Kör Tuttuğunu Öpmeye Devam Ediyor…

Kentti yönetenlerin  çabası ve gayreti, şehirde ikamet eden vatandaşların yaşadığı sorunlarla yeterince ilgilenmesine fırsat verilmiyor. İlgilenir gibi gözükseler de, çözüm adına netice verici bir yol alınamıyor. Çünkü vatandaşın yaşadığını anlamıyorlar. Bunu ifade etmenin nedeni, kentte yaşayan halkın çok yönlülük arz eden şikayetlerinin büyüyerek devam etmesi. Dile getirilen sorunlara çözümler üretilmemesi ve adeta kendi kaderine terkedilmesi gerçeği…

Görünen o ki, siyasilerle yöneticiler arasındaki bağ gittikçe kopuyor. Bu vatandaş dünyasında çok ciddi sıkıntıdır. Aynı dili konuşamadığı yönetici profilleri, onları anlamayan bürokrat ve siyasiler. İşin ilginç yanı, sadece iktidar partisi değil, muhalefette vatandaşlara uzak. Devamında kenti yönetenler ile siyasilerin ki en başta halkla gelen ama şimdi gittikçe halktan uzaklaşan AK parti şehirde yaşayan halk arasındaki bağının giderek kopma noktasına gelmesi. Gelinen nokta da yaşanan kentler arasında 14.sıraya gerilemiş bir şehir.

Bir şey daha var tabii. Şimdi sosyal medya sayesinde fazlasıyla gündeme getirilmeye başlandı. Çaresiz kalan insanlar sürekli bana yazıyor. Twitter’dan. Bizde elimizden geldiğince ilgili kurumlara köprü görevi yapıyoruz.. Ama görünen o ki, bireysel çözümler, gerekli sorunları çözmek için yeterli değil. Düşünün bir kere, şehirde yaşayanların yüzde 90’ına yakın insanların şikayetçi olduğu gürültü kirliliğine  çözüm bulunamıyor. Gece yarısına kadar silah sıkılması ve havai fişekler atılmasına seyirci kalınıyor. Kornalar davul zurnalar, egzozları bomba etkisi yaratan motosikletlerin jet uçakları gibi şehir içinde fink atmalarını önlemeye yönelik radikal kararlar alınamıyor. Geçenler Gaziantep Valisi Davut Gül’le yaptığım görüşmede havai fişek konusunda çok ağır para cezaları uyguladıklarını söyledi. Bizde neden uygulanmıyor? Günün 24 saatinde çeşitli zaman dilimlerinde  bağ, bahçe, kenar semtler, kent merkezi nerede olursa olsun bu olaylar yaşanıyor. Bu kentte Cuma ve Cumartesi geceleri korna özgürlüğü, silah ve havai fişek özgürlüğü yaşanıyor. Yazdıklarımdan bıkan okuyucular olabilir. Bıkmayın arkadaşlar, bu işler düzelene kadar hep aynı şeyler olsa da yazacağız. Birde sayın yetkililerin ağzından “ne yapalım efendim, herkesin başına polis mi dikelim, her evin önüne polis mi görevlendirelim ”sözleri çıkınca inanın şaşırıp kalıyorum. O zaman “şu okullar olmasa, maarifi ne güzel idare edelim” sözüyle aynı anlama gelmiyor mu söyledikleriniz. Bu bir sistem işidir. Yaşayanlar değil de masa başında kararlar alındığı sürece, bunların düzeleceğini çok net bilenlerdeniz zaten.

Gelelim bizi öpmeye devam edenlere. Memduh Başkanım, yiyecek içecek sektörü aldı başını gidiyor. Eskiden zabıtalar, çevre sağlık elemanları lokantaları, bakkalı, manavları kasapları, fırınları gezerlerdi. Şimdi bu arkadaşlar ne iş yapıyorlar? Bu sektörde çalışanlar kontrolü kaybettiler. Herkes fiyatları keyfince düzenliyor. Defalarca yazdım bir çorba 25 TL olur mu diye. Eskiden çaya kahveye para alınmazdı, şimdi onu da üstüne koyarak ekliyorlar. Memleketin en şöhretli lokantaları müşterisinden peşin para alıyor, kredi kartı kabul etmiyor, müdahale edilmesi gerekenler oralı bile olmuyor… Çay-kahve fiyatları kör tuttuğunu öpmeye devam ediyor. Mantı, sucuk, pastırma almış başını gidiyor. Kalite kontrolü yok. Yanı başımızdaki Sivas da, Niğde de lokantalar daha kaliteli daha ucuz. Buradan Sayın Memduh Büyük Kılıç’ın  kulağına  fısıldayayım;” Aman başkan önümüzde ki aylarda yapacağınız Gastronomi Festivalinde bu fiyatları duyan olursa gelen olmaz. Vatandaş isyanda, pahalılık yüzünden aleyhinize atıp tutanların sayısı küçümsenmeyecek kadar fazlalaştı.

Demem o ki, bu şehirde inanılmaz bir başıboşluk var. Kocasinan da da Kör tuttuğunu öpmeye devam ediyor resmen. Başkan Çolakbayrakdar, lütfen bir gün Serçe önü Mahallesini bir gezin kaldırımlardan geçemezsiniz, çünkü kaldırımlar işgal altında, insanlar evlerine giremiyorlar. Defalarca Kocasinan Belediyesine şikayet etmişler. Âmâ hiç bir sonuç alamamışlar. Başkanım siz bu konuda gerekeni yapacağınızdan eminim. Artık şu kaldırımları yayalara bırakılsın.

Evet. Artık Türkiye’de çok şeyler değişiyor. Sevgi ve saygı ortamından süratle uzaklaşıyor. Değerler para ve çıkar üzerinden hesaplanıyor. Paran varsa nasıl kazandığın önemli değil. İtibarın paraya endeksli. Paran yoksa değersizsin. Çevren bir yana, evinde eşin ve çocuğun bile yüzüne bakamayacak noktaya geliyor. Kardeş akraba, paran varsa yanında, yoksa onlarda uzaklaşıyor sizden. Oysa eskiden bu kadar değildi bakış açıları. Elbette parasal güç önemli, ama her şey paraya endeksli değildi. Devlet sevgisi, toplumsal sorumluluk, insan sevgisi önemli kılardı her şeyi. Şimdi ise, ne devleti düşünen var, ne toplumu, zaten insan sevgisi yok olmak üzere...