şişli escort -
escorts
ギャンブル
Bugun...
SON DAKİKA

İkinci Tur Seçimleri: Sandıktan Ne Çıktı?

 Tarih: 31-05-2023 11:36:00
Ahmet Akarsu

50 milyonun üzerinde oyun kullanıldığı seçimlere ilişkin söylenecek çok şey var. Birincisi; eşit-demokratik koşullarda yürütülmeyen seçim süreci, ikincisi; terör, hainlik, yerlilik, kutuplaştırıcı politika, üçüncüsü; milliyetçi, ırkçı, şoven söylemler... Esasında; kendinden olmayanın bu ülkeden bile olmadığı meselesi. Kuşkusuz; başkanlık seçimleri olarak lanse edilse de, 28 Mayıs seçimleri; “tek adam rejimi mi yoksa parlamenter sistem mi?” sorusuyla daha açık ifade edilebilir. Geçmiş referandum gibi “evet mi, hayır mı?” seçimine dönüştü. Sürece ilişkin değerlendirmeleri, seçim öncesi, seçim anı, seçim sonrası ve sosyalistlerin tutumu olarak dört başlıkta toparlamaya çalışacağız.  

 

Seçim Öncesi

İkinci tur seçimi gününe kadar gelinen iki haftalık süreçte Erdoğan ve bakanlarının “kandil”, “vatan elden gidiyor” söylemlerine sarılması beklenmedik bir şey değildi. Memleketin sokaklarında “bunlar terörist” diyen gezen bakanların oluşu, emekçi kitlelerin her türden milliyetçi duygularına seslenen konumda olan Erdoğan, halkın ekonomik gelişmeleri değerlendirmesine izin vermemeye çalıştı. Gençliğin gelecek kaygısını “vatansız gelecek olmaz”a varan söylemler ile yanına çekmeye çalıştığını, kadın kitlelerini dinsizlik artacak, geleneklerimize bağlı nesil yetişmeyecek vb. söylemlere ikna etmeye çalıştığını görmeliyiz.

 

Seçim Anı

Hasta, yatalak, yaşlı, engelli demeden Erdoğan’a oy vermesi için ciddi bir “çaba” harcandı. Birileri TOGG ile oy kullanmaya giderken, birileri el arabasında giderek oyunu kullandı. Taşra kentler başta olmak üzere engelli kartı olmamasına rağmen, görme sorunu yaşamamasına rağmen “yaşlı” diye yanında akrabalarıyla oy kabinine giren AKP’lilerin olduğunu ve bu duruma göz yuman sandık kurulu başkanlarının olduğunu gözlemledik. İtirazlar edilse de bazı yerlerde tutum değişmedi. YSK’nın açıkladığı kitapçıkta “süreç böyle işleyecek” demesinin hiçbir değerinin olmadığını göstermiş oldu.

Kayseri’de 19.00’da meydanlara çağrı yapan AKP, “Haydi Kayseri Vakit Türkiye Yüzyılı Vakti. Tüm hemşehrilerimizi coşku ile Cumhuriyet Meydanı’na bekliyoruz” dedi. Sandıkların tamamının açılması bile beklenmedi. AKP, tam manasıyla “biz kazandık, gelin kutlayalım” demedi ama üstünlüğü eline almak üzere meydanlara çağrı yaptı. Kayseri meydanında ücretsiz sucuk-ayran dağıtımı yapıldı. Neredeyse % 70’i ancak açılmış olan sandıkları elinin tersiyle iten AKP, meydanda üstünü alıp kazandığını ilan etmiş oldu. Kutlamalar başlamıştı bile. Konvoylar, torpil patlatanlar, kendine zarar verenler, sevincini ailesiyle yaşayanlar vs...   

Seçim Sonrası

Şüphesiz seçim sonuçlarının tamamı açılmadan başlayan “Kılıçdaroğlu istifa edecek mi?” sorusu Erdoğan karşıtı olan milyonlarca emekçinin odaklanması gerektiği yer olarak sunuldu. Yahut sorunun böylemi bir yönlendirmesi oldu. Kılıçdaroğlu’nun istifa edip etmeyeceği, kendi partisinin değerlendirmesi olacaktır. Fakat kazanılamamış bir seçimde 25 milyon oyun seçim sonrası hiçbir şeye faydası olmayacağı fikrine itiraz etmemiz gerekiyor. Çünkü; memleketin yarısı Erdoğan derken, yarısı da Erdoğan demiyor. Erdoğan’ın uyguladığı ve uygulayacağı politikalar karşısında milyonlarca emekçinin günlük yaşam içinden başlayan mücadele hattının nasıl örgütleneceği meselesi yapılacak değerlendirmelerin başında gelmelidir. Keza “kendi yüreğinin kabuğunda bir yaşam” fikri, işçi ve emekçilere, ezilen ve dışlanan kesimlere, kadınlara, gençlere katkı sağlamaz.

 

Sosyalistlerin tutumu ve sonuç

Sosyalist partilerinin tamamına yakınının Kılıçdaroğlu’na oy vermesi ise esasında “Kılıçdaroğlu’na kefiliz” dediği için değil, tarihsel sorumluluk gereği tek adam rejimi karşısında kendi partilerinin politik hatları gereği oyunu vermiştir. Örneğin millet ittifakının Kılıçdaroğlu’yla yaptığı mutabakat ile mutabakatın olmadığı partilerinin oyunu bir değerlendirmek doğru olmayacaktır. Daha açık söylemek gerekirse, Zafer Partisi’nin Kılıçdaroğlu’na verdiği destek ile Emek Partisi’nin Kılıçdaroğlu’na verdiği oy aynı kefede olamaz, olmadı da... Referandum seçimleri bakımından da tablo böyleydi: her partinin hayır oyu aynı taleple değildi.

Hatay’da, Urfa’da antidemokratik görüntülerin ortaya çıktığı bilinciyle, sandıktan Erdoğan’ı istemeyen 25 milyon oy çıktı. Ülkenin gelindiği noktada çalışma ve yaşam koşullarında mücadele çıktı. Kadın örgütleri başta olmak üzere, kadın düşmanı politikalar karşısında en geniş kadın kitlelerinin bir arada olması gerektiği sonucu çıktı. Gençliğin “yurtdışına gitmeliyiz” sonucu değilde “bu memleket bizim” deme sonucu çıktı.

Son olarak; sandıktan talepler etrafında mücadele etmeliyiz sonucu çıktı.  

  Bu yazı 8465 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI