“Siyasi Çıkarlar İçin Kadın Üzerinden Siyaset Yapılmaktadır”

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının 85. Yıl dönümü dolayısıyla Kayseri’deki bazı kadın örgütleri Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtına çelenk bıraktı.

Organizasyona Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi, Eğitim-Sen Kayseri Şubesi, Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şubesi, Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği Kayseri Şubesi ve örgütsüz kadınlar katıldı.

Atatürk Anıtına çelenk sunumu sonrası konuşan Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, siyasi çıkarlar için kadın üzerinden siyaset yapıldığına dikkat çekti.

Ayşe Uzunlu konuşmasını şu sözlerle devam ettirdi: "Şüphe yoktur ki ilerleme adımları kadın ve erkek iki cins tarafından beraberce atılmalı, yükselme ve ilerlemede birlikte yol alınmalıdır. Böyle olursa inkılaplar başarı ile sonuçlanır. Bir toplum cinsinden yalnız birinin yenilenmesi ile yetinilirse; o toplum yarıdan fazla kuvvetsizlik içinde kalır." diyen Ulu Önder’in birçok konuşmasında kadına verdiği değeri, ilerleme için kadın-erkek bir arada omuz omuza vermenin gereğini ifade eden sözlerini görmek mümkündür.

Kadınların hak arayışları tüm dünya ile paralel olarak Türk Kadınlarını da etkilemiştir.  Cumhuriyetin ilanı öncesi yaşanan ağır savaşlarda kadınların cephe gerisinde ve cephedeki etkileri, ilerleme ve gelişmeleri beraberinde getirmiş; eğitimin artmasıyla haklarına ve kimliğine sahip çıkan Türk kadınları tarihteki yerlerini almıştır. Bu dönemde etkin olarak çalışan Fatma Aliye, Şair Nigar, Nezihe Muhittin ve Halide Edip gibi Türk kadınlarının önemli bir özelliği vardır. Bu kadınların siyasi görüşleri farklıdır. Siyasi görüşleri farklı olmasına rağmen, bunu göz ardı edebilmişler ve kadın hakları için çalışmışlardır.

1923’te seçim çalışmaları yapılırken Tunalı Hilmi’nin “seçme, seçilme hakkını vermiyorsunuz, fakat sayılmalarına da izin vermiyorsunuz” deyince Meclis’teki muhalifler ayaklarını yerlere vurmuşlardır. “Ayaklarınızı vurmayınız Beyler! Benim mukaddes analarımın, bacılarımın başına vuruyorsunuz” ayaklarınızı demiştir. Hiç şüphesiz cumhuriyetin kadınlarını baş tacı eden bir büyük liderin yanında aklı başında kadına değer veren birçok erkek milletvekili de vardı.

Bugünlere büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, medeniyeti hedefleyen erkekler ve kadınların hak ettiği yeri elde etmesi için savaşan güçlü kadınlarla geldik. O zamanlar Meclis’te ve Sivil Toplum Kuruluşlarındaki dayanışma halindeki “kadın idealini” dikkatlerden kaçırmamak gerekir.

Türk kadınının 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te ise Anayasa'da yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. 85 yıl önce bugün,  Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşmiştir. O günden bugüne kadınların meclisteki temsil oranı yüzde 4,5’lardan, yüzde 17,1’e çıkabilmiştir. Bu temsil oranı ile 1935’te dünyada 2. sırada yer alırken, bugün kadın milletvekili oranı ile dünyada 133. sıradayız. Demokratik gelişmişlik göstergesi olarak kadın milletvekili sayısında bir artış gözlense de, hakkın varlığı siyasi karar mekanizmalarına katılımda cinsiyetler arası eşitliği maalesef sağlayamıyor.

Başlangıçta kadın-erkek bir araya gelerek, siyasi kaygılardan uzak olarak kazanılmış bu haklar, bugün istenilen düzeye ulaşamamıştır. Siyasi çıkarlar için kadın üzerinden siyaset yapılmaktadır. Tüm siyasal partilerde kadınlara ait sorunlar arka plana atılmaktadır. Siyaset alanında yeterince yer bulamayan kadınlar, erkeksi rol kalıpları çerçevesinde var olma mücadelesi vermektedir.

Destek vererek aktif siyasal yaşama katılmasını sağladığımız kadın milletvekillerinin siyasi görüşleri ne olursa olsun, özellikle birbirleriyle ve sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma içinde olması gerekir.  Bu dayanışma sırasında bir yandan kadın sorunları; diğer yandan da eksik temsil sorununa yönelik ortak projeler hazırlanarak hayata geçirilmelidir. Siyasi partilerin kadın kolları ve kadın kotası; kadının ikincil planda düşünülmesinin etkisini arttırmaktadır. Kadınlar siyaset malzemesi yapılmamalıdır. Göstermelik çabalara da alet olmamalıdır.

Kadınların siyasette yer alması her konuda olduğu gibi “demokrasi, eşitlik ve adalet” ile yakından ilgilidir.

Kadın siyaseti partiler üstü, kadın diliyle, kutuplaşma olmadan ve STK’lar ile dayanışma içinde yapılmalıdır.

Türk Kadınlar Birliğinin kurucusu Nezihe Muhittin eşit siyasi hak talebi için çok büyük mücadeleler vermiş ve bu uğurda birçok mağduriyet yaşamıştır. Ülkemizde her dönem benzeri sıkıntılar yaşanmaya devam etmektedir. Seçilmiş kadın milletvekili eşitliği sağlanıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.