Günün Diyanetinden Atatürk'e Hutbe Beklemek!

Türkiye’nin laik ve hukukun üstünlüğünün olduğu söylenir. Din ile devlet-siyaset ilişkilerinin ayrıştığı bir sistem ile yönetilmesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün tekke ve zaviye kanunu çıkarırken asıl hedefi dinin farklı bir şekilde yaşatılmasına müsaade edilmemesi içindi.

Siyasi iktidarlar değiştikçe Diyanet İşleri Başkanlığı da farklı inançlar ve siyasetin egemenliği altında varlığını sürdürmektedir. Atatürk'ün kurdurmuş olduğu bugünkü Diyanet İşleri Başkanlığı; laik bir anlayıştan uzaklaştığı gibi dönem dönem hutbelerinde Mustafa Kemal Atatürk'ü anmaması da doğaldır. Çünkü Diyanet bugünkü başkanı olan Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş'ın siyasi ve tarikat-cemaat bağlantılarına bakmak gerekmektedir. Evet, Sayın Erbaş, FETÖ'nün en önemli platformlarından biri olan Kültürler Arası Diyalog Platformun üyesiydi ve FETÖ'nün Abant toplantılarının müdavimleri arasındaydı.

15 Temmuz Sözde FETÖ darbesinin firari beyni ADİL Öksüz’dü. Adil Öksüz Sakarya üniversitesi ilahiyat Üniversitesinde yardımcı doçent olarak görev yapıyordu. Adil Öksüz’ü 1994 yılında yüksek lisans öğrencisi iken üniversiteye alan ise Prof. Dr. Suat Yıldırım idi ve FETÖ sanığı Suat Yıldırım 4 Eylül 2015 de firar etti, sırra kadem bastı. Daha bitmedi ilişkilere devam edelim…

Suat Yıldırım o dönem Sakarya Üniversitesi FETÖ imamıydı. Şimdiki Diyanet İşleri Başkanı ise burada FETÖ imamı olan Suat Yıldırım ile hem okulda hem de FETÖ kurumlarında beraber çalıştı. Daha bitmedi... FETÖ imamı olan Adil öksüz 2003 yılında "Ceza hükümleri açısında Tevrat ve Kuran" başlıklı tez. Ve bu tezin kabul edilmesinde bulunan jüri üyesi Prof. Dr. Ali Erbaş'tır. Böyle ilişkisi olan bir Diyanet İşleri Başkanlığının gerek 30 Ağustos ve gerekse diğer hutbelerinde Atatürk 'ten bahsedilebilmesi beklenemez.

FETÖ'nün asıl hedefi olan Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti değil miydi? Hedefi olan Cumhuriyet değerlerini yok eden bir anlayışın temsilcilerinden bunu beklemek beyhudedir.