Tweet |
İşte Mehmet Y. Yılmaz’ın köşesi:
Vaktiyle İstanbul’un en büyük besi çiftliğinin ya da mandıralarının Fatih semtinde bulunduğunu bilmiyordum.
Bu bilgiye ulaşmış olmamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a borçluyum.
CHP’nin ülkemize yaptığı bitmek bilmez kötülükler dizisinin sonuçları ile ilgili aydınlatıcı bir konuşma yaptı:
“Sadece şu Fatih Suriçi’nde yüzlerce mescidi bunlar kapatarak ahır haline getirmişlerdir. Malatya’da, Antep’te, Konya’da bunu yaptılar” dedi.
Çanakkale 19 Mayıs Üniversitesi’nde görevli “yardımcı doçent doktor” unvanlı ilahiyatçı Abdullah Akın kadar ileri gitmedi tabii.
O eski camilere genelev açıldığını söylemişti, Erdoğan, sadece “ahır yaptılar” demekle yetiniyor.
Fatih'te 169 caminin şu ya da bu nedenle yıkılarak yok edildiğini biliyoruz.
Bunların 69’u yol ve meydan yapmak için yıkılan cami ve mescitler.
50’si deprem, yangın gibi afetlerle yok olmuş durumda.
Geri kalanlar ise ilgisizlik, bakımsızlık, açgözlülük nedeniyle yıkılmış, çoğunun yerinde şimdi apartmanlar ve iş yerleri var.
Adnan Menderes’in Başbakan olduğu, yani CHP’nin değil Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu dönemde yol yapmak, meydan açmak için yıkılan cami sayısı 57.
Yani imar faaliyetleri nedeniyle yıkılan 69 caminin 57’sini DP iktidarı yıkmış.
Bunların arasında 1465 tarihinde inşa edilmiş olan tarihi Murat Paşa Camii’nin bir bölümü, Pertevniyal Lisesi yakınlarında bulunan Tarihi Oruç Gazi Camii, Yenikapı yakınlarında 1479 tarihli Çakır Ağa Camii, Aksaray’da Vatan Caddesi’nin başlangıcındaki Fatih döneminden kalma Camcılar Camii ve çeşmeleri bu tür tarihi eserlerin bazıları.
Buna karşın Fatih’te yüzlerce caminin ahıra çevrildiğini hiç duymamıştım.
Eğer öyleyse, İstanbul ve çevresinin et – süt ihtiyacını uzun süre Fatih semti karşılamış olmalı ki böyle bir şey de hiç olmadı.
İşin aslı şu: İstanbul’un başka bazı tarihi binalarıyla bazı cami ve mescitleri yerel yönetimlerin aldırmazlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ilgisizliği ve kötü şehircilik faaliyetleri ve rant hırsı nedeniyle yok oldu.
Cumhurbaşkanı, farklı bir gerçeklik algısı yaratmaya çalışarak bundan siyasi bir çıkar elde etmeye çalışıyor. Hâlâ işe yarıyor mu, o kadar saf insan memlekette kaldı mı, bilmiyorum.
Bildiğim şudur: Artık ülkeyi yöneten tek yetkili olduğuna göre bir emir versin.
İstanbul’da ve başka kentlerde hangi camiler, ne gerekçeyle ve hangi tarihte yıkıldılar ya da amaçları dışında kullanıldılar, bir envanter çıkarttırsın.
Hepimiz öğrenelim de artık bu “camileri ahıra çevirdiler” palavrasını dinlemekten, konuşmaktan kurtulalım.
T24