Durum Çok Ciddi Ama Hala Sokaktayız!

Bana bir şey olmaz demeden, devletin aldığı önlemlere ek olarak kendi önlemlerimizi hayata geçirmemiz ve mümkün olmadıkça sokağa çıkmamamız gereken bir sürecin içindeyiz. İster kabul edelim ister etmeyelim ama durum çok ciddi ve çember her geçen gün giderek daralıyor.

15 katlı ve 60 daireden oluşan, hemen her biri neredeyse bir köy nüfusundan fazla apartmanlarda karantina yazısı asılmayan kalmadı!

Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı, Valiler, Belediye Başkanları ve İl Sağlık Müdürleri… neredeyse yaptıkları açıklamalarda halka adeta ‘Yalvarır’ hale geldiler… Mümkün olmadıkça evden çıkmayın!

Zira muhalefet cephesi böyle düşünmüyor. Şayet halk mümkün olmadıkça sokağa çıkmamama çağrısına uymuyorsa zorunlu olarak en az 14 günlük sokağa çıkma yasağı ile karantina sürecine girilmesini istiyor. Tabi bu kararı verirken dar gelirli, yoksul, işsiz, esnafın mali ihtiyaçlarının karşılanmasını öneriyor. Kayseri Valisi Şehmus Günaydın'ın Kayseri için çabası görmezden gelinemez. 

Tabii ki siyasi otoriteye bağlı yaşadığımız için alınacak kararlar önemli ama siyaseti bir yana bırakıp kendi can güvenliğimizi düşünüp düşünmediğimizi de bir düşünmemiz gerekmez mi?

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, geçtiğimiz gün kentte yayın yapan radyoların ortak yayınına konuk oldu. Toplu taşıma araçlarını kullanmak için HES kodu zorunluluğu getirilmesinin halka zulüm değil, sağlık ve güvence getiren bir uygulama olduğunun altını çizdi. Büyükkılıç’ın iddiasına göre Kayseri’deki toplu taşıma araçlarında HES kodu zorunluluğu getirilmesiyle 400 kişinin karantinayı ihlal edip evini terk ederek toplu taşıma aracına binmek istediği ve HES kodu sayesinde pozitifli bu 400 kişi araçlara alınmadı!

Düşünün 400 pozitifli kişi karantinayı terk etmiş ve zorunlu olarak sokakta olanları öldürmek için aramızda dolaşıyor!

Bu gerçekten bir vahşet yaratma arzusu!

Bu gerçekten bir toplu kıyıma yol açma duygusu!

Bu gerçekten insanın insana duyacağı acımasızlığın gerçek bir yüzü!

İşçiler işine gitmek, esnaf kepengini açmak, iş dünyası yatırımlarını yönetmek, bürokrasi masasında mecburi olmak için sokağa çıkıyor. İşsizler iş bulmak için sokakta. Peki ya ev kadınlarına ne oluyor!

Sokağa bakıyorsunuz genç ve orta yaştaki kadınların (Belli saatlerde sokağa çıkmaları yasak olmasına rağmen) çocuklarıyla sokakta olmalarına anlam veremiyorum.

Gitmeyiver annene, ablana, kayınvalidene… görmeyiver bir süre. Telefonla ister görüntülü ister sesli iletişim kur ve özlemini bu şekilde gider. Sen sokağa çıktıkça vaka sayısı azalmayacak ve virüsün dünyamızı terk etme süresi uzadıkça uzayacak.

Hem sen sokağa çıktığında illaki birileriyle temas etmek zorunda kalıyorsun. Ne kadar temas etmiyor, maske-mesafe-temizlik kurallarına uyuyorum desende virüs yalnızca temastan değil, bir başkasının maskesiz olduğu ortamın önünden geçerken de kıyafetine yapıştığını, taşıdığın çantaya konduğunu unutmaman gerekir.

Hadi kendi canını düşünmediğini gibi, ‘Evimde sıkılıyorum’ diyerek zorunlu ziyaret etmek zorunda kaldığın insanların sağlığını sonu ölümle sonuçlanacak ölçüde zararlı hale getirdiğini nasıl görmezden gelebilir, nasıl bunu düşünemez bir yapıya bürünebilirsin?

Durum çok ciddi lütfen anlayın. Her geçen gün daralan çember sizin gibi vurdumduymaz ve sorumsuz insanlar sayesinde daha da daralıyor ve ölümü henüz hiç hak etmeyen insanlar hayatını erken yaşta kaybediyor!

Bu cinayete ortak olmayalım ve mümkün olmadıkça evimizden çıkmayalım.