Türk İş Başkanının Görevi Tek Başına Bas Bas Bağırmak Mı?

Türkiye de işçilerin en fazla üye olduğu sayıca en büyük işçi Konfederasyonu TÜRK İŞ Başkanı Ergün Atalay birkaç aydır kamuoyunda kendi tabiri ile bas bas bağırıyor. Çalışan emekçilerin vergi mağduriyetleri sorununun giderilmesi için bakanlarla tek başına görüşmeler yapıp sonrasında açıklamalar yapıyor.

Neymiş “….gerçek uyuyanı uyandırabilirsiniz de, uyuma numarası yapanı uyandıramazsınız. Çünkü uyuma numarası yapıyordur.” Şimdi de “…. Haziran başından itibaren %27 lik vergi girildiğini bu sürdürülebilir ve adil bir sistem değil. Bas bas bağırıyorum, sayın Nebati duymuyor.” demiş.

Şimdi şöyle bir soru soralım, üyelerinin haklarını korumak, almak için bir işçi Konfederasyonu başkanının görevi sadece bas bas bağırmak ve işçilerden habersiz, ne konuştuğunu işçilerin bilmediği kapalı kapılar arkasında bakanlarla birebir görüşmeler yapmak mıdır? Hadi diyelim bakanlarla, yetkililerle görüştünüz, işçilerin taleplerini, sorunlarını dile getirdiniz. Peki sorunları, taleplerinizi ilettiğiniz Bakanlar, yetkililer iletilen sorunlara kulaklarını tıkıyor, çözümler için adım atmıyorsa en büyük üyeye sahip bir işçi sendikası Konfederasyonunun başkanının görevi sadece tek başına bas bas bağırmak mı olmalıdır? Sadece kamuoyuna açıklamalar yaparak görevini yapmış mı olur?

Bu konfederasyon başkanı işçilerin haklı, meşru ve yasal taleplerini ilettiği halde çözmeyenlere, uyumaya, uyuma numarası yapmaya devam eden hükümet yetkililerine, bakanlara karşı, konfederasyonun yetkili kurullarını harekete geçirip, bağlı sendikaların tüm kurumları ile hatta işçilerden de görüş ve önerileri doğrultusunda sokaklara, alanlara inerek “uyuma numarası yapanları, bağırmalarını duymayanlara karşı seslerini hep birlikte duyurmak, daha gür seslenmek için eylem ve etkinlikler yapmak sendikanın görevleri arasında değil midir?

Sendikaların kuruluş amaçlarından biri de hakları için üretimden gelen güçlerini de  kullanmak dahil ortak eylem ve etkinlikler yapmaktır. Hep birlikte alanlarda bağırmak, seslerini gür bir şekilde duyurmaktır. Kararlı oldukları, taleplerinin arkasında olduklarınız göstermek içinde alanlara çıkmak önemli ve gereklidir. Eğer siz milyonlarca üyenizi hakarete geçirerek, bakanları, yetkilileri uyarırsanız, üyelerinizle birlikte alanlarda taleplerinizi dile getirirseniz, haklı taleplerinizi duymamak, çözmemek için hiçbir bakan yada hükümet yetkilisi uyuma numarası da yapamaz, sizinde tek başınıza bas bas bağırmanıza gerek kalmaz. İşçilerin haklı taleplerine kulak tıkayan hükümetlerin, yetkililerin başlarına nelerin geldiği, gelebileceği geçmiş tarihte yapılan işçi eylemleri sonuçunda görülmüştür. 15-16 Haziran direneşi, Büyük Zonguldak yürüyüşü, aylarca süren Ankara Kızılay da ki Tekel İşçilerinin direnişi, 1999 yılında emek platformunun Sosyal Güvenlik yasasına karşı genel grev kararı ve sonrasında ki Ankara mitingi vb örnekleri çoğaltmak mümkündür.

İşçi sendikası Konfederasyonu genel başkanı olarak gerçek niyetiniz başta üyeleriniz olmak üzere, işçilerin, emekçilerin sorunlarını çözmek, haklarını almak ise bu konuda samimi iseniz tek başınıza bas bas bağırmak değil, uyuma numarası yapanları tek başınıza uyandırmak, uyandırmaya çalışmak olmamalıdır. Başta yüz binlerce üyenizle, hatta üyeniz olmayan Türkiye de yaşayan milyonlarca işçilerle, emekçilerle, diğer konfederasyonlar ve sendikalarla birlikte, ortak hareket ederseniz, işçilerin haklı taleplerine kulaklarını tıkayanlara, uyuma numarası yapanlara hak ettikleri cevabı vermiş olursunuz. Böyle davranılırsa hiçbir bakan da uyuma numarası yapmaya cesaret edemez.