Tweet |
TKB Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, tüm dünyada kadınlara karşı yapılan şiddetin sona erdirilmesi için birlikte hareket etmeye ve bu konuda gelişme sağlanmasına yönelik bir gündür.
1960 yılı 25 Kasım’ında Dominik Cumhuriyeti’nde demokrasi ve özgürlük talebiyle direniş bayrağını yükselten Mirabel Kardeşler tecavüz edilerek öldürülmüşlerdir. Bugün hala kadınlar öldürülmeye devam ediliyor. Bildiğimiz anlamda şiddetle, ama savaşlarla.
Kadına şiddet küresel bir sorundur. Kadınlar ve kız çocuklarının uğradığı fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve dijital şiddet ile ısrarlı takip; tanımlanmış ve üzerinde çalışmalar yapılan şiddet türleridir. Şiddet kadınları haklarından mahrum bırakmakta, sağlıklarını ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bu durum yaşanılan toplumun da sağlıksız bir yapıya sahip olmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla da dünyanın.
Maalesef çok yakınımızda devam eden savaşlarda hem bölgedeki hem de dünyadaki şiddeti farklı bir yönden gözler önüne seriyor. Yakınlarını kaybetmenin acısının yanı sıra cinsel şiddet, tecavüz, zorla evlilik, erken yaşta zorla evlendirme ve modern anlamda kölelik savaşın kadınlar açısından yarattığı en önemli şiddet çeşitleridir. Zorunlu göç de bunların hepsini olumsuz yönde arttırmaktadır. Acı ve çaresizlik yaşatılan en büyük şiddettir.
Kötü yönetilen bir dünyamız var. Dünyayı da erkekler yönetiyor. Savaşlar çıkarılıyor, insanlar öldürülüyor. Doğa talan ediliyor, iklim krizi kapımızda. Sel felaketleri de savaşlar kadar tehlikeli. Depremler öncesinde alınmayan önlemler nedeniyle daha çok can alıyor. İşsizlik, ekonomik güçlükler yoksulluğu derinleştirirken şiddet de boyut değiştiriyor.
2022 Yılında Erkekler Tarafından 334 Kadın Öldürüldü, 245 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu. Yani kadın cinayetleri eksilmeden devam ediyor. Buna rağmen 6284 sayılı kanunun aşındırılması için çaba gösteren gruplar var. Ekonomik sıkıntılar, kalıp yargılar devam ederken kadının aldığı üç kuruş nafakaya göz dikenler var. Yaşlı nüfusun arttığı, ekonomik sıkıntıların gençlere yüklendiği dönemde yeterince hasta-yaşlı bakım evi ve kreş yok. Ekonomik sıkıntılar kadınları daha çok çalışmaya zorlarken güvencesiz çalışma, eşit ücret alamama, mobing kadınların yaşam koşullarını zorlaştırmaktadır.
Ailenin korunmasının baş rolü kadınlara verilmişken, her türlü fedakârlık ve hoşgörü kadınlardan beklenirken hayatın kadınlar için kolaylaştırılmasını beklemek en büyük haktır. Kadınlar toplumun yarısını oluşturmaktadır. Şiddet gören, ezilen, yalnız bırakılan, güçsüz bırakılan kadınların olduğu toplumdan düzen beklemek fazla iyimser bir düşüncedir. Çözüm yöneticiler tarafından hayatı kolaylaştırıcı önlemlerin bir an önce alınması, yargıda adaletli olmaya özen gösterilmesi, var olan yasaların uygulanması ve alanda çalışan sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimlerle birlikte hareket ederek şiddetin kökünün kazınmasıdır.
25 Kasım’da haklar ve özgürlükler için; şiddete, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa karşı; eşitlik, adalet ve barış için çalışalım.