Siz Bizim Ekmeğimizle Niye Oynadınız?

AKP ve onun temsilcileri 31 Mart 2019 yerel seçimleri ve özellikle 23 Haziran tarihinde yenilenen ve 800 bin oy farkı ile kaybettiği İstanbul seçimleri sonrası;

Sanki yerel seçimlerden hemen önce usulsüz, kamuoyundan gizli yandaş ve yakınlarını belediyelerde işe almamışlar gibi

Sanki kendileri iktidara geldikleri zamandan başlayarak hiçbir çalışana baskı yapmamış, yandaş sendikalara üyelik için insanları zorlamamış, KHK’larla on binlerce masum insanı bir gecede sorgusuz sualsiz işten atmamışlar, ekmekleri ile oynamamışlar gibi tüm bunları unutarak;

CHP’nin ve diğer partilerin kazandıkları belediyelerde insanları işten çıkardığını, çalışanlara sendika değiştirme baskısı yapıldığını dile getiriyorlar. Daha düne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun (DMK) değiştirilmesi gerektiğini, bunun hazırlıklarını yaptıklarını, iş güvencesi olmaması gerektiğini söylüyordu. Ama ne olduysa yerel seçimler sonrası İstanbul başta olmak üzere belediyelerde genelde seçime yakın bir zamanda usulsüz, kimseler duymadan, yandaş olarak işe alınan kişiler işten çıkarılınca yüksek perdeden kamuoyuna seslenerek işten çıkarılan insanlara ve belediyelerde çalışanlara dik durmalarını, arkalarında AKP nin ve kendisinin olduğunu ve de özellikle iş güvencesi sağlayan 657 sayılı DMK ( Devlet Memurları Kanunun) olduğunu söyledi, söylemeye başladı. 657 sayılı DMK kastederek sizi memurluktan atamazlar vb açıklamalarda bulundu. Ama kendisi çıkardığı KHK’larla suçu ispatlanmamış, hiçbir suçlama yapılmamış on binlerce memuru, memurluktan attı. Ya da burada şu soruyu da soralım şimdiye kadar özel sektörde dahil sırf sendikalaştıkları için, yandaş sendikalar dışında sendikalı oldukları için yada hak aradıkları için işten atılan ve mücadele eden işçilere, emekçilere niçin arkanızda ben varım, sonuna kadar mücadele edin demediniz.

Ben 20 yıldır sendikal mücadelenin içerisinde yer alan bir kişi olarak yaşadıklarımızı, gördüklerimizi paylaşmak istiyorum. Her iktidar döneminde insanlara, çalışanlara baskılar yapılmıştır. İnsanların kendilerinin karar vermesine engel olunmuştur. Ama benim 1996 yılından itibaren hiçbir hükümetin sendikalar ve çalışanlar üzerinde AKP hükümeti kadar baskı kurduğuna şahit olmadım. Bunun somut örnekleri dünyanın hiçbir yerinde bir sendika mücadele etmeden, hak ve kazanımlar sağlamadan Memur Sen konfederasyonu kadar büyümez, büyümemiştir. AKP hükümeti öncesinde 1995 yılında kurulmasına rağmen AKP hükümeti dönemine kadar yani 2002 yılına kadar 30-40 bin üyesi bulunan Memur Sen in bugün 1 milyon üyesi bulunmaktadır. Memur sen sendikal anlamda memurlar için ne kazanım sağlamışta bu kadar üyeye sahip olmuştur. Yani kamu emekçileri tamamı değil ama büyük çoğunluğu %70-80 ni baskı nedeni ile yada başıma bir şey gelmesin düşüncesi ile yandaş sendikalara üye olmaktadır. Bu yüzden de baskı ve tehdit ortadan kalktığında tıpkı İstanbul belediyesinde olduğu gibi insanlar hür ve özgür iradesi ile Memur Sen e bağlı sendikadan istifa ederek başka sendikaya üye olmaktadır. Yani ortada başka bir baskı söz konusu değildir. Ha şu olabilir AKP hükümeti boyunca hem AKP hem Memur Sen in izlediği politika nedeni ile çıkarsal yaklaşarak sendika değiştirenlerde (iş gördürme, yaptırma) vardır.

Kayseri Milletvekili AKP Genel başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki de değişik zamanlarda değişik yerlerde bu konuda konuşuyor. Son olarak Afyonkarahisar da parti toplantısında “CHP li belediyelerce işten atılan insan sayısının 7 bin e ulaştığını, ulaşacağını, el insaf Ne istiyorsunuz çalışan insanlardan? İçlerinde 15-20 yıldır çalışanlar var. Sabah bir mesaj geliyor telefonlarımıza, ben şu belediyede çalışıyordum, beni işten attılar Allah rızası için yardım edin diyorlar. Bu insanların ekmekleri ile oynuyorlar. Sendika değiştirmeye zorluyorlar. Seçimlerden sonra yaklaşık 24 bin kişinin sendika değiştirdiğini, ne oldu ya insanların görüşleri mi değişti birkaç ay içerisinde? İnsanları sendika değiştirmeye zorluyorlar. İşten atarız diyorlar vb” sözler söylüyor.

Bende diyorum ki; Sayın Özhaseki beni hiçbir suç isnat etmeden hakkımda hiçbir idari ve hukuki süreç başlatmadan 20 yıldır çalıştığım devlet memurluğundan attınız. Bana mesaj atmayı bırakın hiçbir şekilde haber bile vermeden attınız. Bir sabah arkadaşım benim adımı 22 Kasım 2016 tarihinde yayınlanan 677 sayılı KHK listesinde görmüş ve beni aradı. Ben bu şekilde o sabah işe giderken yolda öğrendim işimden atıldığımı. Ben bedensel engelli ve 2 çocuk babası biriyim. Siz benim ekmeğimle niye oynadınız. Aradan 3 yıl geçti ama hala hakkımda bir suçlama, açılan bir dava ve soruşturma yok. Sizler kendi yaptığınız usulsüzlükleri, yardımları gizlemek adına FETÖ ile mücadele ediyormuş gibi yaparak ben ve benim gibi hiçbir suçu olmayan sırf hükümetinize ve politikalarınıza muhalif on binlerce kişinin ekmeği ile oynadınız. Bizi ekmeğimizden işimizden ettiniz. Ama hak ve adalet yerini bulacak biz işimize döneceğiz, siz o koltuklardan gideceksiniz.