Neden İktidarı Değil de Bizi Eleştiriyorsun?

Ana Muhalefet partisi konumundaki CHP içinde yaşanan yanlışları gerek yazılarımla, gerekse de TV Televizyonundaki programlarımda eleştiri yoluyla üzerlerine gidince savunmaları ortaklaşıyor; “Neden iktidarı değil de bizi eleştiriyorsun!”

İktidarın insanın yararına olmayan her türlü davranışına karşı sessiz kalmadığımı bilip, ertesi gün beni arayıp, “Ağzına yüreğine sağlık, ne de güzel tepkini ortaya koyuyorsun” diyenlerin, kabahat kendi evlerinde olduğunu benden duyduklarında bir kalkana başvurmaları kahredici.

Bir gazeteci olarak hayata tamamı ile sorgulama cephesinden baktığımı unutanlar, beni iktidarı eleştirdiğimde kendi yanlarında görüyor olmaları ne tuhaf. Oysaki iktidarda kendini eleştirdiğimizde gerçek gazeteci olan bizleri yıpratmak için kullandığı kelime, “Muhalif Gazeteci” oluyor! ‘Muhalif Gazeteci’ kavramının tamamen gerçek dışı ve iktidarın kendisini eleştirenlere karşı geliştirdiği bir kavram olduğunu unutma. Biz kendimize Objektif Gazeteci demeye devam edeceğiz.

Çünkü bu güne dek iktidarın;

Kadın/Erkek, Genç, Yaşlı, Engelli, İşçi, İşsiz, Çiftçi, Besici, Esnaf, Gazeteci, Aydın, Akademisyen, Doktor, Hukukçu, Bankacı, İş İnsanı, Siyasetçi… Toplumun tüm kesimlerine dönük yarattığı yıpratma politikaları ve ağır tahribat karşısında hiçbir zaman susmadım, susmayacağım da. Bunu görüp ama eleştiri oku kendilerine döndüğünde görmek istemeyenlere de kulak asmadığımı belirtmek isterim.

Oldu, sen kendi ideolojik yapın içinde her türkü insanlık dışı suçu işle, halk kendi öz evladını ülkenin kurtuluşuna dönük mücadele etmek için elini taşın altına koyması adına CHP’de siyaset yapsın, senin işine gelmeyen davranış içinde olduğu için bu gençleri darp et! Ve benden de sessiz ve tepkisiz kalmamı bekle! Yok, öyle bir dünya. Üstelik bu durumu cezalandırma makamında olan yani Yüksek Disiplin Kurulu Üyesinin de olduğu bir ortamda ve onun gözlerinin önünde yaşanan bu çirkin olaya tepkisiz kalamazdım kimse kusura bakmasın. Üstelik bu olaya karışanlardan ikisini de İl yöneticisi olduğunu yazdığımda da kimseden bu olaya karşı tepki gelmediğini görmek acı verici.

Çıkmış daha düne kadar parti içinde iktidar olup son İl başkanı ataması ile parti içi muhalefete düşenler benim bu çirkin olayı kaleme aldığım yazımı alıp her platformda paylaşmaya başlamışlar! Ya hu arkadaş senin ağabeyin de bu çirkin olayın bir parçası değil mi? O da gidip İlçe Başkanına yumruklu saldırıda bulunmadı mı? Neden kendine bir pay çıkarmıyorsun da kendi koltuğunu sağlamlaştırmak adına bir tarafın yaptığı çirkinliğini ilan ederken kendi aile bireyinin yaptığı çirkinliğini üzerine örtmeye çalıyorsun?

Yanlış yanlıştır, doğru doğrudur. Çirkin olan çirkindir ve üzeri örtülerek güzelleştirmeye çalışmak daha büyük çirkinliği beraberinde getirir. Dün bu çirkinliklerin üzerine örtenler “Yok mu vicdan sahibi gazeteci” diye sokaklarda nara atıyorlar! Olayın tarafları ise çirkinliğin üzerine giden gazeteciyi yalanlamakla meşgul oluyorlar. Yazıklar olsun size ve sizleri besleyenlere.

Sistem bozuk derken tam da bunu kastediyorum işte bütün programlarım ve bütün yazılarımda. Yanlış insanlarla doğru işler yapılmaz. Çirkinlikleri makyajlayarak ortaya güzellik çıkartılamaz.

Sen kendinin eleştirilmesine tahammül edemiyor ama kendine demokrat ve aydınım diyebilme cehaletini gösterebiliyorsan sana zaten diyecek bir sözüm yok. Ben cahille sohbeti çoktan kestim, sende var git yoluna ve güzel insanlarla kurulmuş, güzel bir ideolojiyi daha fazla kirletme. Çünkü göze batıyorsun. Kaygının ülkenin geleceği değil, şahsi iktidarını korumak olduğu p açık karşımızda duruyor. Kibrin ve egon seni teslim almışsa önce kendinle mücadele etmen gerektiğini unutma.

Ben hem seni, hem de iktidarı eleştirmeye devam edeceğim ve hiç birinizden de övgü beklemeyeceğim. Her türlü bedeli ödemek için gazeteci olduğumu hatırlatmama sanırım gerek yoktur.