şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sağlanmadan Kadın Cinayetleri Son Bulmayacaktır”

Eğitim-Sen Kayseri Şube Kadın Sekreteri Kezban Yüksel, dün sabah saatlerinde Tolga Temur tarafından arkadaşlık teklifini kabul etmediği için öldürülen genç öğretmen Arife Nur Sağıroğlu’nu andı. Yüksel, açıklamasında “Nice bedeller ödeyerek hayatlarımız pahasına kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.” İfadelerini kullandı. Yüksel, açıklamasında İstanbul Sözleşmesi’ne de dikkat çekti.
facebook-paylas
 Tarih: 21-05-2021 10:13:51

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sağlanmadan Kadın Cinayetleri Son Bulmayacaktır”

Eğitim-Sen Kayseri Şube Kadın Sekreteri Kezban Yüksel’in yaptığı açıklamanın tamamı şu şekildedir:

 

“Bir kadın cinayeti daha. Bu sefer yer Kayseri… Yaşamının baharında gencecik bir kadın. Kendi ayakları üzerinde durmuş, hayalleri, umutları olan…”Seni istemiyorum. ”Hayır” kelimelerini hazmedemeyen ve bu hazımsızlığını şiddetle gösterebilen (aslında erkek demeye dilim varmıyor ama)bir erkek tarafından öldürüldü.

Ülkemizde hem kadınlar, hem de çocuklar öldürülüyor, tecavüze, şiddete uğruyor, işkenceye maruz kalıyor… Her gün bir kadın cinayeti ve çocuk istismarı haberi tüm medya manşetlerinde yerini alıyor. Zanlılar yakalanıyor belki ama yetersiz olan, caydırıcı olmayan cezalar yüzünden, toplumda kadına karşı değişmeyen bakış açıları, yetersiz eğitim yüzünden her gün bir yenisi ekleniyor bu haberlere.

 

Erkekler akıllarına gelen her türlü bahane ile kadınları öldürülüyor; kadının giydiği giymediği, konuştuğu konuşmadığı, sustuğu susmadığı, evet dediği hayır dediği, seviştiği sevişmediği gibi her şey kadını şiddet görmesi hatta öldürülmesi için bir neden. Ve tüm bu nedenler haksız tahrik indiriminin uygulanması için sebep olarak gösterilebiliyor. Sokakta,  işte, evde; giyiminden gülüşüne her hareketine müdahale edilen kadınlar, bırakın mutlu olmayı, özgür yaşamayı sadece SAĞ kalmaya çalışıyor. Kadın cinayetleri davalarında sanıkların takım elbise giymeleri, dava esnasında efendi durmaları iyi hal indirimine neden olmaktadır. Oysaki öldürülen ya da şiddet uğrayan kadınların ise giydikleri elbiselerin rengi, makyaj yapmaları, evlerine bir saat geç gelmeleri, cep telefonuyla sıkça konuşması bugün öldürülen Arife öğretmenimizin “hayır” demesi gibi nedenler tahrik sayılarak büyük ceza indirimleri uygulanıyor.

               

Namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence medyada magazinleştirilerek sunuluyor. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanıyor. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip hak etmediği tartışılıyor; kurbanlar suçlanıyor, suçlular "mağdur" ilan ediliyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılıyor.

 

Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan kadın cinayetleri son bulmayacaktır. Öncelikle toplumda yer etmiş ‘erkek egemen bakış açısı’ ile savaşmalıyız. Zaten uygulanmayan yasalarla tedbir almak bu cinayetleri, tecavüzleri önlemeye yetmiyor. Aile içi eğitim de dahil olmak üzere okullarda ki müfredatta ele alınmalı çocukların cinsiyetinin erkek olmasının ona hiçbir ayrıcalık, üstünlük tanımadığını bilerek yetiştirmeliyiz çocuklarımızı.

               

Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, öncelikle devletin ve siyasal iktidarların ilgili tüm kurumlarıyla sorumluluk üstlenmesi, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yaparak, yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için gerekli sosyal politikaların yaşama geçirilmesi ile mümkün olacaktır.

      

Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulanması yerine kaldırmasının düşünülüyor. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddete teşviktir. İstanbul Sözleşmesine saldırılacaksa biz kadınların da bunu kabul edip beklemeye niyetimiz yok. Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkek egemenliğini inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan işbirliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok.

 “Nice bedeller ödeyerek hayatlarımız pahasına kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz”

Üzgünüz, isyandayız. Meslektaşımız Arife öğretmenin ailesine baş sağlığı diliyoruz. Öğretmenimiz ışıklar içinde uyusun.”

Etiketler

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI