Tweet |
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl 800 bin kişinin bu yolla yaşamına son verdiği intiharın tanımlamasını yapan Metin, “İntihar, kişinin kasıtlı olarak çeşitli yollarla hayatına son vermesi durumudur” dedi. İnsanları hangi durumların intihara meyletmeye sürükleyebileceğini dile getiren Metin, “Bunun çeşitli faktörleri var. Bunlardan ilki psikolojik faktörlerdir. En temelinde ise bireyin ‘bakım veren’ dediğimiz anne ile olan ilişkisi yatıyor. Eğer anne, çocuğunun temel sevgi ihtiyaçlarını gidermemişse; bu o kişinin intihar sebebi olabiliyor. Annenizin size şöyle dediğini hissedin: Seni doğuracağıma taş doğursaydım. Bunu duyan çocuk sizce ne hisseder? Dolayısıyla bu insanlar intiharı bir kaçış yolu, bir çözüm olarak değerlendiriyorlar. Çünkü bir işe yaramayacaklarını düşünüyorlar” diye konuştu.
Metin, intihar meyilli bireyleri etkileyen durumların sadece psikolojik olmadığını vurgulayarak “Bir diğer faktör ise ekonomik faktörlerdir. Örneğin birey iş kaybı yaşayabilir, ya da tam tersi olarak zenginleşebilir; bir anda zenginleşen bireylerde de intihar davranışı görülebiliyor. Toplumsal faktörler de intihar davranışında bulunma sebeplerinden birisidir” şeklinde konuştu. Metin, eğilimin hangi yaşlarda başladığı sorusuna “İntihara eğilim ergenlik döneminden itibaren başlıyor ve genç-yetişkinlik evresinde bu durum artıyor. En son 2018 yılında açıklanan TÜİK verilerine göre 15-54 arası yaş gruplarında intihar vakalarının çok yoğun olduğu görülebilir” diye cevap verdi.
Metin; kadın olma, boşanmış olma, kişilik bozuklukları ile depresyon, madde kullanımı, duygu durumu bozukluğu gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıklar gibi özel durumların da insanları intihara yönelttiğini belirtti.
Kadın intiharlarına ayrıca bir parantez açan Metin, kadınların ruhsal acı eşiğinin daha düşük olması ve kendilerini daha yalnız hissetmesinin intihara kalkışmayı tetikleyebileceğinin altını çizdi. Metin, daha sonra konuşmasına ilavede bulunup “Elbette bu dediklerimiz her kadını veya her erkeği tanımlayacak şeyler değildir. Burada önemli olan şey bireylerde ortaya çıkan çaresizlik, umutsuzluk gibi durumlardır. Bu hayattan hiçbir beklentinizin kalmadığını düşünün. Bu duyguları daha fazla yaşayan bireyler intihara meyilli oluyor” diye konuşarak, etmenlerin birçoğunun cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm bireylerde yaşanabileceğini belirtti.
“DÜŞÜNCEMİZ, DAVRANIŞLARIMIZI ETKİLİYOR”
İnsanları bir konuda karar almaya öncelikle aklından geçenlerin sevk ettiğini dile getiren Metin, “Öncelikle bir davranışımıza neden olan şeyin aklımıza gelen düşünceler olduğunu not etmemiz gerekiyor. Örneğin iki kişi var. İki kişi de aynı problemi yaşamış olsun. Bunlardan biri ‘bu durumla baş edebilirim’ diye düşünürken, diğer kişi ‘bunu bana nasıl yaparlar, niye bunları yaşıyorum, insanlar böyle yaşamıyor, herkes çok mutlu, bütün bunlar benim başıma geliyor’ diye düşünüyor. Bu iki düşünce, davranışlarda da kendini gösteriyor. Kısacası düşüncemiz, davranışlarımızı etkiliyor. Neye inanıyorsak, sonucu da o oluyor” diye konuştu.
POLİS İNTİHARLARI
Son dönemlerde gündemde adından sıklıkla söz ettiren polis intiharlarına da değinen Metin, “Öncelikle polislerin yoğun bir iş temposu var. Taşıdıkları silahların sorumluluğu üzerlerinde bulunuyor. Aileleri ve çocukları olabilir, başka rolleri olabilir. Bu durumdayken yoğun stres altında kalan bazı polisler sorun çözme konusunda daha geri planda kalabiliyorlar. Üstlerden gelen direktifler, altlarında yönetmesi gereken süreçler var ve yoğun iş onların duygularını düzenleyememesine neden olabiliyor. Örneğin polis memurlarının sinirlendiği zaman sinirlerini kontrollü bir şekilde yaşaması ya da direk silahına davranması hususları çok önemlidir” diyerek, polis memurlarını intihar eğilimine sürükleyebilecek etmenleri sıraladı.
“PANDEMİ TUZ BİBER OLDU”
Yaklaşık 15 aydır devam eden küresel salgın ve beraberinde getirdiği buhran ortamının insanların intihara eğilimini ne yönde etkilediği hakkında yorum yapan Metin, “Pandemi döneminde insanlar çeşitli durumlar yaşadı. Ekonomik zorluklar, aile içi problemler intihar meyline sebep olabiliyor. Örneğin baba oğlunun yüzüne bakamayacağını düşünüyor, bu ağır duyguyla baş edemiyor ve hayatına son veriyor. Bu insanları anlamak çok önemlidir. Sadece psikolojik bapta değerlendirmemek gerekiyor. ‘Sosyal devlet’ olan devletimizin desteklerini vatandaşların üzerinde hissettirmesi gereklidir” ifadelerini kullandı. Metin, pandeminin insanları intihara meyletme yönünde tetiklediğinin altını çizerek “Öte yandan pandemi şartları, bu ruh hâlinin tuzu biberi oldu diyebiliriz. Çok farklı ve olağanüstü bir durumla karşı karşıyayız. Bunu en son yüz küsur yıl önce deneyimledik. Belirsizlik insanda kaygı oluşturuyor. Kaygı da insanların hatalarını artırmasına ve stres toleransının düşmesine neden oluyor. Bu da insanların duygularını düzenleyememesine yol açıyor” şeklinde konuştu.