Başlığı görünce herkesin aklına iki kurumdan birinin yanlış içinde olduğu gelmiştir. İktidar yanlıları muhalefeti, muhalefet yanlıları da iktidarı işaret ederek birbirlerini suçlar dururlar. Ne iktidar sorunların çözümü için adım atar, ne de muhalefet sorunların çözümü için iktidara yön verirken halkı da bilinçlendirmeyi elden hiç bırakmayarak sorunların çözümü için hak arama mücadelesine halkı çekmeyi başarabilir!
Ekonomik sorunların sorumlusunun adresi belliyken hala başka bir adrese mektup yazmak ve bu mektuba cevap beklemek terk edilmiş sevgilinin sonsuza kadar bekleyişinden öteye gitmez. Mektuba cevap gelmemesinin tek nedeni adres yanlışlığı ise doğru adresin bulunması için muhalefetin halkı doğru bilgilendirmek gibi gayeden uzaklaşmasını üzülerek izlemek zorunda kalıyoruz.
Halk başına gelen musibet, sorun, sıkıntı ne varsa sorumlusu olarak muhalefeti işaret ederken iktidardan da bu musibet, sorun ve sıkıntılarına çare arayıp bulamamanın sorgulamasını yapmamakta inatçı davranışını sürdürüyor. Zira başına gelen sorunlar sarmalının sorumlusu olarak halk muhalefeti görüyorsa, tuz çoktan kokmuş demektir.
Muhalefet, üzerine düşen asli sorumluluklardan biri olan toplumu siyasi eksende belli bir bilince eriştirme, demokrasi ile tanıştırma gayretinden uzak, salt iktidarın yaptığı icraat, faaliyet, iç/dış/ekonomi politikalarını yalnızca eleştirmekte ve yalnızca kendi tabanından karşılık bulmakta. Oysaki ülke nüfusunun yarısından fazlası henüz siyasi çemberin içine alınmamış, demokrasi ile tanışmamış! Muhalefetin göremediği en büyük açık kapıyı maalesef iktidar kendine özgü yarattığı dil ile sorunlarla birlikte kapatırken muhalefetin gözleri kör mü? Sorunu akıllardan hiç gitmiyor!
CHP, ülkemizde muhalefet dümeninin başındaki parti. Genel merkez düzeyinde genel başkan, genel başkan yardımcıları, parti sözcüleri, grup başkanvekilleri iktidarın yanlış politikalarının üzerine söylem olarak giderken, yerellerde hiç Ankara gibi bir hareketlilik gören var mı? Varsa lütfen birileri bana bunu izletsin ve bende bunlardan haberdar olayım.
Muhalefetin genel merkezi iktidar ile mücadelesinde şu sıralar ‘128 Milyar Dolar Nerede’ pankartları ile eylemsel bir ‘Kavgaya’ girerken, örneğin Kayseri’de bu pankartın İl Başkanlığı öncülüğünde partililerden başlatıp, halka yayılan bir kampanyaya dönüştürememesini hayretle izliyoruz. Bu yalnızca Kayseri’ye has bir özellik değil, yurdun birçok ilinde durum aynı. Kayseri’de yalnızca genç 3 İl Yöneticisinden merkezi kampanyaya evlerinin balkonlarına astıkları pankartlarla destek geldi. Sonrası malum!
Muhalefet topyekûn sahaya inecek ve ev kadınları, işsizler, işçiler, öğrenciler, yaşlılar, emekliler, memurlar, esnaflar, iş dünyası, sporcular, çalışan kadınlar, çiftçiler, besiciler, köylüler, kentliler… yani toplumun tüm kesimlerine dokunacak adımları hayata taşımalı. Onlara dokunmadan, onların sizi desteklemesini ve arkanızdan gelmelerini beklemeniz akıl dışı bir yöntemdir.
Yanlış Olan İktidar mı, Muhalefet mi? Derken aslında iktidarın yanlış politikalarıyla salt söylem ile mücadele etmenin yeterli olduğunu düşünen muhalefetin mantık dışı tutumlarından doğan boşluğun görülmesini istedim. Dokunmadığınız insan size tepki vermez. Tepki için etkinin gerektiğini unutanlar söylem ve küçük eylemler ile bunu başaramayacaklarını bilmeli. Bakın patates ve soğan dağıtımındaki insanlık dışı görüntülere ne demek istediğimi daha net anlarsınız. Patates ve soğan için kendi yurttaşını izdihama mahkum eden iktidarın eylemine karşı söylem yetmez. Çöcüm halkın kendi mücadelesinde ve iktidarında.