Tweet |
Prof. Dr. İlhami Çelik, koronavirüs salgını ile mücadelenin sürdüğünü belirterek, "Birinci dalga tamamen bitmiş değil. Ancak yaz geldiği için insan vücudu biraz daha dirençli. Yazın çok fazla zatürre ve solunum sıkıntısı yaşamadığımız için virüsün etkisi bu şekilde gözüküyor. Yoğun bakım ünitelerinde halen tedavi gören hastalarımız var. Ortalama 70 yaş üzerinde ölüm görüyorduk, ancak kendi hastanemizde 50 yaş civarında kaybettiğimiz hastalarımız da oldu. Virüsün hastalık yapıcı etkisinde azalma söz konusu değil" diye konuştu.
'KORONAVİRÜSÜN BİRÇOK ETKİSİ VAR'
Koronavirüs vakalarında farklı belirtilen ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Çelik, "Koronavirüsün birçok etkisi var. Uluslararası vakalar var. Nörolojik semptomlar bunlardan bir tanesi. Yaz ayında bulantı, kusma ve ishal en çok görülen belirtiler oldu. Klasik olan öksürük, ateş ve nefes darlığı idi. Halen öksürük, yüksek ateşi görüyoruz; ama bunların yanında bulantı, kusma ve ishali de görüyoruz. Ciltte döküntü, koku kaybı da halen görülen semptomlar. Mayıs'ta çok sık kemik ve eklem ağrıları yoğun görülmeye başlanmıştı. Haziran ayı itibarıyla yüksek ateş belirtisi devam ediyor" ifadelerini kullandı.
'SONBAHAR'DA VAKA ARTIŞI OLABİLECEĞİNİ SÖYLEMEK MÜMKÜN'
Sonbaharda koronavirüsün artış göstermesini beklediklerini ifade eden Prof. Dr. Çelik, "Şu an için ikinci dalgadan söz etmek mümkün değil; çünkü biz birinci dalgada vakaları sıfırlamadık. Biz henüz hastalığı minimum düzeye indirgemedik. Yazın daha az seviyede olacağını söylüyorduk. Karantina, sokağa çıkma kısıtlamalarını daha erken kaldırmış olsaydık vaka ve hasta sayısı daha büyük rakamlara ulaşmış olacaktı. Sonbaharda insanlar daha çok kapalı alanlara gireceği için vaka sayısında artış olabileceğini söylemek şimdiden mümkün. Eylül ayında meteorolojik durum çok önemli. Salgının seyri, virüsün hastalık yapıcı özelliği belirleyici olacak. Sonbaharda hastalığın yüksek sayılara çıkacağından söz edebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.