Erciyes Üniversitesi (ERÜ)’nün 21. Bahar Şenliği geçtiğimiz hafta itibariyle geride kaldı. Lakin ilk gün çekilen ve şenliğin son günü kim ya da kimler tarafından ve ne için servis edildiği bilinmeyen, on binlerce öğrencinin DJ eşliğinde hep bir ağızdan haykırdıkları İzmir Marşı’ndaki “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” sözleri bir anda siyasilerin gündemine düştü!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısına konuyu taşıyıp, “Şenliğe katılan veya katılmayan tüm Kayserili gençleri alınlarından öpüyorum” demişti. CHP’nin Kayseri’deki neredeyse tüm kadroları ‘Sevinç sarhoşluğu’na kapılmışçasına bu görüntüleri sosyal medya hesaplarından paylaştılar. Bu gayet anlaşılabilir bir durumdu benim açımdan. Zira Atatürk CHP’nin kurucusu olduğu için CHP’lilerin de kurucu Genel Başkanlarına dönük sevgi ve saygı dolu refleksleri sevinçle karşılamaları kadar doğal bir şey yoktu.
İyi Partililer açısından bakıldığında da anormal bir durum göremedim. Zira İyi Partililerde Atatürk’ün ilke ve inkılapları doğrultusunda kurulmuş ve bu yönde hareket eden bir parti olduğu için bu partinin ana kadroları ve Kayseri kadrolarının da bu görüntüyü sevinçle karşılamaları anlaşılabilir.
Gelelim Cumhur İttifakı cephesine… Ak parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’ye kentteki gazeteciler bu görüntüyü sorduklarında “Kimse buradan siyasi bir malzeme çıkarmasın, devşirmesin” mealindeki sözünü anlayamıyorum. Atatürk ve silah arkadaşlarının Yunan işgal güçlerini İzmir ve Ege bölgesinde denize dökene dek ölümü göze alan dede ve ninelerimizle verdiği mücadeleden doğan İzmir Marşından neden her hangi bir siyasi yapı, ya da kişi siyasi malzeme çıkarsın ya da devşirme gayretine girişsin ki? Atatürk ve silah arkadaşlarının verdiği Kurtuluş Savaşı mücadelesi sürecindeki İzmir Marşı’nı Sayın Özhaseki’nin da sahiplenmesi ya da söylemesi gerekmez mi? Bence gerekir.
Üniversite Rektörlüğü konuyla ilgili konuşmadı. ERÜ Öğrenci Konseyi ve Kayseri Ülkü Ocakları o görüntünün salt Millet İttifakı cephesine yarar sağladığı gerekçesiyle karşı çıkan açıklamaları peş peşe yaptılar. Bu da anlaşılabilir. Çünkü iki kutuplu bir siyasal anlayışa teslim olmuş Türkiye’nin tüm halklarının zihinlerindeki (karşı olsun veya sahiplensin) Atatürk’in ismi, ilkeleri, inkılapları, devrimleri ve kendisi bir türlü silinmeyecek ve iki kutuplu siyasal anlayış sıkıştığı her anda Atatürk’ten beslenmeye devam edecektir. Dolayısıyla siyasal bir yapının parçası olmayan öğrencilerinde Atatürk’e, Kurtuluş Savaşına İzmir Marşı ile selam çakmaları Kayseri’de ilk değil, yurdun başka kentlerinde de son olmayacak.
Gelelim bu tartışmalara son noktayı koyması gereken Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi ve Kayseri Şubesi’ne… Kuruluş amacı Atatürk’ün düşüncelerini yaymak ve yanabilir bir Türkiye yaratmak umudu olan ve benimde üyesi olduğum bu dernek tartışmalara dönük her hangi bir açıklama yapmadı. Derneğin sosyal medya hesabında yalnızca bir yöneticinin paylaştığı o gündem olan görüntü vardı. ADD Genel Başkanı ve Kayseri Şube Başkanının ne Cumhur, ne de Millet İttifakı cephesinin konu üzerinden tartışmaları bitirecek bir iki kelam eden cümle sarf etmedikleri ortada.
Sahi, Sayın ADD Genel Başkanı ve Kayseri Şube Başkanı siz hangi düşüncenin derneğisiniz merak ediyorum. Sizlere söylenecek çok söz var ama benim söyleyeceğim sözler de sizi kendinize getirmeyeceği için bu kadar eleştirinin yeterli olduğu kanatindeyim. Ama gün gelir tarih sizleri bu konuya ilişkin tavrınızdan dolayı yargılar ve gerekli bedeli ödersiniz.
İyi ki Atatürkçü düşünce sizlerin yönettiği dernekle sığ kalmamış ve öğrencilerin hep bir ağızdan haykırmasıyla bütün dünyaya bir kez daha gösterilmiştir. İyi ki varsınız gençler, iyi ki varsınız öğrenciler.