Türk Kadınlar Birliği: İstanbul Sözleşmesi Yaşatır

Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Ayşe Uzunlu İstanbul Sözleşmesi ile ilgili projeleri anlattı:

Türk Kadınlar Birliği Genel Merkezi tarafından İstanbul Sözleşmesini uygulamasına yönelik “Tutunduklarımız: İstanbul Sözleşmesi” isimli AB projesi 01 Şubat 2016 ile 31 Ocak 2017 tarihleri arasında uygulanmıştır.  Bu kapsamda 19-20 Ekim 2016 tarihlerinde İç Anadolu Bölgesi'ndeki hak temelli kadın kuruluşları için bir eğitim düzenlemiştir. Eğitime Kayseri’den Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi, Kayseri Kadın Dayanışma Derneği ve Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği katılmıştır.

Öğrenelim, öğretelim hedefiyle kentimizdeki hak temelli diğer kadın örgütlerine de çağrıda bulunularak, alınan eğitimlerin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şubesi tarafından 13 Ocak 2017’de İstanbul Sözleşmesi, Savunuculuk, Lobicilik ve İzleme eğitimlerini konu alan bir seminer düzenlenmiştir.

Ocak 2020’de Türk Kadınlar Birliği Genel Merkezi tarafından AB Delegasyonunun desteği ile yeni bir proje başlattı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneğinin de ortak olarak katkı vereceği proje; “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)” ve “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi)”nin yaygınlaştırılması, farkındalığın artırılması ve uygulanmasının sağlanması amacıyla başlatılmıştır. Proje faaliyetleri 35 ilde, 30 ay süreyle gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda İstanbul Sözleşmesi, Kadına Şiddet, Savunuculuk ve İzleme gibi eğitimlerin yurt çapında yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Sadece Türk Kadınlar Birliği üyelerine değil, tüm Türkiye’de faaliyet gösteren kadın hakları ile ilgili dernek üyelerine uzaktan eğitim ile ulaşılmaya başlanmıştır.

Maddelerin daha iyi anlaşılabilmesi için Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kendirci Uğurman digital platformda yayımlanan “Kadın Bülteni” adlı dergide İstanbul Sözleşmesinin ana hatlarını kısa ve öz olarak bir kez daha hatırlattı:

Uğurman: “Kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu anlatan sözleşmenin anlamından ve içeriğinden kopartılmış söylemlerle saldırıya uğramasına karşılık, kadın örgütleri hem Sözleşmenin tanıtımı, hem de Sözleşmenin uygulanmasına yönelik pek çok kampanya ve çalışma yapmayı sürdürmektedirler. Kısaca sözleşmenin şiddetle mücadele için neler öngördüğünü öğrenirsek, neden bu denli saldırıya uğradığı konusunda da bir fikir edinmiş oluruz…

Bugün İstanbul sözleşmesinin öngördüğü önlemleri almayan, eşitliğin karşısında olan ve en önemlisi artık kadın katliamına dönüşen bu şiddet döngüsünden rahatsız olmayan herkes bizim için suçludur ve sorumludur. Biz biliyoruz ki; ülkemizde, mutlaka ayrımcılığı ortadan kaldırmanın yanı sıra, çok iyi düzenlemeler içeren diğer yasalarımızla birlikte, “Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair 284 sayılı yasanın” ve İstanbul Sözleşmesinin gereği gibi hayata geçmesi halinde şiddetin önlenmesi mümkündür. İstanbul Sözleşmesi yaşatır.