Tweet |
Türkiye’de sağlık çalışanları geçen hafta itibarıyla corona virüsü aşılarını olmaya başladı. Aşılanmaya sağlık çalışanlarından başlanırken risk gruplarına göre vatandaşların aşılanması bekleniyor. Aşılar 30 Aralık 2020’de Türkiye’ye ulaşırken tam iki hafta sonra Acil Kullanım Onayı alındı. Doktorlar hastalığı atlatmak için mutlak suretle aşı olunması gerektiğinin altını çizerken aşıya verilen AKO hakkında topluma yeterli bilgi verilmediğini savunuyor.
’50-90 ARASI ACİL KULLANIM ONAYI VERİLEBİLİR’
SÖZCÜ’ye konuşan Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut ülkelerin kriz durumlarında yüzde 50 ile yüzde 90 arasında bir güven aralığı belirtilmiş bir aşıya AKO verebileceğini söylerken, “Türkiye'de AKO onayının verilmesinde usul hatası var. Şöyle ki, bilim kurulu kimlerden oluştu belli değil. Aşıyı kaça almışlar belli değil. Aşı kullanım onayı hangi belgelerle verildi. Hangi kurum onayladığını kamuoyuna göstermeleri gerekiyor ki kamuoyunda endişe gelişmesin, aşı vurulmamaya doğru bir eğilim olmasın” değerlendirmesinde bulundu.
‘PANDEMİ ŞEFFAF OLMADI, AŞILAMA DA ŞEFFAF OLMADI’
Pandemide sürecinin şeffaf yürütülmediği gibi aşılama sürecinin de şeffaf olmadığını savunan Bulut, Türkiye'nin 120-150 milyon doz arasında bir aşıya ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Bulut, “İlk parti olarak 50 milyon doz dendi, 3 milyonu geldi. 47 milyon daha gelmesi gerekiyor. 47 milyon içerisinde birinci risk grubunda olan 65 yaş, KOAH'lı, astımlı hastalar var. Güvenlik personeli gibi öncelikli gruplar var. Yeni yüklenen, gelen bir aşıdan söz edilmiyor. Kısacası aşılama takvimi henüz ortada yok. Eğer böyle giderse Covid-19'dan kaybettiğimiz kişi sayısı, hasta olanların sağlık bütçesine olan etkileri devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin de satın aldığı ve bu hafta uygulanmasına başlanan CoronaVac'ın Türkiye'de yüzde 91.25, Endonezya'da yüzde 65 ve Brezilya'da yüzde 50.38 etkinliğe sahip olmasını değerlendiren Prof. Dr. Vedat Bulut, “Bu rakamın düşük olmasının nedeni, çalışma yapılan bölgenin ekonomik koşulları, beslenme ve diğer enfeksiyon hastalıklarından kaynaklanmış olabilir. Aşı çalışmalarında değişik kıtalarda değişik insanlarda, topluluklarda çalışma yapılmasının nedeni de budur. Yani farklılıkları görmektir” dedi.
(Sözcü Gazetesi)