şişli escort -
escorts
مواقع مراهنات ギャンブル مواقع مراهنات مواقع مراهنات çocuk bornozu çocuk bornozu مواقع مراهنات смотреть порно онлайн ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル ギャンブル المواقع المثيرة deneme pornosu çeken siteler
Bugun...

Kezban Yüksel: Bir Kadın Öğretmenimiz Katledildi! Üzgünüz, İsyandayız

Eğitim-Sen Kayseri Şube Kadın Sekreteri Kezban Yüksel, sokak ortasında bir erkek tarafından katledilen kadın öğretmene sahip çıktı. Yüksel yaptığı açıklamada, “Üzgünüz, isyandayız. Meslektaşımız Arife öğretmenin ailesine baş sağlığı diliyoruz. Öğretmenimiz ışıklar içinde uyusun. Arife öğretmenimizin anısı kadın mücadelesi saflarında yaşamaya devam edecektir.” Dedi.
facebook-paylas
 Tarih: 21-05-2021 15:51:52

Kezban Yüksel: Bir Kadın Öğretmenimiz Katledildi! Üzgünüz, İsyandayız

Eğitim-Sen Kayseri Şube Kadın Sekreteri Kezban Yüksel, sokak ortasında katledilen Arife öğretmenin ardından sendika binasında basın toplantısı düzenledi.

Yüksel, bireysel silahlanmanın önünün kesilmesi gerektiğinin de altını çizdiği açıklamasında şunları söyledi:

Bir kadın cinayeti daha.Bu sefer yer Kayseri…Yaşamının baharında gencecik bir kadın Arife öğretmen.Kendi ayakları üzerinde durmuş,hayalleri,umutları olan…”Seni istemiyorum.”.”Hayır” kelimelerini hazmedemeyen ve bu hazımsızlığını şiddetle gösterebilen (aslında erkek demeye dilim varmıyor ama)bir erkek tarafından öldürüldü.

 

Gündüz vakti, şehrin ortasında silah kullanma hakkının nereden alıyor bu kişi. Eğer şimdi bir kadına tecavüz olayını konuşuyor olsaydık, “o saatte orada ne işi varmış? sorusunu soran zihniyete şu soruları da ben sormak isterdim. Bu kişinin o gün o saat orada silahla ne işi varmış? Bu kişi silahı nereden bulmuş? Eğer silahı ruhsatlı ise o ruhsatı ona kim, hangi yasa gereği nasıl vermiş? Bireysel silahlanma ile ilgili kriterler neler?

 

Ülkemizde hem kadınlar , hem de çocuklar öldürülüyor, tecavüze , şiddete uğruyor, işkenceye maruz kalıyor… Her gün bir kadın cinayeti ve çocuk istismarı haberi tüm medya manşetlerinde yerini alıyor..Zanlılar yakalanıyor belki ama  yetersiz olan, caydırıcı olmayan cezalar yüzünden, toplumda kadına karşı değişmeyen bakış açıları ve yetersiz eğitim nedeniyle  her gün bir yenisi ekleniyor bu haberlere.

 

Erkekler akıllarına gelen her türlü bahane ile kadınları öldürülüyor; kadının giydiği giymediği, konuştuğu konuşmadığı, sustuğu susmadığı, evet dediği hayır dediği, seviştiği sevişmediği  gibi her şey kadının şiddet görmesi hatta öldürülmesi için bir neden ve tüm bu nedenler haksız tahrik indiriminin uygulanması için sebep olarak gösterilebiliyor. Sokakta,  işte, evde; giyiminden gülüşüne her hareketine müdahale edilen kadınlar, bırakın mutlu olmayı,özgür yaşamayı  sadece SAĞ kalmaya çalışıyor. Kadın cinayetleri davalarında  sanıkların takım elbise giymeleri, dava esnasında efendi durmaları iyi hal indirimine neden olmaktadır. Oysa ki öldürülen ya da şiddete uğrayan kadınların ise giydikleri elbiselerin rengi, makyaj yapmaları, evlerine bir saat geç gelmeleri, cep telefonuyla sıkça konuşmaları, bugün öldürülen Arife öğretmenimizin “hayır” demesi gibi nedenler tahrik sayılarak büyük ceza indirimleri uygulanıyor…

 

Namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence medyada magazinleştirilerek sunuluyor. Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanıyor. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hakkedip hakketmediği tartışılıyor; kurbanlar suçlanıyor, suçlular "mağdur" ilan ediliyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılıyor.

 

Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan kadın cinayetleri son bulmayacaktır. Öncelikle toplumda yer etmiş ‘erkek egemen bakış açısı’ ile savaşmalıyız. Zaten uygulanmayan yasalarla tedbir almak bu cinayetleri, tecavüzleri önlemeye yetmiyor. Aile içi eğitim de dahil olmak üzere bu konu okullarda ki müfredatta ele alınmalıdır. Çocukların cinsiyetinin erkek olmasının ona hiçbir ayrıcalık, üstünlük tanımadığını veya kız olmasının bu tür davranışlarla karşılaşmasını gerektirmediğini bilerek yetiştirmeliyiz çocuklarımızı.

Kadına yönelik şiddetin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, öncelikle devletin ve siyasal iktidarların ilgili tüm kurumlarıyla sorumluluk üstlenmesi, ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşlarla işbirliği yaparak, yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için gerekli sosyal politikaların yaşama geçirilmesi ile mümkün olacaktır.

 

Biz kadınların uzun yıllardır mücadelesinin sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasadır. Bunun  uygulanması  yerine  kaldırması  düşünülüyor. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddete teşviktir. İstanbul Sözleşmesine saldırılacaksa biz kadınların da bunu kabul edip beklemeye niyetimiz yok. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkek egemenliğini inşaa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan işbirliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok. Birbirimizi  ve haklarımızı savunacağız.

“Nice bedeller ödeyerek hayatlarımız pahasına kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz”

Üzgünüz, isyandayız. Meslektaşımız Arife öğretmenin ailesine baş sağlığı diliyoruz. Öğretmenimiz ışıklar içinde uyusun. Arife öğretmenimizin anısı kadın mücadelesi  saflarında yaşamaya devam edecektir.

Etiketler

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI