasimize bir darbe daha vurmuşlardır. Kimin kime hizmet ettiğini anlamak için trollere değil, gerçeğin peşinden giderken katledilerek canıyla bedel ödemiş onurlu insanların geçmişte bıraktığı eserleri yoklamak gerekir.

Bu saldırıyla şehide memleketine son bakışında, anasının, babasının tabutuna sarılıp vedalaşırken saygısızlık yapılmıştır. Şehit geride kalmış, ABD’nin taşeronu hain Pkk, kendisi aleyhine de olsa atılan sloganlardan memnun kalmış, isteğine kavuşmuştur. Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin hain terör örgütüyle aynı noktaya hizmet ettikleri açıktır. Bu saldırının kazananı bağımsızlığımızı teslim alan ABD’dir.

  Bu yazı 11362 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI