şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

Eğitim-Sen: köy enstitülerinin 80. Yıldönümü Kutlu Olsun

Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal, Köy Enstitülerinin 80. Kuruluş yıldönümü kutladı. Ünsal, “Köy Enstitüleri gerçeğini gelecek kuşaklara aktarmayı Eğitim Sen Kayseri Şubesi olarak kendimize görev kabul ediyoruz.” Dedi.
facebook-paylas
 Tarih: 16-04-2020 16:03:38

Eğitim-Sen: köy enstitülerinin 80.  Yıldönümü Kutlu Olsun

Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 80. Yıldönümü dolayısıyla bir dizi etkinlik gerçekleştireceklerini ama koronavirüs salgınından dolayı etkinlikleri başka bir bahara ertelediklerini hatırlatarak, “tüm Köy Enstitülü eğitim emekçilerine şükranlarımızı sunuyoruz.” Dedi.

 

Eğitim-Sen Kayseri Şube Başkanı Sedat Ünsal, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

 

17 Nisan 1940 yılında Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un Türkiye eğitim tarihine armağan ettiği Köy Enstitülerinin 80. Kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.

Köy Enstitüleri gerçeğini gelecek kuşaklara aktarmayı Eğitim Sen Kayseri Şubesi olarak kendimize görev kabul ediyoruz. Bu amaca hizmet edebileceğinden yola çıkarak  ‘Köy Enstitülerinden Günümüze Eğitim ‘ konulu bir panel düzenleyecektik. Eğitim Sen Kurucu Genel Başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım KAYA ve Ankara Üniversitesinden Doç. Ahmet YILDIZ hocalarımızın katılımcı olacakları bu etkinliğimizi koronavirüs salgını nedeniyle bir başka bahara erteledik.

Türkiye nüfusunun yüzde 80’inin köyde yaşadığı, ülkenin büyük bölümünün okuma yazma bilmediği bir dönemde, ‘Eğitim üretim içindedir’ şiarını ilke edinerek kurulan Köy Enstitüleri, üretime ve kalkınmaya yönelik öğrenimi temel alan önemli ve tarihsel bir deneyimdir.

Köy Enstitüleri, bir doğu ülkesinin kendi coğrafyasında ve kendi kültürü ile tek başına ayakta durabileceğinin en büyük delili olmuştur. Binlerce yıldan süzülüp gelmiş halk kültürü ile evrensel bilgi ve estetiğin harman olabileceğini göstermiştir. Köy Enstitüleri yarım kalmış Anadolu Rönesansının odağı olmuş;  kavruk tenli, yoksul köy çocuklarından uluslararası üne kavuşmuş yazar, şair, müzisyen ve ressamlar çıkarmıştır.

Köy Enstitülerinde teknoloji, bir amaç değil öğrenmeyi destekleyici bir araç olarak kullanılmıştır. Virüs salgını nedeniyle uzaktan eğitimin gerçekleştirildiği şu günlerde teknoloji kullanımının amaç haline getirildiğini birlikte izliyoruz. Öğrenme süreçlerinde teknolojinin varlığı önemli olmakla birlikte,  öğrenmenin teminatı olarak görülmektedir.. Uzaktan eğitim uygulamaları öğretmenler üzerinde baskı ve kontrol aracına dönüştü. Eğitim yöneticileri öğretmenleri ders aracı olarak mevzuata göre incelenmemiş ve onaylanmamış araçları kullanmaya zorluyorlar.

Köy Enstitüleri, toplumsal sorunlarla ülkenin ekonomik ve kültürel gelişmesiyle yakından ilgilenen bireyler yetiştirmiştir. Günümüzde ise; düşünen, soran, sorgulayan bir nesilden bunların tam tersi bir insan tipi, gittikçe geriye giden bir toplumsal dönüşüm oluşmakta laik, bilimsel eğitim terkedilmektedir. 1946 sonrası ülkemiz ekonomik ve siyasal yönden yarı bağımlı hale geldiğini biliyoruz. Adımlar ona göre atıldı, eğitim dizgesi ona göre şekillendirildi

Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin etkisi sonucunda Köy Enstitüleri soğuk savaş politikalarına kurban edilip kapatıldı. Köy Enstitülerinin kapatılmasını takip eden süreçte, bu önemli eğitim deneyimi önce yatılı öğretmen okullarına, ardından yatılı okullara, sonra da normal lise eğitimine yayılarak zaman içinde işlevsiz hale getirilmiş ve hızla etkisizleştirilmiştir

Köy Enstitüleri’nin kapatılması, Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olmuştur. Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik bilimsel eğitime savaş açarak, karma eğitim uygulamalarını kaldırmak isteyerek eğitim sistemini dinselleştirmeyi ve ticarileştirmeyi hedeflemekte, eğitim sistemini iktidarın ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir.

Köy Enstitüleri 80 yıl önce ülke sorunlarına verilmiş en iyi yanıttır. Bugün yapılması gereken enstitüleri tekrar etmek yerine onun ilerici mirasını sahiplenerek ondan aldığımız esinle bugünün Türkiye sinin en önemli toplumsal sorunlarına yanıt bulmak ve bu yanıtı inşa etmektir.

Ülkemizde eğitim sisteminin içine düştüğü çok yönlü kriz, günümüzde Enstitülere duyulan özlemi artırmış ve değerini yükseltmiştir. Geçmiş eğitimsel deneyim repertuarına bakıldığında ülkenin en özgün ve işlevsel eğitim deneyimi olan Enstitüler; nostaljik, güncel eğitimle ilintisiz bir olguyu anlatan arkaik bir deneyim değildir. Enstitüleri var eden Cumhuriyetin ilerici birikimidir.

Köy Enstitüleri yalnızca okulsuz ve öğretmensiz Anadolu’da köye öğretmen yetiştiren okullar olmadı. Nüfusun yüzde sekseninin yoksulluk içinde yaşadığı, yüzde doksanının okuma yazma bilmediği bir coğrafyada Enstitüler köyü canlandırarak köylüye yurttaşlık pratiklerini aşılamaya çalışan özgün bir deneyim oldular. Enstitüler bu geniş toplum kesiminin eğitim yoluyla makus talihini kırma çabasının adıdır.

Köy Enstitüleri duvardaki en kritik tuğla gibidir. Nitekim çekilince tüm duvar çökmüştür, ülkenin geleceği sakatlanmıştır. Bugünkü eğitim uygulamalarını çektiğinizde ise hemen hemen hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyoruz. Köy Enstitülerinin kuramcısı ve uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç’un tanımladığı gibi; “ İş içinde, iş aracılıyla, iş için eğitim” in günümüz ezberci ve işlevsiz eğitim modelinin yerine tek alternatif olduğunu biliyoruz. Korona günlerinde gördük ki tamamen tüketime yönlendirilen ülkemizin kaynaklarını üretici bir eğitim modelini ikame ederek büyütebiliriz.

Köy Enstitüleri, muallim mektepleri ve eğitmen yetiştirme deneyinin sonrasında kurulmuştur. Kayseri’deki Zincirdere Öksüzyurdu Muallim Mektebi ve Pazarören Köy Enstitüsü eğitim tarihimizin mihenk taşlarındandır. Günümüzde ise bu eğitim kurumlarına hizmet eden binaların metruk ve bakımsız hallerini görmek içimizi sızlatıyor. Eğitim ordusuna binlerce nefer yetiştiren bu tarihi binalar harabe halinde olup kaderine terkedilmiştir.

Pazarören Anadolu Lisesi’nin 2020 itibariyle nitelikli liseler arasına alınması elbette sevindiricidir. Ana bina suskun  “Gülcemal” ıssız kalmasın madem öyle.

Eğitimin piyasanın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirildiği eğitim emekçileri arasında rekabeti kutsayan bu günlerde köy enstitüleri öğrenci ve öğretmenin kimi zaman birlikte harç kardığı kimi zaman birlikte alçı çektiği kısacası yaşamı umutla ürettiği hayatın içinde eşitlikçi bir eğitim deneyimi olarak ufkumuzu aydınlatmaktadır.

Köy Enstitüleri mezunları ve onların yetiştirdiği kuşaklar, öncüllerimiz olan başta TÖS ve TÖB -DER olmak üzere sendikal mücadelenin ön saflarında yer almışlar ve yolumuzu aydınlatmışlardır.

Eğitim Sen olarak; laik, demokratik ve kamusal eğitimi savunanlara ilham alınacak bir miras olan Köy Enstitülerine hakim olan aydınlanmacı anlayışı sahipleniyoruz. Eğitim emekçileri mücadelesinin fikriyatına büyük katkılar sunan, ruhları ve beyinleri genç;  tüm Köy Enstitülü eğitim emekçilerine şükranlarımızı sunuyoruz.

Etiketler

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER EĞİTİM Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI