Katıldığı TV programında “asgari ücretlinin evinin önünde arabası mevcut”, “6 ayda bir cep telefonu değiştirebiliyorlar”, “Asgari ücret, 100 Dolar seviyelerinden 400 Dolar seviyelerine çıktı” vb. söylemleri kullanan AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, “yanlış anlaşıldım”, “ona demedim buna dedim” açıklaması yaptı. Tamer, “Asgari ücretlilere demedim, bina görevlilerine dedim” açıklamalarında bulundu. Aradan çok bir süre geçmeden bu kez de AKP Kayseri’nin başka bir vekili Hülya Nergis, “Artık ev-araba sahibi olmak çok kolay” açıklaması yaptı.
Sahi AKP’nin Kayseri vekilleri hangi ülke de yaşıyorlar? Peki söylediklerini rüyasında mı görüyorlar diyeceğim ama rüyalarında da emekçinin halini düşünecek değiller bunu çok iyi biliyoruz.
AKP Kayseri vekilleri Tamer’in de Nergis’in de söylemlerini iyi okumak gerekiyor.
AKP vekillerinin bu açıklamaları sadece Tamer’in yahut Nergis’in ağzından çıkan sözler olarak değil, AKP hükümetinin işçi ve emekçilere yaklaşımının bir yansıması olarak ele almak gerekir. Çünkü; yıllar öncesinde de bu tarz diyaloglar yaşanmıştır. Dönemin başbakanı Erdoğan, “Çiftçinin hali ne olacak, anası ağladı” diyen çiftçiye “ananı da al git” diyerek cevap vermişti. Yine yakın zaman AKP Genel Başkan Yardımcılarından Mahir Ünal, 2018 yılı öncesinde kendilerini eleştiren çiftçiyi “cebinde Iphone kullanıyor” diye anlatmıştı. Hatta hatırlayalım, yakın zamanda buzdolabın varsa en iyi sendin…
Peki kritik soru şu; bu söylemlerin hepsi tesadüf olabilir mi? Kuşkusuz tesadüf değil. “Garibanın sesiyiz” diye hükümete gelen ama garibanları elinin tersiyle iten, sadece ama sadece kapitalistlerin-patronların temsilciğine “en iyi biz patronların sözcüsü oluruz” diyen bir partiden söz ediyoruz.
Emek Partisi Kayseri İl Örgütü olarak, vekil Tamer’in ilk açıklamasından sonra “Bir ay asgari ücretle geçinebiliyor musun?” diye sormuştuk. Hem Tamer’e hem Nergis’e soralım bu kez… Zırhlı araçlara binip, lüks evlerde oturup, bilmem kaç asgari ücret eden vekil maaşları alıp vs. (daha listeyi uzatabiliriz) oturduğunuz yerden halka “nasihat” vermekte nedir?
Vekil Hülya Nergis, asgari ücretli bir işçi yıllarca kredi borcu ödeyerek neredeyse ölmeden hemen önce ancak ev sahibi olabiliyor o da mümkünse tabii… Ömrünü kiralarda çürüten emekçilerin sayısı da binlerle hesaplanmaz. Bir emekçi araba almak için çektiği kredinin faiziyle ikinci arabayı da bankaya alıyor. Bundan haberiniz var mı?
Milyonlarca genç üniversite mezunu işsiz… Anti-depresan kullanım oranları tavan yapmış haberiniz var mı? Develi’de madende yerin yedi kat dibine inen işçinin ücretinden haberiniz var mı? Salgında canını dişine takarak evine bir ekmek fazla götürmek isteyen işçiden haberiniz var mı? Bina görevlilerinin iş yüklerinin ağırlaştığından? Sokaktaki açtan, yoksuldan? Test kiti siparişi alma iddiasıyla gündem olan Tamer’in oğlu dururken, bir eliniz yağda öteki eliniz baldayken, bırakın emekçilerin yakasını!
Gerekli cevabı işçi ve emekçiler, AKP’nin seçmenleri vermelidir. Çünkü onyıllardır yurttaşlara “oy verin, gerisini biz hallederiz” diyenler, şimdi kendi işlerini halleden, halka-kendine oy verenlere tepeden bakan pozisyondalar. Bu iki açıklama bile emeğiyle geçinenlerin kendi siyasetini yapmalarını gösteriyor. Halkın 4-5 yılda bir oyunu talep ederek “gereğini biz yaparız” yetkisi isteyen anlayışların tamamı, bizlere; açlığı, yoksulluğu, savaşları ve sorunları dayatıyor. Başka bir seçenek mümkündür! Patronların olmadığı, işçi sınıfı ve emekçilerin kendi kendini yöneteceği bir program etrafında birleşmemiz gerekiyor. Birileri bizi yönetmek zorunda değil! Çözüm halkın kendi kendini yönetmesinde!
Ahmet Akarsu- Emek Partisi (EMEP) Kayseri İl Başkanı