Büyük FETÖ davasında üçüncü gün!

Haber: Şeref Kahraman - Fetullahçı Terör Örgütü’nün hain, kanlı 15 Temmuz darbe kalkışmasının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen Kayseri’de gizli toplantılar, örgüt üyelerine talimatla her ay düzenli yardımlar, Yunan adalarına kaçış planları ve firar etmek için Kızılırmak’ta tatbikatlar gibi yeni oluşuma kalkışan 11’i tutuklu, 4’ü hükümlü toplam 26 sanığın yargılanmasına üçüncü gün devam edildi.

YENİ YAPILANMA DAVASINDA ÜÇÜNCÜ GÜN BAŞLADI

270 sayfalık Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameyi kabul eden Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların yargılamasına üçüncü gün öğleden önceki oturum ile devam etti. Sanıkların yoğunluğu ve güvenlik önlemleri nedeniyle 250 kişilik Kayseri Adliyesi Şehit C. Savcısı Murat Uzun Konferans Salonu’nda görülen davada tutuklu sanıklar Kemal Göksu, Hülya Göksu, Remzi Aksoy, Zafer Şanlı, Ahmet Adıgüzel, Ali Bitgen, Hacı Halil Ünal, İzzet Uyanık, Mehmet Kaya, Mehmet Ali Çetin ve Selami Yel ile başka suçtan hükümlüler Abdullah Coşkun, Ali Ergani Bayram, Dilaver Aksoy ve Süleyman Poyraz, tutuksuz sanıklar Mensure Eş, Özgür Alıcı, Selim Uyanık, Şefik Çakmak, Şükrü Karaman, Mustafa Delikardeş, İrfan Canan ve Mehmet Yavuz Talaslıoğlu ile avukatları hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar Gazi Ocak ile Fahri Çelik ise duruşmaya katılmadı. Firari sanık Nizami Kaya Özarslan’ın ise yakalamasının hala sürdüğü öğrenildi.

SUCUK PASTIRMA ARASINDA PARA YOLLAMIŞLAR

Davanın üçüncü gününde öğleden önceki oturumda sanıkların savunmaları tamamlandı. 16 yıllık makine öğretmeni olduğunu söyleyen tutuksuz sanık Şükrü Karaman, “16 yıllık öğretmendim, dernek üyeliğinden 6 ay ceza aldım, tahliye oldum, mesleğimden ihraç oldum, eşim de jeoloji mühendisidir. İhraç olduktan sonra kendi iç dünyama kapandım, kendi işimi yapmaya başladım” dedi. İddianamede sucuk, pastırma kutusu  içerisinde 900 doları işyerinden kargo ile gönderildiğinin tespitinin sorulması üzerine sanık Karaman, “Kemal Göksu ile bir kez iş nedeniyle görüştüm. Benim iş yerimde olmadığım zaman gelip, pastırma göndereceğini söyleyip, bizim iş yerinden kargo göndermiş.  Çalışanlar söylediğinde, kendilerini uyardım, ortamın kötü olduğunu, bir daha böyle bir şey olmamasını söyledim. FETÖ terör örgütünü kabul etmiyorum, benim trafik cezam bile yok” diye cevap verdi.

“BÜTÜN HABERLER BAHARLARI İŞARET EDİYOR”

Başka dosyada by lock suçundan hükümlü olan sanık Abdullah Coşkun ise HTS çözümlerinde telefon görüşmesinde yer alan ‘ya bütün haberler baharları işaret ediyor, sen ne diyon ya’ sözünün tespit edilmesi ile ilgili  yaptığı savunmasında “Aldığım 6 yıl 3 ay cezam onandı. Selami Yel öğretmen arkadaşım olur, meslektaşımdır. Telefon görüşmemizde bahar gelecek  konuşması iki anlamdadır. Birincisi gerçekten kış günü sonrası baharın geleceğini, ikincisi de af meselesiydi. Aklımız fikrimiz he af meselesindeydi, bahardan kastım odur” dedi.

Başka davada aldığı 3 ay cezası onanan ve hükümlü olan sanık Süleyman Poyraz da savunmasında “Hükümlüyüm, İzzet Uyanık cezaevinden arkadaşımdır, tahliye olunca yanında işe başladım, patronumdur. Cezamın kesinleştiğini öğrenince, af beklentisi olduğu için teslim olmadım. Firar olduğum dönemde kaldığım ev gaybubet evi değildir” ifadelerini kullandı.

“BURAYI DA BİLİYORLAR KARARGAH OLDUĞUNU, AMA SOMUT ELDE BİR ŞEY YOK”

Sanık savunmalarının alınmasının ardından tanıkların dinlenilmesine geçildi. İlk olarak başka suçtan tutuklu tanık Hüseyin Sönmez dinlendi. Sönmez dinlenmeden önce mahkeme başkanı, sanık Kemal Göksu ile Hüseyin Sönmez arasında geçen tape kayıtlarını okudu. Tape kayıtlarında, Göksu ile Sönmez arasında şu konuşmalar geçti: “HÜSEYİN SÖNMEZ: Kemal’im, Allah gören gözleri kör eder, duyan kulakları sağır eder, bak ben son mahkemede samimiyetle söylüyorum çıkma ihtimalimi yüzde beş bile görmüyordum, bak o kadar tanık ettirdiler ki hiç tanımadığım adamlar ....(anlaşılmıyor), benim önce çıktığımda fahri yapıyordum, sonra sistemi kurduk, bu işi yaptık, çünkü ahlaksızlık çok, yani suiistimal eden çok, KEMAL GÖKSU : Aynen öyle, HÜSEYİN SÖNMEZ : Böyle beş altı aile tespit ettik herif eşya değiştiriyor, ....(anlaşılmıyor) on yedi tane almış, dedim ki ondan sonra arkadaşlar vermeyin, parayı bize getirin parayı da bize getirin adresi de getirin biz gidek oraya bir şekilde ulaştırırık, yani ulaştırıyorum ben aracı kullanıyorum, benim hanımım kızım da içerde yani biri de o, üç kişiler zaten ablalar bir Ürgüp te bir ablamız var, bir işte bizim Nazar Ali nin e şi, elli tane de herife değişmem, he vallaha billaha yav, gerçekten yani KEMAL GÖKSU : Delikanlı, HÜSEYİN SÖNMEZ : Yav sen ne diyon yav sen olmaz böyle bir şey yav, yarın işte bu alınırsa Yargıtay onarsa şey yapmış dedim ben seni Meriç ten gönderirim...... (anlaşılmıyor) sen alternatifini hazırla dedim sıkıntı olmasın kimsede el atmıyor tutmuyor abi, beni aldılar altı buçuk sene, beni bırak yani ben kellemi de koyuyorum koyarımda benim sıkıntım yani Allah etmeye bura iletişim yeri koordine yeri, KEMAL GÖKSU : Bide umuma açık yer, HÜSEYİN SÖNMEZ : Ondan sıkıntı olmuyor bu işler çok zordur abi kim o gelenler çoğu… KEMAL GÖKSU : Döviz bürosu değil ki bura, HÜSEYİN SÖNMEZ : Dedim aynen böyle dedim adam tatlı alıyor pasta alıyor çıkıyor, bak beş sene oldu benim burayı da biliyorlar karargah olduğunu, ama somut elde bir şey yok, yav birde diyom ya dört buçuk aylık tapemde ben konuşurum da yani biraz sinirlendim mi gevezeyim konuşurum, inanın mı bir tane…”

Tape kayıtlarının sorulması üzerine tanık Hüseyin Sönmez, “Kemal Göksu uzaktan akrabam olur, Bu tape kayıtlarını kabul etmiyorum ve bilmiyorum” cevabı verdi.

Mahkeme, duruşmaya öğle arası verdi.