Tweet |
2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi TBMM’de görüşülmeleri devam ediyor. TÜBİTAK Bütçesi üzerinde konuşan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Bu iktidarın ARGE çalışması, bilim, teknoloji gibi bir önceliği yok. Dolayısıyla bilim ve teknolojinin bütçesi üzerinde konuşmak benim için büyük bir talihsizlik. Zira Sarayın günlük elektrik faturasının 60 bin lira olduğu buna karşılık TÜBİTAK’ın üniversitelere proje başına ortalama 35 bin lira kaynak aktardığı bir ülkede ben hangi bilimi anlatabilirim. Sayın Erdoğan’ın ekonomist, hayvanat bahçesi müdürünün TÜBİTAK’a müdür olarak atandığı bir ülkede ben hangi bütçeyi anlatayım, ben hangi bilimi konuşayım. Gaflet uykusundaki bu iktidar değil mi ki, tam 5 kez TÜBİTAK kanununu değiştirerek, TÜBİTAK’ı FETÖ’nün emrine veren; bilim üssü olması gereken bir kurumu FETÖ üssü haline getiren” dedi.
BU BÜTÇE MİLLETİN BÜTÇESİ OLSA YENİ DOĞAN BEBEĞİN MAMASI KİLİT ALTINA ALINIR MI HİÇ?
Kürsüde kilit altına alınan bebek mamasını gösteren Arık, bu bütçenin milletin değil Saray’ın bütçesi olduğunu söyledi. “Biz bu bütçe milletin bütçesi değil, sarayın bütçesi deyince, siz hep birlikte hop oturup, hop kalkıyorsunuz. Bu bütçe milletin bütçesi olsa yeni doğan bebeğin maması kilit altına alınır mı hiç?” diyen Arık, milletin Saray’ın faturalarını ödemekten bıktığını belirterek, şöyle konuştu:
“Bakın dinleyin millet ne diyor?
‘Sayın Cumhurbaşkanı!
Hani siz, ‘Karınlarını biz doyuruyoruz, oy vermiyorlar’ diyorsunuz ya biz sizin milletvekiliniz de buyurduğu gibi karnımızı kuru ekmekle doyuruyoruz. Sahi siz en son ne zaman ekmek aldınız? Ekmek fiyatını bilmemek nasıl bir duygu?
Sayın Cumhurbaşkanı,
Biz elektrik faturalarının altında ezilmemek için elektrik düğmesine basmaya korkar olduk. Peki siz en son ne zaman elektrik faturası ödediniz? Ya doğalgaz? Çok şükür ki, bizi düşünen milletvekilleriniz var. Onlar akıl vermeseydi, bizler ne yapardık. Halimiz nice olurdu bizim? Sağ olsunlar, ‘Kat kat giyinin’ dediler biz de öyle yapıyoruz. Doğalgaz yakmıyor, kat kat giyiniyoruz. Gerçekten siz sarayda kaç kat giyiniyorsunuz? Mesela hiç doğalgaz faturası gördünüz mü? Kaç yıldır doğalgaz faturası ödemiyorsunuz? 20 yıldır hiç fatura görmeden yaşamak nasıl bir duygu…
Sayın Cumhurbaşkanı,
Milletvekiliniz her ne kadar zenginlik göstergesi dese de; biz 30 kuruş ucuz benzin almak için saatlerce kuyrukta bekliyoruz. Peki, siz hiç arabanızı benzin istasyonuna çekip benzin aldınız mı? Kendi paranızla ama…
Bizim ay sonu gelecek de, ev sahibi kira için kapıyı çalacak diye ödümüz kopuyor; peki siz yazlık sarayın, kışlık sarayın yetmedi uçan sarayın kirasına nasıl yetiştiriyorsunuz? Saraylarda kira ödemeden yaşamak nasıl bir duygu?
Sayın Cumhurbaşkanı,
Biz pazara daha ucuz olsun diye pazarın dağılma saatlerinde gidiyoruz. Doğru söyleyin lütfen; eşiniz Emine Hanım ile en son ne zaman pazara gittiniz? Pazarda peynirin kilosunun kaç lira olduğunu biliyor musunuz? Bunların hiçbiri artık sizin sorununuz değil. Neden mi? Çünkü sizin faturalarınızın hepsini biz ödüyoruz. Hatta siz alınmayın diye birçok şeyi de örtülü ödenekten yine biz ödüyoruz. Dünyanın en pahalı makam araçlarını, uçaklarını alıyoruz. Başka devletlerde itibarınız olsun diye, eşiniz hanımefendi alışverişini rahat yapsın diye Belçika’da cadde bile kapattığımız oldu.
Hep biz ödedik.
Biz kim miyiz?
Biz evlatlarını vatan için toprağa veren şehit aileleriyiz.
Biz, yerin 500 metre altında karın tokluğuna çalışan madencileriz.
Biz, traktörü haciz edilen çiftçileriz.
Biz, ‘Doktor efendi dönemi bitti’ diyerek hedef gösterdiğiniz doktorlarız.
Biz, atamadığınız öğretmenleriz, sağlık personeliyiz…
Biz, siftahsız dükkan kapatan esnafız…
Biz, bayramlarda torununa harçlık dahi veremeyen emekliyiz.
Biz, kuru ekmeği çok gördüğünüz işsizleriz, yoksullarız.
Biz kapısında arabası var diyerek alay ettiğiniz asgari ücretliyiz.
Biz milletiz, yahu millet…
Ve bilin ki, siz bizim değil, yıllardır biz sizin karnınızı doyuruyoruz.
Faturalarınızı ödüyoruz.
Ama artık sizin faturalarınız ödemekten bıktık, usandık.
Geliyor gelmekte olan, bitecek bu talan…”