şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

TMMOB: 100 günlük eylem planını Değerlendirdi

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) hükümetin 100 Günlük İcraat Programı’yla ilgili görüşünü açıkladı.
facebook-paylas
 Tarih: 25-09-2018 12:11:27

TMMOB: 100 günlük eylem planını Değerlendirdi

“Programda yer alan hedeflerle ilintili ‘bağlı veya ilgili kurum ve bağlı kuruluş’ sayısının sınırlı olması, kamu yönetimi bütününde kısa vadede ‘öncelik hedefleri’nin gerçekleştirilebilirliği hususunda irdelemeyi gerekli kılmaktadır” diyen TMMOB, yeni hükümet sisteminin hazırlıksız ve kamu ciddiyeti açısından sorunlu olduğuna işaret etti. 100 günlük eylem planının, ülkeyi bugünkü ekonomik krize sürükleyen politikaların devamı olarak geliştiğinin kaydedildiği raporda, AKP iktidarının yargı süreci devam eden projelere icraat programında yer verdiği de belirterek, “‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile ‘erkler ayrılığı’ ilkesini göz ardı ederek ‘100 Günlük İcraat Programı’na alınıp hızla bitirilmeye çalışılması, Anayasanın ‘Hukuk Devleti’ ilkesini uygulamamak anlamına gelmektedir” ifadeleri kullanıldı.

 

TMMOB’nin “100 Günlük İcraat Programı-2018 Üzerine TMMOB Görüşü” başlıklı kapsamlı raporu şu şekilde:

 

1. Giriş "16 Nisan 2017 tarihli “Anayasa Değişikliği Referandumu” sonrası 6 ay içinde çıkarılması gereken “Uyum Yasaları” çıkarılmadan gidilen 24 Haziran 2018 tarihli “Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri” ile hukuki altyapısı eksik bir şekilde “Cumhurbaşkanlığı Kabinesi” kurulmuştur.

 

Cumhurbaşkanlığına ve Bakanlıklara bağlı kurumlar tarafından yaklaşık 46 milyar liralık bütçeyle hayata geçirileceği ifade edilen; ulaşımdan enerjiye, ekonomiden sanayiye, dış ticaretten şehirciliğe, dış politikadan savunmaya, eğitimden sağlığa, tarımdan teknolojiye, turizmden gençlik ve spora kadar birçok başlıkta hedeflerin sıralandığı ilk 100 Günlük İcraat Programı’nda, bütçe ve kamu maliyesiyle ilgili atılacak adımlara da yer verilmiştir.

 

Toplantıda ayrıca ekonominin yol haritasını içeren “Orta Vadeli Program(OVP)”ın 2018 yılı Ağustos ayı sonuna kadar, Bakanlıklar ve Kurumların “2019-2023 Dönemine İlişkin Stratejik Plan” çalışmalarının ise 2018 yılı Kasım ayı sonuna kadar tamamlamasının hedeflendiği ifade edilmiştir.

 

Bütüncül planlı kalkınma mantığına aykırı olan ve uzun vadeli proje ve hedefleri de içeren “100 Günlük İcraat Programı (100GİP) hakkındaki TMMOB görüşleri aşağıdadır.

 

2. 100GİP’e İlişkin Şekilsel Değerlendirme

 

Tanıtım toplantısında basına ve kamuoyuna dağıtılan ve 400 projeyi kapsadığı söylenen "100 Günlük İcraat Programı" başlıklı 43 sayfalık kitapçıkta, Cumhurbaşkanlığı, 16 adet Bakanlık, 4 adet başkanlık ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun yer aldığı toplam 22 kurumun ve bağlı kuruluşlarının öncelikli olarak çalışması öngörülen konu başlıkları bulunmaktadır. Kitapçık, Milli Eğitim Bakanlığı’na ait maddelerdeki maddi hata nedeniyle aslında 401 maddeyi içermektedir.

 

Cumhurbaşkanı’nın “100 Günlük İcraat Programımızın en önemli maddesi, İstanbul'daki yeni havalimanımızın 29 Ekim'de hizmete girecek olmasıdır." diye açıkladığı Programda yer alan 400/401 adet maddenin hepsi proje niteliğinde olmayıp, çoğu öncelik ayrımı sorunu olacak şekilde yakın, orta veya uzak vadede ulaşılması beklenen hedefleri içermektedir. Cumhurbaşkanlığı dışındaki 21 adet kurum ve kuruluşa ait her birinde son iki maddede “Geçiş sürecinin temel aşamalarının 100 gün içinde tamamlanması” ile “2019-2023 dönemine ilişkin Stratejik Plan çalışmalarının Kasım ayı sonunda tamamlanacak şekilde başlatılması” ifadeleri yer almaktadır. Bu durumda somut proje/hedef sayısı aslında 369 adet olarak değerlendirilmelidir.

 

Programdaki bazı maddelerin Bakanlıklarla doğrudan ilgisi tartışma konusudur. “3. Yerli plazmadan kan ürünleri üretimine başlanması için gerekli işlemlerin yapılması” hedefinin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının; “4. Sağlık turizminde Türkiye'nin marka haline getirilmesi” hedefinin Sağlık Bakanlığının; “14. Uçuş güvenliğin sağlanması amacıyla 2 adet özellikli gözlem sisteminin kurulması” hedefinin Tarım ve Orman Bakanlığının projeleri arasında sayılması bu karışıklığa ilişkin örneklerdir.

 

Ayrıca, programda yer alan hedeflerle ilintili “bağlı veya ilgili kurum ve bağlı kuruluş” sayısının sınırlı olması, kamu yönetimi bütününde kısa vadede “öncelik hedefleri”nin gerçekleştirilebilirliği hususunda irdelemeyi gerekli kılmaktadır. Şekilsel ya da ayrıntı gibi görünmekle birlikte bu tür maddi hatalar, “yeni yönetim sistemi”nin hazırlıksızlığı, açıklanan programın hedefleri ve “kamu ciddiyeti” açısından irdelenmelidir. Asıl irdeleme ise Programın bütünü üzerine yapılmalıdır.

 

3. 100GİP’in Bütünü ve İktidarın Siyasi Tercihleri Üzerine Değerlendirme

 

100GİP’nın Cumhurbaşkanlığı başlığı altındaki “1. İlga edilen Kanunların Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile düzenlenmesinin tamamlanması”, “2. Yeni Kurulan Başkanlıkların, Ofislerin ve Politika Kurullarının işler hale getirilmesi”, “3. Cumhurbaşkanlığı yeni teşkilat yapısının faaliyete geçirilmesi”, “9.Geçiş sürecine ilişkin kritik ikincil düzenlemelerin çıkartılması”, “11. Hükümet icraatlarının, stratejik planlar çerçevesinde 81 il bazında ayrı ayrı takip ve izlemesinin yapılması için sistem kurulması” maddeleri, yeni sisteme geçiş sürecine mevzuat ve icraat yönünden hazırlıksız olunduğunun somut göstergeleridir.

 

Yine, “4. Bakanlık ve Kurumların kadro ihdas ve dağılımlarının tamamlanması (2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi), “5. Daire Başkanı ve üstü kadrolar ile il müdürü atamalarının tamamlanması (3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 1 ve 2 nolu cetvelleri), “6. Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve kuruluşlara ilişkin atamaların yapılması” hedefleri, bürokrasiye güvensizliği ve siyasi kadrolaşma konusunda bile hazırlıksızlığı göstermektedir.

 

100 günlük programda, Hazine ve Maliye Bakanlığı bölümünde yer alan “2. Kamu kurumlarının mali kaynaklarının yönetimi tek elde toplanarak uzun vadede yıllık ₺ 3-4 Milyar gelir elde edilmesi” maddesi doğrultusunda; 9 Ağustos 2018 tarihli ve 30504 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17 sayılı “Tek Hazine Kurumlar Hesabı Kapsamına Alınacak Kamu İdareleri ve Hesapların Belirlenmesi Hakkında Karar” ve “Tek Hazine Kurumlar Hesabı Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” ile yaklaşık 40 milyar dolarlık kamu kaynağını tek hesaptan yönetecek “tek havuz” sitemine geçilmiştir.

 

“Bütçe disiplini” ve “kamu nakit verimliliği” gerekçesi ile hayata geçirilen bu uygulama ile ekonomik anlamda “kamu mali disiplini” hedeflenmekteyken, “Kanal İstanbul” gibi yüksek maliyet ve dış finansman gerektiren projelerde finansmanın “yap işlet devret” ya da “kamu özel ortaklığı” yoluyla sağlanacağının belirtilmesi bütçe/kamu mali disiplini baştan işlevsiz kılmaktadır. “100 Günlük İcraat Programı”na ilişkin ilgili kurum ve kuruluşlar ve proje/hedef sayıları incelendiğinde; Savunma Sanayi Başkanlığı 45 madde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 39 madde, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı (Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) 33 madde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 28 madde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 22 madde ile ön plana çıkmaktadır. Yeni sistemdeki 16 adet Bakanlığın hedefleri/projelerine bakıldığında; savunma/silah sanayii projelerine özel ve öncelikli bir önem verildiği görülmektedir. İnşaat sektörü yatırımları ekonomik kalkınmanın lokomotifi olma özelliğini korurken, öne çıkan diğer sektörler, imalat ve bilişim sektörleridir. Dağınık ve çelişkili hedefleri içeren ve bütüncül olmayan GİP kapsamında, Ticaret Bakanlığı bölümünde “10. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi sürecinde ilgili tüm STK ve özel sektör temsilcileri ile düzenli istişare ve bilgilendirme toplantılarının tamamlanması ve STK ile özel sektör temsilcilerinin yurtdışı paydaşları ile birlikte sürece aktif şekilde dahil olması” maddesi önemli olup, sanayileşmeye ve tarıma ilişkin net görüşleri olan ve görüşlerinde zaman içinde haklı çıkan TMMOB’nin görüşleri önem arz etmektedir.

Birliğimiz; Ülkemiz iş gücünün serbest dolaşımını engelleyerek tek yanlı olarak işleyen Gümrük Birliği anlaşmasının tam üyelik sürecine kadar askıya alınmasını, mesleklerin serbest dolaşımının ise tam üyelikten sonra yürürlüğe sokulması gerektiğini savunmaktadır.

 

100 günlük İcraat Programında meslek örgütümüz ve meslek alanlarımıza ilişkin maddeler “Özel Projeler” diğer konulardaki görüşlerimiz “Sektörel Diğer Projeler/Hedefler” başlıkları altında ayrı ayrı değerlendirilmiştir.

 

Kanal İstanbul

 

100 günlük programda, “Kanal İstanbul”a ilişkin hedefler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölümünde “1.Kanal İstanbul Projesi kapsamında taşınmaz devri ve planlama çalışmalarının tamamlanması”, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bölümünde “2. Kanal İstanbul Etüt Proje İşinin tamamlanması ve yapım ihale ilanına çıkılması” şeklinde yer almıştır.

 

100GİP ile “Kanal İstanbul Projesi”nin ÇED ve Etüt Proje işlerinin tamamlanması, taşınmaz devirlerinin tamamlanarak imar planlarının onaya sunulması, 22 milyon m2 arazinin TOKİ'ye devri ve en kısa sürede ihalesinin yapılıp temelinin atılması hedeflenmektedir. “Kanal İstanbul”un iki tarafına iki butik şehir kurulması, marinalar yapılması ve diğer çevresel düzenlemeler dahil mimari projenin son aşamaya geldiği, projenin finansmanının “yap işlet devret” ya da “kamu özel ortaklığı” yoluyla sağlanacağı belirtilmektedir.

 

İstanbul ve Marmara bölgesi için yüzlerce bilim ve meslek insanı, üniversite, meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yılların birikimi ile üretilen sayısız planlama, bilimsel araştırma ve çalışma sonuçları yok sayılıp; bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan "Kanal İstanbul", tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir.

 

Marmara bölgesinin coğrafi, ekolojik ve jeolojik olarak en hassas ve korunması gereken bölgesinde, yaklaşık 45 km uzunluğunda, 25 m derinliğinde, 250 m genişlikte yapılması öngörülen söz konusu "Kanal"; Karadeniz`den Marmara Denizine kadar tüm coğrafyayı geri dönüşü olmayan bir biçimde etkileyecek hasar ve yarılma meydana getirme tehdidi taşımaktadır.

 

Şimdiye kadar açıklanan verilerden dahi; Kanal projesi kapsamında; Terkos havzası da dahil 3. havalimanı ve 3.köprü bağlantı yollarından geriye kalan bütün orman alanları, tarım alanları, meralar, yeraltı ve üstü su toplama havzaları, havzadaki mahallelerle birlikte, Karadeniz ve Marmara denizi ve kıyıları dahil olmak üzere bütün coğrafyanın inşaat ve yıkım alanı olarak tasarlandığı anlaşılmaktadır.

 

TMMOB, halkın öncelikli ihtiyaçları yerine sermaye kesimlerine rant aktarmayı amaçlayan Kanal İstanbul projesinin derhal iptal edilmesi gerektiğini savunmaktadır.

 

İmar Barışı

 

100 günlük programda, “İmar Barışı”na ilişkin hedefler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölümünde “26. İmar Barışı ile ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı 13 milyon yapının kayıt altına alınması” şeklinde yer almıştır.

 

Siyasi iktidarın 24 Haziran Genel seçimleri öncesinde seçim yatırımı olarak ve özellikle bozulan borç ödeme dengeleri için ekonomik getiri sağlayacak bir hamle olarak gündeme getirdiği imar affı yasası mülkiyet ve imar sorunu olan, ruhsatsız ya da imar mevzuatına aykırı olarak eklentiler yapılmış yaklaşık 13 milyon konutu ilgilendirmektedir.

 

İmar affı kanunu ile 31.12.2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapılara 31.12.2018 tarihine kadar başvurulması halinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kuruluşlar tarafından Yapı Kayıt Belgesi verilecek; bu belgeye sahip olan kaçak yapılar iskân alabilecek, su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilecek, önceden alınmış yıkım kararları ve tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilecektir.

 

Kanun, hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olan taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na tahsis edilmesini, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazların Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılmasını öngörmektedir.

 

Ülkemizde, 1950`li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal ekonomik politikalar sonucu, kentlere yönelen kontrolsüz ve hızlı göç ve beraberinde gelen kaçak yapılaşma hazine arazilerinin işgaliyle başlamış daha sonra tarım alanlarına, kıyılara, ormanlara, meralara, yaylak ve kışlaklar ile doğa koruma alanlarına doğru genişlemiştir.

 

Kaçak yapılaşma bugün artık sadece yoksulların tercihi değil rant peşinde koşanların da başvurdukları bir yöntemdir. Bu durumun başlıca müsebbibi ise, 16 yıldır topluma, insana, çevreye saygı duymayan şehircilik ve kentleşme politikaları uygulayan; ekonomik darboğazı, kent topraklarını ve doğal kaynakları pazarlayarak aşmaya çalışan; planlama ve imar mevzuatı ile getirilmiş olan düzenleyici kural ve sınırlandırmaları ekonomik gelişimin önünde engel olarak gören siyasi iktidardır.

 

Cumhuriyet döneminde 14 kez imar affı çıkarılmıştır. Bu aflar toplumda kanun dışı uygulamaların bir şekilde yasallaştırılacağı algısının pekişmesine neden olmaktadır. Halen ülkemizdeki yapı stokunun %60‘ının kaçak yapıdır.

 

Sağlıklı kentleşmenin ve güvenli yapılaşmanın birinci derecede sorumlusu olan iktidar, mülkiyet, yapı grubu ve yapı sınıfı gibi idari ve teknik konuları mal sahibinin beyanına bağlayan kanun ile bilimi, tekniği ve uygulayıcıları olan mühendis, mimar ve şehir planlama mesleklerini inkâr ettiği gibi vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini de yok saymaktadır.

 

Bu kanun ile imara aykırı, çevre ve doğa tahribatına neden olan ve en önemlisi de yeterli mühendislik hizmeti almadığı için olası depreme dayanıklılık bağlamında riskli yapılar devlet eliyle meşrulaştırılmakta, hukuka uyan vatandaşlarımız cezalandırılırken, kural tanımayanlar ödüllendirilmektedir. Oysa topraklarının tamamı deprem riski altında olan ülkemizde, deprem nedeniyle ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik kayıplar karşısında, ciddi tedbirler alınması gerekmektedir.

 

Kaynak: Birgün

Etiketler

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI