11 Şubat 2020 günü yapılan CHP Kayseri İl Kongresinde Ümit Özer ile Mustafa Aslan arasındaki yarışta sağ gösterip sol vurduğunu yazdığım ‘Sarı Seyit’ lakaplı Seyit Bektaş, o kongre sonrası yazdığım yazıya yemin ederek etki etmediğini belirtip itiraz etmişti. Okumak isteyenler için yazının linkini paylaşıyorum. https://somuthaber.com/yazarlar/y/m/278/
Seyit Bektaş’ın parti içindeki etkisi yalnızca görevini tamamlamadan istifa edip gittiği Kocasinan İlçe Başkanlığı ile sınırlı. Ancak gelin görün ki her dönemin kahramanı olmayı bir şekilde başaran da tek kişidir. Neden? Çünkü onun kesin ve net tavrını kimse tam olarak bilmez. Nalına da vurur, mıhına da vurur ve kimseyi küstürmeden parti içindeki etkisini hiç zayıflatmaz.
2023 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerinde Kayseri7den aday adayı olmak için istifa eden Ümit Özer’den boşalan koltuğa iç tüzük gereği yönetim kendi içinden aday çıkarır ve yine yönelim kurulu üyelerinin oylarıyla yeni başkanını seçer. Ancak iç tüzük yönetim kurulu toplantılarına 3’ten fazla katılmayanlara başkanlık koltuğuna oturma kapılarını kapatmasına rağmen Çetin Arık ve Ümit Özer’in kendilerine yakın olan Adil Demir’i tek aday göstermeleriyle ihlal edilmiştir.
Adil Demir’in istifa etmesiyle yine iç tüzük emriyle yönetim kendi içinden birini aday gösterip yeni başkanını seçme hakkını kullandı. 8 Haziran günü yapılan seçimde partinin İl Sekreteri Zeki Özkan il başkanı olarak seçilmiş ve genel merkeze bildirilmişti. 5 Temmuz günü toplanan CHP MYK’sı ise iç tüzüğün 25/1 maddesine uygun görülmediği gerekçesiyle Özkan’ın başkanlığını fesih etti. Ama gelin görün ki Özkan resmi olarak il başkanı olmadığı halde koltuğu işgal etti. Bununla da sınırlı kalmadı ve CHP Parti Örgütü ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Engin Özkoç’un talimatıyla partinin il Başkanlığına örgütüne uzun yıllar İl başkanlığı, Milletvekili adaylığı ve bir nefer gibi hizmetleriyle bilinen Feyzullah Keskin’in atanması haberini alır almaz bütçede bulunan parayı kendilerine muhalif olmayan İlçe Örgütlerine 20’şer bin lira dağıtarak büyük bir skandala imza attı. Bununla da sınırlı kalmadı ve kentin en lüks restoranında yönetim kurulu üyeleriyle yemekte bir araya geldi. İsmi N. G. Olan İl yöneticisi de “Ben en pahalı yemeği yiyeceğim ve partiden de istifa edip AKP’ye üye olacağım” sözlerini duymasına rağmen buna müdahale etmedi. Resmi başkan olmayan birinin yaptığı harcamalar parti bütçesinden değil, kendi cebinden harcanacağı için bu paraların iade edileceğini öğrenen Zeki Özkan, çare arayışına girince imdadına Alperen Arık yetişti. Arık, “Benim doğum günüm, bu yemeğin masraflarını ben karşılayacağım” deyince gayri ahlaki tavır takındığını anlayan Özkan derin bir nefes aldı.
Önceki gün Zeki Özkan koltuğu Feyzullah Keskin’e devretti. Hem de büyük bir neşe içerisinde. Ancak bir gün sonra haksızlığa uğradığını öne sürerek resmi olmasa bile 1 ay boyunca işgal ettiği koltukta iktidarın hiçbir yanlış ve hatalı politikalarına dönük yazılı, kitlesel bir karşı duruş eylemi dahi olmayan biri kentin meydanında iç tartışmalarını halka açık etmek üzere kitlesel basın açıklaması yaptı.
Meydandaki eylemde Milletvekilliği düştükten sonra ortada görünmeyen Çetin Arık aldı eline mikrofonu ve nedense önümüzdeki aylarda yapılacak olan İlçe, İl kongrelerini hatırlatarak parti içinde kurduğu iktidarın sarsılacağını anlatmaya başladı. Kendisini 3 dönem Milletvekili yapan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na verdi veriştirdi.
Ne için?
Tabi ki kendi belirlediği delegelerin elden gideceğini gördüğü için.
Dün Adil Demir’i seçerken tüzüğü ihlal eden Arık’ın bugün ‘mahallelerde sandık kurulmuyor’ diyerek tüzük hatırlatması da abesle iştigal değil de nedir?
Gelelim ‘Sarı Seyit’ ağabeyimize. Çok gülünç durumdaydı gerçekten. İki gün öncesine kadar önünü ilikleyip birden fazla Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret eden ve ne konuştuğunu kimseyle paylaşmasa da herkesin bildiği Sarı Seyit ağabeyimiz, dün Feyzullah Keskin’in de desteklediği Mustafa Aslan’ın başkan adaylığı sürecinde bütün toplantılarına katılıp, kongre günü de Ümit Özer ve Çetin Arık ile anlaştığını kimsenin duymayacağını zannettiği hamlelerini bir yana bırakıp, Zeki Özkan’a haksızlık yapıldığı gerekçesiyle aldı eline mikrofonu ve Kılıçdaroğlu’na verdi veriştirdi. Yazık gerçekten çok yazık. Partinin yeni gençliğine de yazık, dünlerine ve yarınlarına da yazık. Koltuk sevdası için birbirine güvenmeyip, birbirlerinin arkasından veryansın edenlerin bireysel hırslara bürünüp, şahsi çıkarları için bir araya geldiğini görmek gerçekten çok üzücü.
Artık kimse sizlerin güvenilir, samimi, gerçek solcu, sosyal demokrat ve Atatürk’ün izinden gittiğinize inanmıyor. Çekilin gidin artık emekliliğinizi yaşayın ve torunlarınıza güzel ve temiz yarınlar bırakmak için kendinizi ve tek emek vermediğiniz ama kanla kurulan partinizi daha fazla kirletmeyin.