Çelişkili Kararlarınızla Hepimizi Ölüme Mahkûm Ediyorsunuz!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aydın Şube, sağlık çalışanlarının virüs salgını sürecinde yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, önlem alınmasını istedi.

Corona virüsü salgınında birinci dalganın ikinci kez zirve yaptığı bir dönemdeyiz. Sağlık çalışanları olarak ise bu dönemde tükenmişlik, yorgunluk, endişe, stres ve aşırı yoğun mesai saatlerinin zirvesindeyiz. Grip mevsimiyle beraber vaka sayılarında ciddi artış oluyor ve yüksek bir bulaş sürecine giriyoruz. Aralık ayı, zamanında alınmayan önlemler ve çelişkili uygulamalar nedeniyle daha da zor geçecek. Bizler bu sonucu çok önceden gördük ve uyarılarımıza hiç ara vermeden devam ettik. Ancak yerel idareler, meslek odaları ve sendikaların çağrılarına kulaklarını tıkadılar.

Şu an Aydın ili genelindeki tüm sağlık kurumlarında 200’ün üzerinde sağlık çalışanı arkadaşımız covid-19’a yakalandı. Bazıları hastanede tedavi alırken bazı arkadaşlarımız da yoğun bakımda solunum cihazına bağlı olarak yaşam savaşı veriyor. Aramızda hayatını kaybedenler oldu. Buna rağmen covit servisleri dışında çalışan sağlık emekçilerine halen sadece maske ve eldiven verilerek kendinizi koruyun deniyor.

Ülkemizde sağlık çalışanlarına hiçbir zaman gereken önem verilmedi. Covit testi için sıra alan hastalar, tüm uyarılarımıza rağmen herkesin geçiş noktası olan ana koridorlarda bekletiliyor. Covit poliklinikleri diğer polikliniklerle iç içe hizmet veriyor. Bu mekânların hepa filtreleri, hatta havalandırmak için pencereleri bile yok.  Salgının başından beri yemekhanelerin kapatılmasını istememize rağmen tüm sağlık çalışanları hava filtresi dahi olmayan bu alanları kullanmak zorunda bırakıldık. Son günlerde test yoğunluğundan dolayı sonuçların çıkması 3 güne kadar uzayabiliyor. Bu durumda yüksek temaslı olmamıza rağmen çalıştırılmaya devam ediliyoruz. Yönetemedikleri bu süreçte, sağlık çalışanları arasında salgının yayılması sizlerin dikkatsizliği sonucudur diye de suçlandık. Hastane yönetimleri bu kadar eksikliğe rağmen sağlık çalışanlarını, korunmada özenli davranmazlarsa soruşturma açmakla tehdit ediyor. Salgının bu boyutlara ulaşmasında biz sağlıkçıların değil, salgını yönetenlerin sorumluluğu vardır. Biz sağlık çalışanları eksik alınan, geç kalınan ya da hiç alınmayan önlemler yüzünden hastalanıyoruz, ölüyoruz.

Aydındaki hastane binalarından bazılarının yıllar önce verilmiş yıkım veya güçlendirme kararları vardır. Yaşadığımız son depremden sonra bazı binalar boşaltıldığı için hasta yoğunluğu daha kısıtlı alanlara sıkıştı. Hastalar sıra alamadıkları için aktif şikayetleri varken evlerine geri gönderiliyor. Bunca yıldır deprem bölgesi olmasına rağmen hiçbir önlem alınmadan bu binaların kullanılmaya devam edilmesiyle sağlık emekçilerinin ve halkın can güvenliği hiçe sayılmıştır.

En başından beri söylediğimiz gibi enfeksiyon zincirinin birinci basamakta kırılarak hastane yükünün hafifletilmesi gerekmektedir. Hükümet ise salgında yeni zirvenin kendini hissettirmesiyle birlikte 27 Ekim tarihinde sağlık çalışanlarının yasal mazeret halleri hariç yıllık izinlerini ile emeklilik işlemlerini durdurdu ve istifa etmesini yasakladı. Sonuçta hastanelere yığılmalara, sağlık personelinin yorulmasına, tükenmişliğe sürüklenmesine sebep oldunuz. Her gün bir arkadaşımız daha hastalanıyor. Şimdi yükümüz daha da arttı. Sağlıkçıları dönüşümlü çalıştıracak şekilde gerektiğinde izin kullanmalarını teşvik edeceğinize, zorla çalıştırmaya kalkıyorsunuz. Salgında on binlerce sağlık emekçisi enfekte oldu, 200'ün üzerinde vefat yaşandı. Ancak bakanlık, sağlık emekçilerine adeta kan parası, sus payı verircesine tavandan ek ödeme vaadi ile bu istifaları engellemeye çalıştı. Bunu da izahı olmayan adaletsiz bir dağılımla yaparak adeta bizlerle alay etti. Meslekten istifa etmenin bile yasaklanması çok yanlış ve kabul edilemez. Bizler köle değiliz ama zorla çalıştırılıyoruz.

Üstelik hem fiziki şiddet, hem de sözel şiddet de artmış durumda. Herkes bu süreçte oldukça gergin. Test için insanlar saatlerce sırada bekliyor ve sonuçta sistemi sorgulamaktansa sağlık emekçilerine öfkesini yöneltiyor. Corona virüsü dışında normal hastalar da istedikleri zaman sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk yaşıyor. Filyasyon ekipleri ilaç dağıtımlarına yetişemiyor, ambulans çalışanları gün içinde sadece tuvalet molası veriyor, dinlenemiyor, yemeklerini bile seyir halinde yemek zorunda kalıyorlar. Üstümüze titreyecekleri yerde bizlere bir de bu yasakları dayatıyorlar. Artık hastanelerde yer kalmadı, bizlerde can kalmadı ve bu süreç zıvanadan çıktı.

Ekonomik krizin faturası ise yine halka kesildi. Okulları açalım, restoranları, kafeleri açık tutalım, tatil yerlerini açık tutalım, düğünler ve mitingler yapılsın, insanları kalabalıklardan uzak tutacağımız her yer açık olsun, bunun sorumluluğunu da sağlık çalışanlarına yükleyelim. Ekonomi yüzünden salgının bedelini bu ülkenin vatandaşları olarak hepimiz ödüyoruz.

COVID-19 hastalığında mesleki maruziyet açısından, sağlık çalışanları en riskli gruptur. Toplumun diğer kesimlerine göre sağlık çalışanları pandemiden kat be kat daha fazla etkileniyor. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi, tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanları için vazgeçilmez bir taleptir.

Bu nedenle;

KKE (kişisel koruyucu ekipmanlar) tüm sağlık çalışanlarına eksiksiz ve kapsamlı olarak verilmelidir.

Hastanelerde süre giden elektif vakaların alınması durdurulmalıdır.

Aydın ilindeki eski Diş Hastanesi tamamen covit polikliniği haline getirilmeli, semptomu olanlar sadece covit hastaları için kullanılacak olan ambulanslarla hastanelere nakledilmelidir.

Sağlık çalışanlarının temel ücretleri acilen iyileştirilmeli ve en azından ülkenin yoksulluk sınırına çekilmelidir. Bahşiş verir gibi 200-500 tl lik geçici, komik ödemelerle emeğimiz ve canımız alay konusu edilmemelidir.

Pandemide ölen ve hastalanan arkadaşlarımızın bilgileri açıkça paylaşılmalıdır.

Tüm şehirde acilen 3 haftalık tam bir karantina uygulanmalıdır.

Tüm kamu ve özel kuruluşlarda acilen esnek çalışmaya geçilmelidir.

Aydın ilinin hastane ihtiyacı tartışılmaz bir gerçektir anca biz sağlık çalışanları olarak şehir hastanesi değil, devlet hastanesi istiyoruz.

SES (Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) olarak pandeminin ilk günlerinden itibaren evinde kalmak istemeyen sağlık çalışanı arkadaşlarımız için konaklama sağlıyoruz. İhtiyacı olanlar halen sendikamızla iletişime geçebilir.

Başta kaybettiğimiz meslektaşlarımız olmak üzere COVID-19’UN TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN MESLEK HASTALIĞI OLARAK KABUL EDİLMESİNİ talep ediyoruz.