şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

Eğitim-Sen’den Anneler Günü Mesajı: Hediyeleri İstemiyoruz

Eğitim-Sen Kayseri Şubesi, Anneler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadınların koronavirüs salgınıyla mücadelede evde kalmanın zorunluluğunda daha fazla ezildiğine dikkat çekerek, “Bizler, Eğitim Senli özgür, aydın anneler; ayrımcılık ve şiddet altında; kadına biçilen rol olarak makbul bir anne ve eş olmayı telkin eden, baskılayan bir tüketim gününü kabul etmiyoruz. içi kendi gibi boşaltılan sistemin vaatlerini, tozpembe yalan gerçekliğini, hediyelerini istemiyoruz." dedi.
facebook-paylas
 Tarih: 10-05-2020 12:10:57

Eğitim-Sen’den Anneler Günü Mesajı: Hediyeleri İstemiyoruz

Eğitim Sen Kayseri Şube Yürütmesi Adına Kadın Sekreteri Kezban Yüksel, ‘Eğitim Senli özgür, aydın anneler’ adına yaptığı açıklamada Anneler Gününe özel mesajlar verdi. Kadınların anne bile olsa ezildiği bir yanlış düzen içerisinde olunduğuna dikkat çeken Kezban Yüksel, “Dünyaya hediye ettiğimiz canların kirli savaş politikalarına kurban edilmediği, bizlerin ve çocuklarımızın eşit, adil bir eğitim, güvenceli insanca çalışma ve hayat şartları, sağlıklı yaşam koşulları altında yaşayacağı bir düzen istiyoruz.” dedi.

 

Eğitim Sen Kayseri Şube Yürütmesi Adına Kadın Sekreteri Kezban Yüksel, Anneler Günü mesajında şunları söyledi:

 

Kendini yenileyen yıllar, tekrar eden günler…  Son derece güzel, boncuklu, allı pullu, gönlü okşayan ama içi kendi gibi boşaltılan, tüketen ve tüketmeyi amaçlayan kapitalist düzen ne yazık ki aklımızdan, vicdanımızdan ziyade algılarımızla oynamaya devam ediyor. Bizlere artan sorunların gölgesinde toz pembe aldatıcılığında bir gerçeklik sunuyor.

Bu sorunlar içinde yaşıyoruz anneliğin içimizdeki özgür duygusunu.  Gün geliyor nedensiz af yasalarının yeni kurbanı 9 yaşındaki Ceylan’ın ölmüş annesi oluyoruz onun yerine içimiz yanıyor, kum ocağında babası tarafından başından vurulan evladımız için ağlıyoruz;  8 yaşındaki Ahmet’in tedavisinde yanında olamayan, baba hasretini dindiremeyen Zekiye oluyoruz.

Atama haberimizin sevinciyle bir an mutlu olup çocuklarımızın gözlerine güzel yarınlar umuduyla bakıyoruz, işimizden ayrılmak zorunda kalıyoruz kararnamelerimiz çıkmadığı için salgın döneminde yokluğa açlığa mahkum ediliyoruz. Bütün liyakatimize yeterliliğimize rağmen ücret karşılığı sezonluk işçi gibi çalıştırılıyoruz bir anda yokluk içinde sahipsiz bırakılıyoruz. Okulların doğru bir şekilde salgın nedeniyle kapatıldığı bu günlerde çalışmak zorunda bırakılıyoruz ama bizler çalışırken evdeki çocuklarımızı kimse düşünmüyor. Bunun yanında kreş hakkından ve yetersiz kalan bir türlü uzatılmayan süt izni hakkımızdan mahrum bırakıldığımız salgından uzak günler de hala aklımızda. Sonuçta her şartta sözler söylemde kalırken biz ise sürekli çaresiz bırakılıyoruz.

 

Salgınla mücadele etmek için günlerce ayrı kaldığımız, korumak için her çabayı harcadığımız  çocuklarımızın geleceğinin;  bursluluk, YGS ve LGS sınav tarihleri değiştirilmek suretiyle turizm şirketlerinin, sermayenin çıkarları doğrultusunda  bir gecede nasıl gözden çıkarıldığına, heba edildiğine tanık oluyoruz. 5 yaşındaki çocuğumuza sokağa çıkabilmesi için aynı saatte refakat edemiyor, onu çaresizce korumak adına aynı maskeleri kendimizce dezenfekte  edip  tekrar tekrar kullanıyoruz. Maske alacak paranın derdiyle yaşatılıyoruz.  Eşit ve adil bir eğitim için eşit şartlara sahip olamayan hak ettiği halde hakkından uzak bırakılan internet, tablet veya bilgisayarı  olmayan çocuğumuzun üzüntüsünü yüreğimizde saklıyoruz. Apar topar eğitim paydaşlarına danışılmadan alınan karar sonucu çocuklarımızı nasıl okula göndermemizin beklendiğini anlayamıyoruz.   Salgınla beraber düzenin omzumuzdaki yükleri daha da ağırlaşıyor. Evde kalmanın elzem olduğu bir dönemde uğradığımız fiziksel ve psikolojik şiddet ile daha da kötüsü bunların gittikçe görmezden gelindiği, güya öncüllenen sorunların arkasında kulak arkası edildiği bir dönemde çaresizce yaşama sarılmaya çalışıyoruz. Ev kadınları olarak sosyal güvenceden uzak hayatta çocuklarımızın arkasında destek, umut olmaya çabalıyoruz.

 

Bizler, Eğitim Senli özgür, aydın anneler ayrımcılık ve şiddet altında; kadına biçilen rol olarak makbul bir anne ve eş olmayı telkin eden, baskılayan bir tüketim gününü kabul etmiyoruz. Ellerini hiçbir şartta kadın bedeni üzerinden çekmeyen bir düzenin parçası olmak istemiyoruz.  Dünyaya hediye ettiğimiz canların kirli savaş politikalarına kurban edilmediği, bizlerin ve çocuklarımızın eşit, adil bir eğitim, güvenceli insanca çalışma ve hayat şartları, sağlıklı yaşam koşulları altında yaşayacağı bir düzen istiyoruz.

Bizler, Eğitim Sen’in özgür, aydın anneleri; kendini yenileyen yıllar, tekrar eden günler, son derece güzel, boncuklu, allı pullu, gönlü okşayan ama içi kendi gibi boşaltılan sistemin vaatlerini, tozpembe yalan gerçekliğini, hediyelerini istemiyoruz. Eşit, adil, özgür ve barış dolu yeni ve gerçek bir güne uyanarak yanağımıza küçük bir öpücük konduran canlarımızın gözlerine umutla bakmak istiyoruz.

Etiketler

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER SANAT Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI