Ben Eski Kayserimi İstiyorum

Ben Kayseri’de doğdum, Kayseri’de yaşıyorum… Öldüğümde ise bu şehirde toprağa verilmemi diliyorum. Bu mesleğe başladığımdan itibaren kentimiz adına olumlu ne yapılacaksa, ne yapılıyorsa desteklerim… Buna asla partili gözüyle falan bakmam. Ayrım yapmam, gerçeklere gözlerimi kapayıp kulaklarımı tıkamam. Bir zamanlar kentin çehresini değiştiren, hâlâ yaptıkları hizmet ve projelerle vatandaşın aklında kalmayı başaran Rahmetli Osman Kavuncu, Mehmet Çalık, Niyazi Bahceçioğlu ve Hüsamettin Çetinbulut, yıllardır takdirimi ve saygımı kazandıysa Kayseri’nin tarihi ve kültürel açısından olsun, Türkiye’de örnek olan Kayseri önemli hamleler yaparak adını unutulmaz listesine yazdıran Mehmet Özhaseki’yi  de inkâr edemem.

Siyasetten hiçbir partiye üye değilim, asla o kulvarlarda gezme niyetim yok. Benim işim Kayseri. Canım ciğerim, gözüm kulağım Kayseri… Nefes alıp soluduğum, ağladığım güldüğüm Kayseri… Yaşamak istiyorum bu şehirde. Ama adam gibi yaşamak… Gezip gördüğüm yabancı ülkelerdeki şehirlerde şahit olduğum her şeyi Kayseri’de de görmek istiyorum. Kentimin yaşanabilir bir kent haline dönüşmesini istiyorum. Sıkıntı yok mu? Hem de dağlar kadar. Örneğin ulaşım sorunu hala çözüm bulunamadı. Turizmde bir adım ileri gidemedik. Şehir büyüyor, araçlar çoğalıyor buna karşı yollar aynı ve haliyle çeşitli yasak ve yönlendirmelerle bunlara çözüm aranıyor. Öyle ki, yaşanılası bir şehri bizlere zindan etmeye kalkışanlar yok mu? Hem de dünyalar kadar. Bu güzel kentin kıymetini bilmeyip bozmaya çalışanlar yok mu? Hem de çok fazla. Geçtiğimiz günlerde Kayseri’nin ilk kadın avukatı, ilk meclis üyesi, ilk kadın milletvekili Sevgi Esen ile uzun sohbetler yaptık. Ben eski Kayseri’mi özledim, bana Kayseri’de bir tane bulvar gösterir misiniz? Bu Sivas Caddesinin durumu ne olacak? Nefes alamıyoruz. Nerede o meydandaki ağaçlar, Sivas Caddesindeki ağaçlarımız? Evet, bende katılıyorum değerli Avukatım Sevgi Hanıma. Bu şehri yaşanabilir kent yapmak hepimizin elinde. Bizler ne yapıp edip, daha iyi bir şehir, daha yaşanılası bir kent olmanın yollarını aramalıyız. Hepimize ayrı görevler düşüyor bunların gerçekleşmesi için yapmamız gereken. Siyasetten seçilmiş iş başındaki yöneticileri hangi partiden olursa olsun, bizler teşvik etmeliyiz. Bıkmadan usanmadan doğrular ve güzellikler adına onları kendi hallerine bırakmamalıyız. Korkuyu bahane etmeden, başımıza bir iş gelir demeden, siyasal veya ideolojik yönlü değil; kent menfaati odaklı eleştirilerimizi ve önerilerimizi cesaretle söyleyebilmeliyiz ki beni örnekleyin. Mümkün olduğunca söylüyor yazıyorum. Allah var, kent yöneticileri bunları son derece önemsiyor, değerli buluyor, yanlışları hemen düzeltme yoluna gidiyor, harekete geçiliyor. Elbette bazı kesimlerde siyasetin gölgesine sığınıp şımarık ve sorumsuzca hareket edip toplumu önemsemeyenler mutlaka çıkıyor. Bunu her kurumda, eğitimde de görüyoruz, sağlıkta da… Şahsen ben yılmıyorum, pes etmiyorum. Tam aksine daha iyiye daha güzeli yapabilmeleri için çaba gösteriyorum. Bu şehir için sadece biz değil, herkes bir uçundan tutmalı artık. Susmamalı, konuşmalı. Bilgilerini, görüşlerini söyleyip kenti yönetenlerin daha iyi hizmetler sağlamasına çağrıda ve katkıda bulunmalıdır.

İtiraf edeyim ki, geçtiğimiz günlerde sayın Dr. Memduh Büyükkılıç ile yeni dönem projeleri konusunda sohbet ettik. Beni farklı noktalara götürdü. Sayın Büyükkılıç anlatıyor, ben onları sanki gerçekleşmiş gibi yaşıyordum adeta… Evet, belediye hizmetleri ekip sayesinde gerçekleşir. Ekibi güçlü olan başarılı olur. Ekip ruhunu kim yaşatıyorsa, hayali değil gerçekçi projeler üretiyorsa ve hayata geçiriyorsa, başarı oradan gelir. Dr. Memduh Büyükkılıç bu yönden şanslı tabii. Zaten kendisi de farkında ve ekibim diyor her platformda. Elbette ilçe belediyelerin de ekipleriyle gece gündüz durmadan ürettikleri yeni projeler vardır. Hepsinin tek amacı Kayseri’yi daha iyi nasıl yaşanabilir bir kent haline dönüştürmeye yöneliktir. Benim gibi Kayseri sevdalıları için birinci koşul budur. Bunu kim sağlayabilirse, gönlümüzü kalbimizi kazanır.