Tweet |
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), korona virüsü salgınına karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz bize yeteriz” sloganıyla ilan ettiği Milli Dayanışma Kampanyası kapsamında bazı kurumların personelin maaşından bağış kesintisi yapmasına tepki gösterdi.
KATILIMI ‘ZORUNLU’ GÖNÜLLÜ KAMPANYA
Yapılan açıklamada, MEB başta olmak üzere, BOTAŞ, Orman Genel Müdürlüğü, MEB, Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve Sosyal Hizmet İl Müdürlükleri gibi pek çok kurumun gönüllülük esasına aykırı davranarak personelin maaşından kesintiye gittiği savunularak, şöyle denildi:
“Sosyal Hizmet İl Müdürlükleri eliyle sosyal hizmet emekçilerine gönderilen mesajda “Personelden en az 100 TL olmak kaydı ile destek sağlanması kararı alındığı, bireysel olarak daha fazla destek de sunulabileceğini” belirtmiştir. Benzer mesajlar BOTAŞ, Orman Genel Müdürlüğü, MEB, Adalet Bakanlığı, Yargıtay gibi pek çok kurumda salgına açlık ve sefalet ücretleri ile yakalanan kamu emekçilerine de gönderilmiştir. Gönderilen yazı ve mesajlarda belirlenen miktarların kurum personelinin maaşlarından kesilerek kampanya hesaplarına aktarılacağı, dekontların kurum merkezine gönderileceği ifade edilmektedir. Kısacası katılımı gönüllü olması gereken kampanya, limitleri bile yöneticiler tarafından belirlenmiş, yüz binlerce kamu personeli için katılımı zorunlu bir kampanyaya dönüştürülmek istenmektedir.”
ZORLA BAĞIŞ TALEBİNE SUÇ DUYURUSU
Ekonomik kriz koşullarında kıt kanaat geçinen, şimdi de yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan hiçbir emekçiye bağışta bulunma dayatması yapılamayacağının altının çizildiği açıklamada, “Kampanya kapsamında sendika üyelerimizin bağış yapmaya zorlanması halinde bu husus tutanak altına alınacaktır. Sendika genel merkezlerimize ve konfederasyonumuza ulaştırılacak bu tutanak ve bildirimler sonrasında hızla hukuki süreç başlatılacak, suç duyurusunda bulunulacaktır. Bağış yapmayı düşünmeyen sendikalarımız üyelerinden aylıklarından kesinti yapılmasına dair onay imzası talep edilmesi halinde ise üyeler bu onay formlarına imza atmayacaklardır. Onayı olmadan gelirlerinden kesinti yapılması durumunda ise suç duyurusunda bulunacaklardır” denildi.
Milli Dayanışma kampanyasına sağlanacak “kaynak” konusunda iktidara çağrıda bulunan KESK, önerilerini şu şekilde sıraladı:
Bağış kampanyası ile sermayeyi allayıp pullayacağınıza, binlerce işçiyi işten atanları ceplerinden “harçlık” niyetine verecekleri para ile aklayacağınıza, nasıl bir sömürü mekanizması ile o serveti elde ettiklerinin sorgulanmasını engelleyeceğinize derhal servet vergisi uygulamasını başlatın!
Hasta garantili şehir hastaneleri ve araç garantili köprü ve yol ödemeleri için müteahhitlere/şirketlere hazineden, yani halkın cebinden yapılan ödemeleri durdurun. Kanal İstanbul başta olmak üzere benzer çılgın projelerden vazgeçin, oralara ayırdığınız kaynakları sağlığa aktarın!
Güvenlik/savaş harcamalarını, Diyanetin ödeneklerini, gizli ödenekleri azaltın, buralara aktardığınız devasa kaynakları salgınla mücadeleye aktarın!
Çocuklarımızın tacize, tecavüze uğradığı, yandığı cemaat yurtlarına aktardığınız kaynakları yeni solunum cihazlarına, yoğun bakım ünitelerine ayırın!
“Düşük faizli” diye övündüğünüz emekçilere yeni borç, bankalara daha fazla kar anlamına gelen kredi reklamı yapmak yerine sosyal devlet olmanın gereklerini yapın, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödeyin, tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları ve elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarını salgın riski boyunca faiz işletmeden erteleyin!
İnsanlığın ilk kez bu boyutta ve yaygınlıkta karşı karşıya kaldığı salgına dahi kar, zarar, maliyet hesapları yaparak yaklaşmayın, kamu kaynaklarını patronlar ve sermayeye değil halkın sağlığını işini, gelirini korumaya seferber edin. Lüksten, şatafattan vazgeçin!
(DUVAR)