şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

Adaletsiz Ek Ödeme Değil, İnsanca Yaşam İçin Temel Ücret Artışı İstiyoruz!

Koronavirüs salgınıyla mücadele sürecinde tüm dünyada büyük bir özveri, fedakarlık ve cesaret örneği gösteren sağlık çalışanları, hak gaspı yaşanmamasını istiyor. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Aydın Şubesi tarafından yapılan kitlesel basın açıklamasında, “Adaletsiz Ek Ödeme Değil, İnsanca Yaşam İçin Temel Ücret Artışı İstiyoruz!” denildi.
facebook-paylas
 Tarih: 20-05-2020 14:24:11

Adaletsiz Ek Ödeme Değil, İnsanca Yaşam İçin Temel Ücret Artışı İstiyoruz!

SES Aydın Şube Başkanlığı, düzenlediği kitlesel basın açıklamasında, “Adaletsiz Ek Ödeme Değil, İnsanca Yaşam İçin Temel Ücret Artışı İstiyoruz!” dedi.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 

Sağlık kurumlarının tüm birimlerinde yürütülen sağlık hizmeti; sağlık işçisinden hekimine, hemşiresinden teknisyenine, eczacısından ebesine, diş hekiminden sekreterine bir bütün olarak, sağlık çalışanlarının emekleri ile yürütülmektedir. Çok iyi biliyoruz ki sağlık hizmeti bir ekip işidir. Sağlık hizmetinde ekip üyelerinin sorumlulukları birbirinden üstün ya da önemli değildir. bu salgında COVID-19 nedeniyle 30’un üzerinde sağlık emekçisi yaşamını yitirdi. 8.000’in üzerinde sağlık emekçisi de salgına yakalanarak hastalandı.

Sağlık emekçilerinin yıllarca özlük hakkı ve insanca yaşama yetecek maaş taleplerini kulak ardı eden iktidar şov yaparcasına tüm sağlık emekçilerine ek ödemeleri, tavan olan % 100 üzerinden yapacağını ilan etti. Bu açıklama, kamuoyunda "bütün sağlık çalışanlarına çift maaş ödenecek" gibi anlaşıldı. Çok geçmeden herkese değil, bazı emekçilere %100, bazılarına % 55 ek ödeme vereceklerini ilan ettiler. Ardından, Sağlık Bakanı “Herkes için eşit risk yok o yüzden herkese eşit ödeme yapamayız” diyerek kendi söylediklerini ters yüz etti. Sağlık emekçilerinin talebi COVID-19 pandemisi ile mücadele için, 3 ay süreyle “ödül” olarak verilecek ek ödeme değildi. Bizler sendika olarak insanların ölüm kalım mücadelesi verdiği bu dönemde, maaş ile ilgili bir talebi dile getirmeyi şimdiye kadar doğru bulmadık. Fakat ek ödemede yapılan adaletsiz dağıtım, bu konuda açıklama yapmamızı ve harekete geçmemizi zorunlu kılmıştır. Sağlık hizmeti sırf para için yapılacak bir meslek değildir, hele aldığımız maaş için kesinlikle değildir.

Biz sağlıkçılar para peşinde koşmuyoruz. Açıklama yapılana kadar hiçbir sağlıkçının ‘Bize çok para verin’ gibi bir talebi olmadı. Bunu Sağlık Bakanı kendisi söyledi. Ama iş dağıtıma gelince büyük adaletsizlik yapıldı. Böyle olunca da haklı olarak insanlar isyan ediyor. Hiç kimseye bu para verilmeseydi inanın bu isyanlar, bu kırgınlıklar, saha içinde bile tatsız tartışmalar olmazdı. En azından iş barışımız bozulmazdı. Salgında en büyük risk grubunu oluşturan biz sağlık çalışanları, böyle bir dönemde bile ek ödeme tartışmalarına konu olmaktan rahatsızız. Talep etmediğimiz bir para için toplumun gözünde küçük düşürülüyoruz, bu çok onur kırıcı bir durum. 

Sağlık bakanının ‘Tüm sağlıkçılara tavandan ek ödeme vereceğiz’ sözlerinin ardından yoğun bakımda 24 saat emek veren, canı pahasına virüslü hastayla uğraşan lise mezunu bir arkadaşa 600 TL ek ödeme verilirken, idari birimlerde hastayla hiç teması olmayan çalışana üniversite mezunu diye tutup 2000 TL veriliyor. Yoğun bakımda çalışan biriyle masa başı çalışan birinin verdiği emek de, karşı karşıya kaldığı risk de aynı değildir. Covidde çalışan hemşire 600 TL alırken, başka bir hastanede aynı eğitim ve kıdeme sahip hemşire 1900 TL aldı. Öte yandan, hastanenin idari kadrosunda çalışanlara da Covidde çalışmış gibi döner sermayeden para verildi. Bunun adı adalet değildir.

Hastanelerde sıradan günlerdeki gibi bir çalışma sergilemiyoruz. Virüslü bir hasta bakıyorsun, virüs kapıp ölme riskin var, ayrıca kronik hastalığı olanlar var aramızda. Salgında ailelerimizi koruyamama korkusu var, haftalarca evine gitmeyen arkadaşlarımız, aylardır yaklaşmasına izin vermediğimiz çocuklarımızın burukluğu var. Yani her anlamda motivasyon olarak düşüksün. Üstüne bir de para kısmında da ciddi bir adaletsizlik olunca insanlar demoralize oldular, mutsuz oldular. Bu zor günlerde kimsenin emeğinin kimseden üstün olmadığı, aynı çalışma koşullarını ve aynı riski paylaşan ebe/hemşirelerden birinin 360 TL alırken bir diğerinin 2000 tl alması gerçekten bir adaletsizliktir. Hekimler arasında da aynı adaletsizlik vardır. Aynı birimde çalışan hekimlerden birine 4000 tl ödenirken, bir diğerine 18000 ödenmesi adil değildir. Hep birlikte olağanüstü koşullarda çalıştığımız bu zor günlerde eğitim seviyesi ve kıdemin önde tutulup, emeğin yok sayıldığı sınıf ayrımı yapan bir tutumla karşılaştık. Bu tutum iş barışını bozar, insanları gücendirir, motivasyonu düşürür.

Bir çoğumuz yıllardır 24 saatlik nöbetler tutuyoruz. Fakat koronadan dolayı tuttuğumuz 24 saatlik nöbetler çok başka. Çok daha yorucu, çok daha yıpratıcı. Bir kere giydiğimiz kıyafetlerin içinde çalışmak ve nefes almak o kadar zor ki. 24 saat, hastalarımızın tedavi ve bakımını yaptığımız, yaşatmak için uğraştığımız nöbet boyunca, sürekli forma değiştirmek zorunda kalıyoruz. İnanın ter içinde çıkıyoruz. Üstelik hekim odaklı çalışma anlayışı ve meslek tanımlarının belirsizliği nedeniyle ebe/hemşireler olarak sağlık alanındaki her görevi ve angaryayı yapmaya da mecbur bırakılıyoruz.

Biz, vergi dilimine girmeden önce, yılın ilk altı ayı kamuda toplu sözleşmeyle belirlenen oranda maaş ve ek ödemelerimizi alırız. Yapılan zamma rağmen hekim dışı sağlık emekçilerinde, maaş+ek ödemeler+ fazla mesainin toplamı yine de yoksulluk sınırının altındadır. Altı aydan sonra vergi dilimine düştüğümüzde, ek ödememizde de, maaşlarımızda da vergi kesintilerimiz olur. ‘Sağlıkçılara ek ödeme yaptık’ diyorlar, bu ay zaten bizim ocak ve şubat aylarında vergisiz aldığımız ek ödemelerin aynısı yattı. Sağlık çalışanları aslında maddi olarak zarardadır.

Kamu ve üniversitelerde çalışan, bu dönemde en riskli alanlar olan tiriajda, Corona polikliniğinde, yoğun bakımda ve acil servislerde çalışan bu süreçte bütün iş yükü omuzlarına yüklenmiş asistan hekimlerin  gelirlerinde azalma oldu. Birinci basamakta, ASM’lerde çalışan arkadaşlarımız kişisel koruyucu ekipmanlarını kendi gelirleri ile karşıladıkları için cari giderleri arttı ve gelirleri azaldı.

Normal şartlarda pandemi öncesinde çalışmamız gereken aylık saatin üzerinde çalıştığımız zaman nöbet parası alıyorduk. Şimdi bizi yedek iş gücünü sağlamak adına daha seyrek getirtiyorlar hastaneye. Diğer tüm kamu kurumlarındaki kamu çalışanları salgın süresince esnek mesai yaparak ayda 32 saat daha az çalıştılar. Hastanelerde de görünürde esnek mesai uygulandı ancak iş çalışma saatinin ve nöbet ücretinin hesaplanmasına gelince esnek mesai şartları yok sayıldı.  Böylece biz sadece mesaimizi tamamlamış olduk. Fazla mesaimiz görünmediği için nöbet paramız da yok. Aslına bakarsanız böyle kayıplarımız da var. Ama burada bizleri gücendiren asıl konu ücretlendirmeden ziyade diğer tüm kamu çalışanlarına sağlanan esnek mesai koşullarının, kelle koltukta çalışan sağlık emekçilerine sağlanmaması ve çifte standart uygulanmasıdır.

Kamu hastanelerinde veri, temizlik ve güvenlik alanlarında hizmet veren, daha birkaç yıl önce taşeron firmalar tarafından asgari ücretle çalıştırılan 4/d'li sağlık işçileri, yıllarca kadro almak için büyük mücadele verdiler. Ve bu pandemi sürecinde de sağlık emekçileriyle birlikte çalışıp aynı riske maruz kaldılar. Tüm bu özveri ve fedakârlıklarına rağmen, pandemi sürecinde 657 sayılı kadrolarda olanların çoğu ek ödeme alırken, 4/d'lilere bir kuruş bile verilmedi! 657'li hizmetli kadrosunda çalışan personel 200 ile 300 TL arasında ek ödeme alırken, 4/d'li temizlik personeli, güvenlik ve veri elemanlarının emekleri yok sayılıp hiçbir ödeme yapılmadı. İl sağlık müdürlüğü ise çözümü yine sağlık emekçilerine yükledi. Adaletsiz olan bu ödeme politikasını düzenlemek yerine gönüllülük esasıyla Aydın’ın tüm devlet hastanelerindeki sağlık emekçilerinden sağlanacak bağış fonu oluşturdu. Sağlık işçilerinin haklarını vermek için onur kırıcı bir yöntem seçildi. Sağlık kurumlarında temizlik personeli zincirin en önemli halkalarından biridir. Ve bu sistem bir çark ise her dişlisi düşünülmeli, kimsenin hakkı yenmemeli! Aynı ekipteyiz ve aynı risk, temizlik personeli için de var. Biz sağlık çalışanlarına dert olan para değil, sınıf ayrımı yapılması!

Bakanlığın, tavandan ek ödeme yapıyoruz söylemi, toplumda algı oluşturmaktan sağlık emekçilerini mağdur etmekten başka bir işe yaramamıştır. Bütün dünyadaki meslektaşlarımız gibi, hayat kurtarmak için canla başla çalışırken,  talep etmediğimiz halde bu kadar para pul konuşulmasını ve sağlık çalışanları üzerinden bu yönlü bir politika yürütülmesini kabul etmiyoruz.

Döner sermaye kapsamındaki ek ödemelerin sağlık emekçilerinde yarattığı ekonomik kayıpları özetlersek;

4/D, taşeron, İŞKUR üzerinden ve aile hekimliğinde görev yapan sağlık emekçileri ödemelerden yararlandırılmadı.

Yardımcı hizmetler ve idari hizmetler sınıfı personel ya bu ödemelerden yararlanamadı ya da ödemeler cüzi tutarlarda kaldı.

Lise mezunu hekim dışı sağlık emekçileri 20 TL ile 400 TL arasında çok düşük tutarlardan yararlanabildi.

112 Acil Sağlık Hizmetleri gibi özellikli alanda görev yapan lise mezunu sağlık çalışanlarına yapılan ödemeler ile bir önceki ay ödemeleri arasında 20 TL fark oluştu.

Düzenlemede Sağlık Bakanlığı hastanelerinde sadece Kovid-19 kliniklerinde, üniversite hastanelerinde ise sadece hekim grubunda Kovid-19 kliniklerinde çalışanlara yüzde 100 üzerinden ödeme yapılacağı kararlaştırıldı.

Pandemi süresince asistan hekimlerin nöbet ücretleri kesildi. Asistan hekimlere, risk altında çalışmasına rağmen tavandan ödemenin yüzde 50’si üzerinden ödeme yapıldı.

Düzenlemelerin il ve kuruluş yöneticilerine verdiği inisiyatif nedeniyle uygulamada adaletsizlikler meydana geldi.

Biz alkış değil, hakkımızı istiyoruz!

Sağlık emekçilerinin arasında yapılan ayrımcılığa ve bu adaletsizliğin ana sebebi olan performans sistemine derhal son verilmeli,

Emekliliğe yansıyacak temel ücretler artırılmalı.

Uzun süredir talep ettiğimiz gibi en düşük temel ücret yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.

Pandemi süresince tüm sağlık emekçilerine çift maaş verilmeli,

Bir yıl süresince yıpranma payı ve 1 derece ilerleme verilmelidir.



Sağlık emekçilerinin talebi üç ay sürecek adaletsiz ek ödeme değil, insanca yaşam için temel ücret artışıdır.

Etiketler

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI