Çılgın Ölümler Ülkesi!

Siyasal iktidar İstanbul için çılgın projeden bahsederken, akıl almaz olayların sonunda karşılaştığımız ölümler tüm vicdan sahibi insanları derin bir üzüntüyle baş başa bırakıyor.

Ekonomik krizin giderek derinleştiği ülkede insanların yaşayamaz hale geldiği kötü bir havayı solumak zorunda kalıyoruz. O havayı solumaktan bunalan insanlar ya canlarına kıyıyor! Ya da hedefindeki eski eş ya da eski sevgilisini katlediyor!

İstanbul Üniversitesinde eğitim gören Sibel kardeşimizin hazin sonunu gözlerimizden akan yaşlarla izlemek zorunda kaldık.

Ailesinin 3 gün kayıp ilanı verdiği Sibel kardeş, bir başka paylaşımında ise üniversite yemekhanesinde kullanılan kartında sadece bir lira kırk kuruş kaldığını şu ifadelerle aktarıyor:

"Bir liraya karnımı doyurabilir miyim enter. Yemekhane kartımda para kalmamış sadece bir liram var. Bir lira kırk kuruşmuş"

Sibel’in cansız bedenine Samatya sahilinde ulaşıldı!

Hesabını kim verecek diye soracak olsak tek bir sorumlu bulamayacağımız ülkede yaşıyoruz.

Öğrenci bir genç ekonomik nedenlerden dolayı binalım dolu bir hayatı solumak zorunda kalıyorsa bu noktada kesinlikle sorumlu olması gerekenler olduğu aşikar. Zira hesap soracağız dediğimiz anda karşımızda kimi bulacağımızı da çok iyi bildiğimizden sesimizin kısılması kaçınılmaz oluyor!

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Devletin hangi kurumuna gidersek gidelim halletmek zorunda kaldığımız her işimizde kesinlikle vezneye uğramak zorunda kalıyoruz. Eğitim, sağlık, başlıca kurumlar haline geldi.

Yetişkin bir birey işini bulmuş, aşını kaynatabilir seviyeye ulaşmış diyelim, peki ya öğrenci nasıl yaşayacak bu pahalılık ortamında? Devlet öğrencinin yanında yer alsa ve eğitim, barınma, ulaşım, yemek gibi masraflarını üstlense öğrencilerin ve Sibeller hayattan kopmasa ne olurdu?

Yapamayız maalesef…

Neden?

Çünkü partili Cumhurbaşkanlığı ortamında iktidar partisi ve onun siyasal ortağına kayıtlı ya da yakın olanların yemekhane kartlarında bir lira kırk kuruş hiç kalmaz. Çünkü hepsinin maaş kartları var ve devletin tüm kurumları bu kişilerle dolu.

Bendensen varsın, benden değilsen yoksun!

Kör olsun bu anlayış.

İstanbul için çılgın projemiz var onu hayata geçireceğiz.

Yerli otomobil için sıraya girenlerin sayısını artıracağız.

Sibel ve Sibel gibilerde yerli ve milli olmadıkları için mi bedel ödüyor?