Onlarında Yaşama Hakkı Var

Son zamanlarda ulusal basında, görsel basında çok güzel manşetler atarak onların da sokağımızda yaşama hakkı olduğunu teyit ettiler. Kimselere sırt dönemediğimiz, kimselere "Arkadaş" diyemediğimiz şu günlerin en güzel haberlerini Türkiye'nin en büyük gazete ve televizyonların da okuyoruz, görüyoruz.

Hayvan Hakları ile ilgili yasanın kısa zamanda çıkarılacağını söyleyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, kısa zamanda çıkarılacağını KAYHAKDER Başkanı Nilgün Uzel'e söyledi.

Yeni yasayı sabırla bekliyoruz. Bakalım hayvanlarımız için ne gibi iyi niyetler düzenlenmiştir.

Kayseri'de yerel seçimlerden önce belediye başkanları sokak hayvanları için yeni düzenlemeler yapılacağını, hatta pati parkları olacağını söylediler. Ama ben şimdiye kadar bir şeyin yapılmadığı biliyorum. Melikgazi belediyesi besleme üniteleri yaptı, yaptıkları üniteler çöp kovası olarak kullanılıyor.

Barınaklar üst üste ve tıka basa hayvan deposu gibi... Sokaklar kısırlaştırılmadığı için her geçen gün çoğalan hayvanlarla dolu. Bunlar aç, ötelenmiş ve hasta zayıf, terk edilmiş ve hatta insanlar tarafından cinsel obje görülen zavallı gariban hayvanlar. Malum hayvan tecavüzünde ikinci sıra ülkesi olduğumuzu söylenmekte ve yazılmakta.

Horoz severler derneğinden tutunda deve sevenlere kadar geniş ve acı bir yelpazenin içinde zulüm, işkence ve kahrolası para var.

Yük hayvanlarının dramı ise ne anlatılır ne de yazılır. Hayvana işkence etmek için yaratılmışız adeta.

Birde bütün bunların üstüne ülkemizde bir (pet-shop) gerçeği var ki, görmelere seza.

Her türlü hijyenden yoksun küçük, pis kafeslerde satılan hayvancıklar. Zaten buradan satın alınan hayvanların çoğu hastalıklıdır. Ölüme mahkumdurlar.

Daha bir ayı bile dolmadan annelerinin sütünden kesilip, koparırlar ve büyük paralar ile satılan hayvanlar.

Bunları yazarken dahi gözyaşlarıma hakim olamıyorum.

Hayvanların doğasına, doğada bulunan bitkilerden ağaca kuşuna kurduna huzur vermeyen toplumlar huzuru hiç bulamazlar oysa. Asla iflah olmazlar. Oysa onları dostlarımızdı bizim. Sattık, astık, kestik. Bitiremedik tüketemedik.

Doğayı yok ettikçe yok olduk.

Ruhlarımız benliğimiz yok oldu. Öldürdükçe öldürdük.

Sayın Cumhurbaşkanım sizin iyi bir hayvan sever olduğunuzu çok iyi biliyorum. Sizin de beslediğiniz kedi ve köpekleriniz var. Bu yasaya önem verdiğinizi biliyoruz.