Kayseri Bu Fotoğrafı Konuşuyor

Kayseri (Ak Parti, MHP, CHP, İyi Parti) Milletvekilleri başta olmak üzere kentin Sanayi, Ticaret, Hayvancılık ve Çiftçilik alanlarında faaliyet yürüten kurumların (KAYSO, KTO, KTB ve OSB ) Başkanlarının katıldığı ve bütünüyle şehrin sorunlarının tartışıldığı bir toplantıda bir araya geldiler. Bu fotoğraf özlenen, beklenen ve istenen bir fotoğraftı ama…

Bizden öncekiler tüm dünyada insanlığın daha iyi koşullarda yaşayabilmeleri için geliştirdikleri mücadele yöntemine ‘Somut koşulların somut tahlili’ sözüne sadık kalarak fikir üretmişler ve bu fikir etrafında toparlanarak başka bir dünyanın mümkün olacağını anlatırken bedeller ödemişler.

Demokrasinin var olduğu ülkelerde yöneticiler seçimle gelir seçimle giderler. Seçim süreçlerinde her parti bir argüman ortaya koyar ve adaylarını bu argüman üzerine yoğunlaşan fikirleriyle kampanya yürütmelerini ister. Zira her partinin ve adayların asıl amacının Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması ve üretim alanında etkisini artırıp öz kaynak ve sermaye oluşturması olduğunu unutmamak gerekir.

Ankara’da Kayseri‘nin geleceği için bir araya gelenlerin yer aldığı fotoğrafın sosyal medya ortamlarında paylaşılmasının ardından hemen herkes klavye başına geçmiş ve kendi düşüncelerini belirten paylaşımlarda bulundu. Tabii ki kimsenin ağzını, elini, kolunu bağlayacak değiliz ama fikir ve düşünceleri paylaşırken bir bütünlüğü ele almak gerektiğini hatırlatmak isterim. İsteyen herkes her şeyi söyleme özgürlüğüne sahip olabilir ama ‘Somut koşulların somut tahlili’ üzerinden bir düşünce paylaşılmadığını görünce sitem duygularımın ağır bastığını hissettim.

Herkes her şeyi söylerse ne olur, söylemezse ne olur? Bu soru bu konuda kilit soru. Bu sorunun cevabı aslında kendi içinde saklı ve bir o kadar apaçık ortada. Biraz derine indiğimizde rahatça bulacağımız cevabı aramak yerine ilk aklımıza gelenin doğru olduğu kanaatine kapılıyoruz. “Her şeyi her yerde konuşuruz buna da kimse engel olamaz”(!) sözüne teslim oluyoruz! Her şeye verecek cevabımız vardır ama ince eleyip sık dokuyarak üzerine yoğunlaşmak en doğru tercihtir ve işte o an her şeyin konuşulacağını ama uygun olanı seçip, usulü elden bırakmadan konuşmak gerektiğini anlamamamız gerekir.

Demokrasi yalnızca partilere ve adaylara değil, seçme hakkı olan vatandaşların da kabullenmesi gereken bir gerçek. Bu gerçeğin bizlere ne hakkı verdiğini bir yana bırakıp, kendi benliğimizin bize emrettiklerinin peşinden gidiyoruz.

Yukarıda 4 partinin milletvekillerinin şehrin geleceğini ele alan toplantıya katıldığını hatırlattım. Bu fotoğrafta buluşanları bir araya getiren tek gerçeğin demokrasi olduğunu unutan sözde demokratlar, başta CHP milletvekili Çetin Arık üzerinden yoğun eleştirilerde bulunuyorlar. Sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarda ağza alınmayacak sözler ile hakaret ve hamasetin tavan yaptığı cümleler kurmanın ne Kayseri’ye, ne de geleceğin Türkiye’sine bir şey katmayacağından bir haber yaşayanlar 1 Mayıs gününde sol partinin Kayseri Milletvekilinin bu ortamda ne işi olduğunu, Kayseri’deki İşçi Bayramı etkinliklerine neden katılmadığını ve buna benzer bazı başlıklarda fikir geliştiriyorlar! Belki kendi içlerinde yapılan bir tartışma olsa kabul edilebilir bir tartışma diyeceğim ama öyle bir gelişmenin ötesinde bir birliktelikle karşı karşıyayız. Bu birlikteliğin aslında Çetin Arık’ın parti içinde yaratmış olduğu anti demokratik uygulamalarından kaynaklandığı için ilk tepkilerin duygusal tepkiler olduğunun farkındayım. Zira o ilk tepkilerin her daim insanın kendine bir soru sorduğu ve 3 saniye sonra kendi sorusuna cevap vereceğini biliyorum. Ancak 3 saniye beklemeye zamanı olmayanların(!) nasıl bir yanılgı ve çelişki içinde olduklarını üzülerek izlemekteyim.

Şimdi soruyorum duygusal reaksiyon gösteren klavye delikanlılarına; sizin için esas olan öncelikle Kayseri ve sonrasında Türkiye’nin yaşanabilir hale gelmesi değil midir?

Kayseri’nin Siyaset ve iş dünyası ile hayvancılık ve tarım alanında faaliyet yürüten kurum temsilcilerinin katıldığı toplantıda CHP Milletvekilinin olmaması sizde nasıl bir etki yaratırdı?

1 Mayıs’ta Kayseri’de olmamasına tepki duyanların eleştirileri belki anlaşılabilir ama Arık’ın Ankara’da 1 Mayıs kutlamalarını katılmış olmasının bir önemi yok mudur, Ankara’da akşam yapılacak toplantıyı düşünüp yol ve zamanı düşünmüş olamaz mı?

Çetin Arık o toplantıya katılarak sağ kökenli siyasilerin düşüncelerine karşı solun temsilcisi olarak düşüncelerini ortaya koymasının kime ne zararı olabilir?

Çetin Arık’ı en çok eleştirenlerden biri olduğumu herkes bilir ama eleştirilerimin de Arık’ın yanlışlarından dönmesi için yeri geldiğinde acımasızca ortaya koyanlardan olduğumu unuttunuz mu?

Şimdi söyleyin lütfen verdiğiniz tepkilerin duygusal mı yoksa düşünceyle mi verildiğini?

“Hayırdır hocam Çetin Arık’ı neden bir anda savunur oldunuz?” diye sorabilirsiniz… Zira her yanlışın karşısında olduğum gibi doğrunun da yanında yer aldığımı görmezden gelmeyin.