Tweet |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ülkeyi 19 yıldır yöneten iktidar ülkeyi nereye taşıdı? Huzur içinde yaşamak istiyorsak bunun sebebini araştırmamız lazım. Neden bir ekonomik buhranın eşiğine geldik. Hangi siyasal partiler Türkiye’nin geleceğini düşündü öneriler getirdi. Ama hangi parti 'Dediğim dedik' diyerek ülkeyi bu hale getirdi. Ülkemize, ailemize, çocuklarımıza karşı sorumluluk duyuyorsak bunu masaya yatırmak zorundayız. Evde, lokantada, tarlada, sokakta, caddede konuşmak zorundayız. Oturup konuşamazsak kimin haklı, kimin haksız olduğunu nasıl göreceğiz. Ülke bir ekonomik buhranla karşı karşıyaysa, on milyonlarca kişi işsizse, üniversite mezunları iş bulamıyorsa, oturup düşünmek zorundayız.
19 yılda ne oldu da Türkiye bu hale geldi? Her birimize sorumluluk düşüyor, sadece CHP'lilere değil, bu ülkede sandığa gidip oy kullanan herkese sorumluluk düşüyor. Eğitim sistemine bakın, yakında sınavlar olacak. Nasıl bir eğitim sistemi. 2 milyon 658 bin 40 öğrenci EBA'ya ulaşamıyorsa ne sınavı yapacaksınız? 'Eğitimde tasarruf yapıyoruz' diyorlar, tasarruf yapacaksan saraydan başlayacaksın.
"HER ALANDA SORUN YAŞIYORUZ"
Sorumluluk üstlenmiyorsunuz, yönettiğiniz devleti suçluyorsunuz. Tek başına devleti yöneten kişi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni beceriksizlikle suçluyor. Aklın, mantığın alacağı şey değil. Nasıl bir siyasi yapıyla karşı karşıya olduğumuzu bilmeniz için anlatıyorum. Böyle bir anlayışla Türkiye'ye hayır gelmez.
Her alanda sorun yaşıyoruz. Ekonomide, dış politikada ciddi sorunlar yaşıyoruz. Hangi ülkeyle dostluğumuz var, hangi ülkeyle barış içindeyiz? Emevi Camisi'nde namaz kılacağız diyorlardı, şimdi 3 milyon 600 bin Suriyeli bizim camilerimizde namaz kılıyor. Ne işimiz vardı Suriye ile kavgaya? Suriye'ye girdiniz, 40 milyar dolar para harcadınız; esnafa, çiftçiye, sanayiciye harcansaydı ne olurdu? Esip gürlemenin bir anlamı yok. Doğrulara tahammül edemiyorlar. Dillerinden hakareti ayırmıyorlar. Devlet böyle yönetilmez.
Birleştirilmiş sınıflar var, ikili eğitim var. Milli Eğitim'e gelince para yok, niye yok. Bu ülkenin insanları çocuklarını güzel bir okula niye göndermesin? Bir kişinin dediğiyle devlet yönetilmez. Kim adaletsizliğe uğradıysa, ona destek vermek zorundayız. Hava Harp Okulu öğrencileri var, 15 Temmuz'dan sonra bunları içeri aldılar. Öğrenci bunlar, askeri kampta eğitim yapıyorlar. Komutanları talimat vermiş, öğrenci ne yapabilir? Şimdi bunlar müebbet hapisle yargılanıyorlar. Bazı komutanları 15 yıl hapis. 'Bize emri veren komutanı çağırın, tanık olarak dinleyin' diyorlar, mahkeme çağırmıyor. Mağdur olan 'vatandaşları çağırın' diyor, vatandaşlar 'Biz bir zarar görmedik' diyor. Bunlar 35-40 kişilik koğuşlarda yatıyorlar. Aileleri perişan, bunlar da perişan. Kim haksızlığa uğrarsa biz de yanında olacağız.
GARA OPERASYONU
Kalktın dedin ki; 'bu operasyonu başarısız oldu'. Ben değil, sen söylüyorsun. Başarısız olduysa bunun bir sorumlusu olması lazım. Kim bu sorumlu? Erdoğan sorumlu. Ben askere desem ki; 'Asker sorumlu', asker siyasetin emrinde. Operasyonu şöyle yapacaksın demişler, gitmiş yapmış operasyonu. Kamuda görev yapmış hiçbir görevli böyle bir operasyonu kabul etmiyor. Biz bunu söyledik, ne oldu? Bir sürü hakaret...
Çık bu sorulara cevap ver. Ve daha acı olanı ise, 'Bu operasyonun sorumlusu elbettte Cumhurbaşkanından, bakanlarından, tüm mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir' diyorsun. 'Hepimiz sorumluyuz' diyor. Yeni doğan çocuk niye sorumlu, bakkal niye sorumlu, manav niye sorumlu, simitçi niye sorumlu? Onlar mı devleti yönetiyor?
Ortalıkta gezmiyor muydun afili afili 'Ben başkomutanım' diye. Başkomutansan talimatı sen verdin, ben vermedim talimatı. 'Başarısız oldum' diyorsun. Niye başarısız oldun? Açıkla bunu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına Erdoğan karar verir, ben veremem. Anayasa öyle diyor. Kendi sorumluluğundan kaçıyor.
"128 MİLYAR DOLAR SORULUNCA DAMADI SAVUNUYOR?"
Devletin yönetilmediği sadece burada değil, ekonomide de... Damadı getirdi, bakan yaptı. Hazine'yi, Merkez Bankası'nı, Varlık Fonu'nu teslim etti. Kayınpeder, damat götürüyorlar. Merkez Bankası'nın kasasındaki 128 milyar dolar buharlaştı. O para bu ülkenin garibanlarının parası. Fakir fukaranın parası bu. 128 milyar doları kime sattın? Sorduk, cevap yok. Meclis'te araştırma önergesi verildi, reddedildi. Kendisine milliyetçi diyen parti de reddetti.
128 milyar dolar nereye gitti, damat görevden alındı. Aradan geçti 10 saat bir TV kanalı, birkaçı hariç gazeteler damat istifa etti yazamadılar. Türkiye'nin geldiği hale bak.
128 milyar dolar sorulunca damadı savunuyor. 128 milyar doları tefecilere peşkeş çekeceksin sonra başarı. Başarılıysa neden görevden alın? 128 milyar doları senin talimatınla bir avuç insana peşkeş çeken Merkez Bankası Başkanı'nı da görevden almasaydın.
"1 MİLYON DOZ AŞI 12 DOLARDAN FATURA EDİLDİ Mİ?"
Sağlık Bakanı Sinovac aşısında aracı olmadığını söylüyor. Bir aracı var. Keymen İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. 9 Şubat 2021 tarihine kadar, 10 milyon 162 bin 123 doz aşı getirildi, bunlar için Devlet Malzeme Ofisi, Keymen firmasına 121 milyon 945 bin 476 dolar para ödedi. Aralık 2020 tarihinde Esenboğa gümrüğünden geçen 1 milyon 342 bin 298 doz aşı Keymen tarafından çekiliyor. Gümrükteki beyana göre 1 milyon doz aşı için ücret alınmıyor. 1 milyon doz aşı ücretsiz, yani 12 milyon dolarlık aşı ücretsiz verilmiş. Sayın Bakan'a ve Erdoğan'a soruyorum, ücretsiz olarak ithal edilen 1 milyon doz aşı Devlet Malzeme Ofisi'ne her dozu 12 dolardan fatura edildi mi, edilmedi mi?
(BirGün Gazetesi)