KAYSERİ ŞEHİR HASTANESİ SORUNLARLA AÇILACAK

Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü Şehir Hastaneleri Koordinasyon Daire Başkanlığı tarafından Kayseri Şehir Hastanesi açılış öncesi değerlendirildi. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 26 Mart-4 Nisan tarihleri arasında personele yönelik Kampüste Yaşam, Oryantasyon ve Motivasyon Eğitimleri başladı. Kamu Özel İşbirliği Modeli (KÖİ) sunumları, hasta açısından modelin değerlendirilmesi ve modelin personelin özlük haklarına etkisi konusunda eğitimleri de içeriyor. Aynı zamanda eğitimin devamında YDA Sağlık ekibi tarafından proje sözleşmesi ve şirket hizmet sözleşmeleri yapısı, yardım masası ve süreç yönetimi konularında Kayseri ili sağlık yöneticileri ve çalışanlarına bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi.

Devam eden eğitimler Kayseri’deki sağlık çalışanlarının sorularına açıklama getirmek yerine gerginliğin daha da artmasına neden oldu. Katılımcılar, hem vatandaş hem de çalışan personel açısından şehir hastanelerinin uygunsuz bir iç mimariye sahip olduğundan ve çalışma alanlarının fonksiyonel olmadığından şikâyet etti. Hastane yöneticileri ve YDA temsilcilerinin yaptığı bilgilendirme toplantılarında, sağlık çalışanları birçok konuda sorular yönelttiler. Pek çoğu cevapsız veya muallâkta kalan sorular, eğitimcileri oldukça zor durumda bıraktı. Bazı çalışanlar da sözel olarak tepki göstererek toplantıyı terk ettiler. Eğitimcileri terleten ve sunumların sekteye uğramasına neden olan sorular ve tespitler, sağlık sisteminin acımasız bir sömürü alanına dönüştüğünü gözler önüne serdi.

Halen taşınma tarihi belli olmayan Kayseri Şehir Hastanesine, Kayseri’deki tüm sağlık kurumlarının aynı anda taşınacağı açıklandı. Yapılan bilgilendirme sunumlarında personelin çalışma ve dinlenme alanları tanıtıldı. 7 gün / 24 saat hizmet veren bir kurum olan hastanelerde 24 saat veya 16 saat nöbetler tutan sağlık çalışanları, güvenliğin sadece kameralarla sağlanmasına, dinlenme odalarının klinikten uzak, kapısı ve bir dolabı bile olmayan, 4 sandalye ve bir sehpadan oluşan, küçük ve yetersiz mekânlar olmasına tepki gösterdiler. Çalışanlar “Bizden daha çok iş isteniyor ancak yaşam alanımız, can güvenliğimiz ve mahremiyetimiz bile yok.” dedi. Yoğun bakımların birbirinden bağımsız, aralarında duvar olan ve hastaların gözlenmesinin mümkün olmadığı bir yapıya sahip olduğu vurgulandı. Bir odada hastaya müdahale eden ekibin diğer odadaki hastayı göremediği yoğun bakım odaları için çalışanlar, “Odalar duvarla birbirinden ayrılmış, hastaları göremiyorsun. Diğerlerinden birine bir şey olduğunda bunun sorumluluğunu kim alacak?” diye sordu. Bu konuda açık bir cevap alamayan sağlık çalışanları uygunsuz mimariden ötürü oluşabilecek durumların sorumluluğunu ve vicdani yükümlülüğünü üstlenmeyeceklerini söylediler. Şehir hastanesinin bakanlığın eski kalite standartlarına bile uymayan bir yapıya sahip olduğu yönündeki yorumlara YDA temsilcisi “Bakanlık servislerin dağılım ve yerleşim planını böyle onayladı.” diye cevapladı. Ayrıca yoğun bakımlar ile servisler arasındaki mesafelerin çok uzun olduğuna, hastanın transfer esnasında kaybedilebileceğine değinildi. Çalışanlar aynı zamanda soyunma odalarının bodrum katta olmasının nöbet boyunca ihtiyaçlarına ulaşmada sorun yaratacağını söyledi. 250 kişilik soyunma odalarına 100 metrekarelik bir alan, 5 tuvalet ve 5 duş ayrılması şaşkınlıkla karşılandı. Sağlık çalışanları “Hastalar için bu söz konusu bile değil, müşteri memnuniyeti için her şey düşünülmüş, çalışanlar kimsenin umurunda değil” dedi. Poliklinik odalarının çok küçük, fonksiyonel olmayan ve hasta mahremiyetinin sağlanamayacağı kadar dar alanlar olduğu belirtildi. Sekreter olup olmayacağı yönündeki sorulara YDA temsilcisi bu konuyla bakanlığın ilgilendiğini söyledi.

Özlük haklarıyla ilgili yapılan sunumda sağlık çalışanlarına yapılacak döner sermaye ödemeleri açıklandı. Eğitime katılan personel “Vergiler ve diğer kesintilerden sonra geriye kalan miktar emeğimizin karşılığı değildir. Üstelik döner sermaye emekliliğimize bile yansıtılmıyor. Açık alan işletmelerinden ve hastane hizmetlerinden trilyonlar kazanan YDA şirketi vergi ve harçlardan muaf tutulurken bizlerin emeğinden kesintiler yapılması haksızlıktır” dedi. Ayrıca Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şehir Hastanesi Müdür Yardımcısı Özcan ANTİKE kendisine yöneltilen “6428 sayılı kanunla yapılan anlaşmaya göre şehir hastanesine yapılacak kira ve diğer ödemeler öncelikle döner sermayeden karşılanacak. Döner sermaye yetersiz kaldığında hazineden ödeme yapılacak. Bu devasa borçlanmalar karşısında hastane yöneticilerinin sağlık çalışanlarının döner sermaye haklarını koruyacak ya da etkilenmesini önleyecek bir B planı var mıdır?” şeklindeki soruyu “Hastanenin böyle bir B planı yok ancak herhangi bir aksama olmayacağını umuyoruz. Eğer olursa da devlet bunu telafi edecektir. Gerekirse hepimiz elimizi taşın altına koyacağız” diye cevapladı. Çalışanlar aynı zamanda müşteri olarak da bulunacakları şehir hastanesiyle ilgili Antike’ye hazineden taahhüt edilen ödemeler sonucunda oluşacak açığı kapatmak için vatandaşı yeni vergiler ve kesintilerden koruyacak bir planlamanın olup olmadığını sordu. Antike, bu konunun hastane yönetimini aştığını ve bu konuyla bakanlıkların ilgilendiğini belirtti. Sağlık çalışanlarının YDA Group Şirketinin Grup Kalite Direktörü Ömer Şenkaya’ya yönelttiği can alıcı bir diğer soru da “İş güvencemizi YDA mı yoksa sağlık bakanlığı mı sağlıyor? Kamudan şehir hastanesine geçen personel, modeli kopya edilen İngiltere’deki gibi 1-1,5 yıl sonra sözleşmeye mi davet edilecek? Çekirdek hizmet kadrosu olarak KPSS ataması yeni yapılanlar kiminle sözleşme yapacak?” şeklindeydi. Şenkaya bu soruyu “Şimdilik planlarda böyle bir şey yok. Yeni başlayanlar hem şirketle hem bakanlıkla sözleşme yapacak” diye cevapladı. Şenkaya yaptığı sunumda şehir hastanesinde %70 doluluk oranı gibi bir taahhüdün olmadığı, taahhüt edilenin sadece işlem ve hizmet hacmi olduğu yönünde bir açıklama yaptı ve sözlerine “YDA Grup olarak 15 kalem hizmeti biz veriyoruz. Bunlar sterilizasyon, temizlik, görüntüleme, laboratuar, yemek, güvenlik gibi hizmetlerdir. Hasta doluluk garantisi diye bir şey yoktur.” diye devam etti. Çalışanlar “Doluluk garantisi yok diyorsunuz peki tüm bu işlem ve hizmetleri kime vereceksiniz? Hasta doluluk garantisi kelime oyunlarıyla sağlanmış işte” sözleriyle karşılık verdi.

 Toplantıda yıllardır çözümü talep edilen kreş sorunuyla ilgili merak edilenler de konuşuldu. Personelin “Yüksek maliyetlerle bu kadar donanımlı ve lüks gözetilerek yapılan bir hastanede çalışanlarının yaklaşık %70’inin kadın olduğu düşünülürse 24 saat açık ve ücretsiz bir kreş olacak mı? Çalışanlar için servis tahsis edilecek mi?” soruları servis yok ama klasikleşmiş bir cevap olan “kreş için çalışmalar yapılabilir” şeklinde karşılık buldu.

Ödemeler basınç altına girdiğinde elini taşın altına koyacak olanların sağlık çalışanları olduğunu söyleyen eğitimciler, İngiltere’de iflas etmiş, İngiliz vatandaşlarına büyük bir borç yükümlülüğü getirmiş, sağlık sistemini çökertmiş bir modelin neden Türkiye’de kurulduğu sorusu karşısında sessiz kaldı. Aynı şekilde Kayseri Şehir Hastanesinde sendikaların temsiliyetine yer verilip verilmeyeceği konusu da geçiştirildi. En az 3 saat süren eğitimlerde Kayseri’deki sağlık çalışanları YDA temsilcilerini ve hastane yönetimini soruları ve talepleriyle zorladı. Devam eden eğitim sürecinde yapılan bilgilendirmeler çalışanlardaki gerginliği azaltmak yerine giderek daha çok tepkiye yol açıyor.