Yıllardır iş insanları ile birlikte yürüdüm. Ağızlarından dökülen kelimelerle ekonomin nereye gittiği konusunda doğru gözlemlerim oldu. Zaman zaman iş insanı dostlarımı ziyaret ediyorum, karşılama iyi. Sarılıp hoş beşten sonra ağırlamalar iyi. Yemekler bana kilo aldırmaya devam ediyor. Ama piyasaların konusunu açmamla birlikte ortama derin bir sessizlik çöküyor. O gülen gözler bir anda derin hüzünlü bakışlara bırakıyor. Ardından benimle göz göze gelmemek için gözlerini kaçırıyorlar..
Ekonomi piyasaları gergin. “Piyasalar nasıl?” diyorum. Gözlerini kaçırarak “çalışmaya çalışıyoruz” diyerek sohbeti geçiştiriyorlar. Dövizi soruyorum? Yorum yapmıyorlar. İşte böyle bir zaman dilimini yaşadığım iş insanları karşısında bu kez ben geriliyorum.
Daha önceki seçimler öncesinde eğriyi doğruyu masaya yatırıp, görüşlerini avazlarının çıktığı kadar bağırarak dilendiren insanlar şimdi konuşmuyorlar. Konuşmak istemiyorlar. Keyifleri yok. Gece şöyle bir gezeyim istiyorum. İş insanlarının gittiği mekanlarda kimseyi göremiyorum. İşletme sahibine soruyorum “Nerede bu insanlar?” diye. “Artık gelmiyorlar” cevabını alıyorum. “Neden? Diye kısık sesle soruyorum. İşletme sahibi sesini yükselterek “Mutlu değiller kardeşim. Ödemeler konusunda keyifleri yok” diyor. Yani uzun lafın kısası piyasalarda derin bir sessizlik var. Ben daha önceki zaman dilimlerinde böyle derin sessizlikle karşı karşıya kaldığım olmuştur. İşte böyle zamanlar tehlikeli zamanlardır. Ben konuşan piyasalardan asla korkmam. Piyasaları sessizliği beni tedirgin eder.
Ben içinde bulunduğumuz şu günlerde tedirginim. Bu sessizlik nasıl bir sonuç doğuracak şu an göremiyorum. İnşallah hayırlı olur.