CHP’de Aslan Neden Kaybetti, Özer Nasıl Kazandı?

Seçimin kazananının kim olacağını hangi partiliye sorsam, üç aşağı beş yukarı, adayların kafaya kafaya olduğunu ve sandıklar açılmadan kimin kazanacağının bilinmediği bir seçim geride kaldı.

Mustafa Aslan, karakterli, devrimci bir ruh ruha sahip, sanatçı, teorik birimi olan entelektüel bir yapıya sahip kişi olduğuna dönük kimsenin kuşkusu yok. Zira Aslan’ın bu özelliklerinin CHP Kayseri İl Başkanı olmasına yeter mi? Evet yetebilir. Böylesine birikimli birinin başkanlık koltuğuna oturmasından, Aslan’ı destekleyenlerin ve CHP’nin merkezi siyasal anlayışını bilenlerin kuşkusu yok. Ancak Aslan’ın seçim öncesi çalışma temposu ve kongrede yaptığı konuşmalara bir göz atmak lazım.

Mustafa Aslan’ı seçim öncesi dönemde CHP Kayseri İl Başkanı olması için bir gazeteci olarak açıkça destekledim. Birden fazla TV yayını ve ondan fazla haber ile bu desteğimi herkes fark etti. Zaman zaman da kendi fikirlerimi kendisiyle gerek baş başa, gerekse de kalabalık ortamlarda paylaştım. Benim gibi fikirlerini paylaşan insan sayısının da azımsanmaması lazım.

Aslan, 2002-2007 yılları arasında başkanlık yaptığı dönemde gibi bir hava ile çalışıyordu. Oysaki aradan geçen zaman küçümsenecek bir zaman değil. Üzerinden tam 13 yıl geçmiş ve en az 10 İl başkanı değişmişti. Her gelen il başkanı kendi kadrosunu kurmuş, ancak kimse Çetin Arık’ın milletvekili olarak seçilmesinden sonra parti içinde başlattığı dışarıdan insanları partiye getirme hamlesine girişmemişti. Aslan tüm bunların hesabını yapmadan seçimlere hazırlık yaptı. Delegelerin birçoğu ile bırakın yüz yüze görüşmeyi, telefonla bile irtibat kurmadı. En azından bazılarını aramadığını duldum ve ben kendisine ilettim. Tabii sonrasında aradıysa bilemem. Elindeki en büyük kozun Kocasinan ile Talas delegeleri ve taşra ilçelerinden gelen delege sayısı ve Melikgazi’den kopacak olan delegelerin sayısal çoğunluğuna aldanarak kazanmış gibi hareket etti. Son iki güne kadar dışarı da çalışması için kimseye yetki vermedi. Zaman zaman yaptığı telefon görüşmelerinin kiminde yüzü güldü, kiminde yüzü düştü! Ancak hala eski dönem Kayseri Teşkilatı ile bu dönem arasındaki farkı gör(e)meden çalıştı. Vekil delegenin evine gidiyor dendiğinde dahi 452 delegenin 240’ın aldığını ve bu sayısal çoğunlukla da seçimin kazananı olacağını düşünerek seçimlere girdi. Ta ki kongre günü yaptığı konuşma anına kadar kazanacağına inanıyordu. Yaptığı o konuşmada, “240 insan blok istiyorsa ben kazandım” demesi de şaşırtıcı ama kendisinin dahi inanmadığı bir gerçekti ve hadi değiştirin fikirlerinizi de beni destekleyin der nitelikteydi.

Kongredeki konuşmasının tamamının altına imzamı atarım. Güzel fotoğraf çekti ve o fotoğrafların kompozisyonunu iyi vurguladı. Ama unuttuğu bir gerçeği kongrede yaptığı konuşma esnasında alamadığı yoğun alkıştan anladı. Kendisi de sosyal medya hesabından, “Bir ortak akıl vardır bir de üst akıl. Hiç olmak bir tercihtir.” Notuyla tam bu gözlemimi destekler nitelikteydi.

Aslan’ın karşısındaki Ümit Özer, aslında kolay bir lokmaydı. Siyasi deneyimi ve belli birikime sahip olamayan ve partiyi Kayseri’de pasifize eden, mücadeleden yoksun bırakan bir isimdi. Zira CHP tabanı mücadele ve direnişin her daim içerisinde olmuş, halkın sorunlarına çare üretebilmek için sokaktan partiye hiç girmemiş, her an kitlesel bir eylem olacakmış gibi hazır kıta bekleyen duyarlı ve bilinçli insanlardan oluşuyordu. Zira tüm bu özelliğe sahip CHP’lilerin 2 yıl içinde partiden uzaklaşmasını sağlayan Ümit Özer, sokaklarda siyaset üreten bir isme karşı rakipti. Nasıl kazanacağını kendisi değil ama Aslan’ın deyimiyle ‘üst aklı’ çok iyi biliyordu. Zira Aslan’ın kastettiği ‘Üst akıl’ partililer tarafından son 2 yıl içinde ve hatta öncesinde CHP kültüründen uzak siyasal iktidarın tarzıyla hareket ediyordu! Ümit Özer, kendisinin kaybedeceğini ama üst aklın kendisini 2 yıl daha görevlendireceğinden emindi. Yerinde duramıyor, partililerinin kendisine dönük yaptığı eleştirile konuşmaları dinlemiyor, sürekli koltuğunu terk ediyordu!

Bu zihniyet ile CHP içinde mücadele etmek zordu. Çünkü alışık olmadığı bir durumla karşılaştı Mustafa Aslan. Dışarıda siyasal iktidarın ayak oyunlarına dönük alternatif siyasetin CHP tarafından kaybedilen seçimlerden biliyordu Mustafa Aslan ama parti içinde aynı taktikle karşılaşacağını etrafındakiler söylemesine rağmen dikkate almadı. Ümit Özer’de bu taktiği kullandı ve basına hiç çıkmadan Milletvekili desteğiyle gittiği evlerdeki delegelere dedikodu üreterek rakibini zayıflatmaya çalıştı. İktidar taktiğinden farkı olmayan bu durum kabul eden zihniyet bugün CHP’nin Kayseri İl başkanlığına 2 yıl daha yetkilendirildi! Birileri CHP’yi eritmek ve halk nezdinde yok etmek için ancak bu kadar kolay bir tercih yapabilirdi.

Kendi ilçelerinde kaybeden isimlerden oluşan bir liste ile seçime girdi Ümit Özer. Kocasinan’da “Çetin Arık ya da başka hiçbir kimsenin adayı değilim” diyen Ceren Aydemir, Talas’ta aday olmayan ama yerine aday çıkan ve kaybeden Serdar Altuner’in, kendi ilçesinden delege seçilemeyen Cemalettin Bal vs. liste de olması şaşırtıcı da olsa, bir nevi mükafatlandırılmışlardı.

Mustafa Aslan CHP’nin sol yanı, Ümit Özer ise sağ yanını temsil ediyor gibiydi. Öyle ki kongrede Atatürkçü Düşünce Derneği, Eğitim-Sen, SES, BES, Tüm Bel-Sen gibi CHP’lilerin de içinde olduğu hiçbir sivil toplum örgütünün başkanları yoktu! Üstelik davet bile edilmemişlerdi! Sol siyasal hareketlerden EMEP, Sol Parti, TKP gibi partilerden kimse yoktu. Var olan tek parti Saadet Partisinin çelengiydi! 2 yıl önce CHP Kayseri teşkilatında yenilen Sol, 2020 yılında yine yenildi!

Hatay Valiliği önünde kendini yakan vatandaşın durumunu özetlerken samimiyetsizliği gözlerinden okunan Ümit Özer, sanki Kayseri’de böyle bir durum olsa da mücadele etsek der gibi konuşma yaptı. Ama unuttuğu bir gerçek var ki 1 ay önce benzer durum Kayseri Valiliği önünde de yaşandı. Vatandaş kendini yakmak isterken polisler ile itfaiye erleri müdahale etti. Ya da bir başka vatandaş yine valilik binasına yakın bir noktada bebeğiyle birlikte intihar etmek istedi, ya da başkaları intihar etti! Ya da Kayseri’de kadınlar sokak ortasında katledildi, ya da çocuklar tecavüze uğradı, ya da İŞXKUR önlerinde kuyruklar uzadı gitti, ya da 240 bin dolayında insan sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım alarak yaşamak zorunda kalıyorlar! ya da vatandaşlar çalıştıkları fabrikalardan tazminatsız işten atılıyor, ya da vatandaşlar hastanelerde sağlığına kavuşamıyor!

Ümit hanımın terk derdi oturduğu koltuğa yapışmak ve kapısını kapatıp içeride sigara tüketmek. Halkın ne yaşadığı umurunda bile olmayan biri isminde Halk olan partinin koltuğunda oturuyor!

CHP’yi sokağa taşıyacağını söylediği için Aslan Kaybetti, CHP’yi sokaktan uzaklaştırdığı için Özer kazandı.

Gençler umut doluydu. Kadın Kolları Başkanı salonda yoktu, önceki Milletvekili Şevki Kulkuloğlu neden yoktu?

Şimdi soruyorum yönetime girsin, ya da Ümit hanıma oy vermiş olan delegelere? Vicdanınız rahat mı?