Halkın tek gündeminin ne olduğunu sağır sultan bile duymuş ve bununla kaygılanırken, siyasal iktidarın halkın tek gündemi olan derin ekonomik krizini görmezden gelmesini ve muhalefet partilerinin de siyasal iktidarın sözünün arkasına takılarak yol almalarını kime nasıl anlatmak gerek.
Her geçen gün giderek büyüyen derin ekonomik krizin getirisi olan pahalılık ve zamlar sürerken buna alışmamızın istenmesini nasıl karşılamak gerektiğini bizlere çıkıp yeni bir Dede Korkut’un anlatması ve bu gidişattan bir çıkış bulmamızı göstermesi gerekir. Zira bugün öyle bir Dede Korkut’un bulunmayacağını da biliyoruz.
Halkın sofrasında sofra bezi ve kuru ekmekten başka bir şeyin olmadığını söylediğimde bana ‘Yalancı’ diyorlar! Çünkü AVM’ler tıka basa dolu ve senin sofrasında kuru ekmekten başka bir şeyi yok dediklerin harıl harıl para harcıyor diyorlar!
Bu zihniyetin karşısında boynum kıldan kalıyor. Neden mi? Çünkü bir şey anlatamadığımı düşündüğüm için.
Yahu arkadaş AVM’ler tıka basa dolu olabilir, oradaki insanlar para da harcıyor olabilir. Nasıl harcama yaptıklarını neden görmezden gelirsin? İnsanlar kredi kartı ve ek hesap kartlarıyla ayakta durmaya çalışıyor, aldıkları maaşlarını da parayı çeker çekmez buralara yatırdıklarını ve normal yaşamı bir ay geriden gelerek sürdürmek zorunda kaldıklarını neden anlamak istemiyorsun?
Diyelim ki AVM’lerde harıl harıl harcama yapan orta gelirli aileleri görüyorsun ve işsiz, asgari ücretli dar gelirli ve yoksul vatandaşları neden görmezden geliyorsun? Bunların gerçekten evlerindeki sofralarında bulunan kuru ekmekten öteye gitmeyen yiyecekleri olmadığını düşünmek istemiyorsun değil mi?
Sen belki evinde kuru ekmek tüketmiyorsun ve kuru ekmek sana sözü sana lafazanlık olarak geliyor olabilir ama bunu fotoğraflayıp senin gözüne sıkmak isterdim ama o insanları rencide etmemek adına bunu yapmayacağım. Zira bunları anlatmaktan da geri durmayacağım. Kendi oturduğun yerden ahkam kesmenin sana ileride nasıl bir bedel ödeteceğini aslında biliyorsun ama aklına getirmek istemiyorsun! Neden mi?
Bak anlatayım.
Her geçen gün artan pahalılık ve zamlar senin de gün geldiğinde sofranda kuru ekmekten başka bir şeyin olmayacağına işarettir.
Derin ekonomik buhran dönemlerinde Orta çağ Avrupa’sında da böyle olmuştur, gelişmiş ülkelerin gelişmemiş toplumlarında da bu sonuç ortaklaşmıştır. Gidişat bu yöne haberin olsun.
Orta çağ Avrupası’nda insanlar bulundukları ülkelerden göç etmek zorunda kalmışlardır. Nedeni de yalnızca ekonomik sebeplerdir. Çünkü insanlar aç kalmışlardır. Çiftçi ekemez, toplum tüketemez hale gelmiştir. Bak bugün bizim ülkemize, enerji kaynaklarına üst üste yapılan zamlar çiftçinin beline bükmüş, ekemez hale, toplumlar ise tüketemez hale gelmiştir.
Çare bellidir aslında. Ruh halin biraz olsun bunalıma girdiğinde ne yapıyorsun? İlk olarak bulunduğun ortamı değiştiriyor, daha ferah bir ortam arıyorsun. İşte şimdiki derin ekonomik kriz ortamında da aynını yapacaksın. Bakış açını değiştirecek, siyasilere değil birbirimize güvenip sarılmamız gerektiğini unutmayacaksın. Çünkü biz dünya toplumlarını sıkıştığı ortamlardan siyasiler değil Halk kahramanları kurtarmıştır. Atatürk’te bu ülkenin gerçek bir Halk kahramanıdır. Ya oturup yeni Bir Atatürk’ün gelmesi bekleyip kaderimize boyun eğeceğiz, ya da Atatürk’ün bizlere bıraktığı ilke ve inkılaplarına sahip çıkarak geleceğimizi yeniden inşa edeceğiz. Aksi halde sokağın gidiş yönünü popülist gündem değiştirme taktikleriyle tersine çeviren siyasilerin oyuncağı olmaya devam edeceğiz.