‘Virüse İnanmıyorum!’

Ak Parti iktidarının pandemi ile mücadeleye dönük alınan kararlara kendisinin uymaması, içi boş ve anlamsız politikalarından dolayı bırakın mücadeleyi, virüse dahi inanmayan ciddi bir kitle var! Sanki koronavirüs salgını ülkemize hiç uğramamış gibi kapalı salonlarda yapılan ve lebalep dolu olan kongrelerde sosyal mesafe kuralına uymayıp, maske de takılmaması görüntüleriyle inanmayan insanları nasıl inandıracaksınız? Çok zor.

Ak Parti iktidarı, koronavirüs salgını ülkemize geldiği günden bu yana almış olduğu kararlarda kendi kurduğu bilim kurulunun dahi tavsiyelerine dönük önlemler almadı. Bilim kurulunun önerilerini dinledi ama tarif edilen yoldan değil, kendi bildiği yoldan gitmeyi yeğledi.

Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymayanların cezalandırılacağı genelgelerinin Valiliklere gönderildiği dönemde kapalı ortamda kongre yapmak ve içini hınca hınç insanla doldurmak! Havalandırmaların yetersizliği insanların maskelerini çıkarmaya kadar uzandığı, sosyal mesafenin hiçe sayıldığı kongreye karşı Ankara Valiliğinin kimseye ceza yazmaması!

Koronavirüs salgının ancak aşılamayı bitirince ülkemizi terk edeceğini sağır sultanın bile duymasında rağmen aşı bilmecesi tüm hızıyla sürerken, aşılamanın başladığı 13 Ocak gününden bu yana geçen sürede toplamda 25 milyon kişinin aşılanması! Toplamda 170 milyon aşılama yapılması gereken bir ülkede 3 ayda ancak 25 milyon aşı yapılması! Tedarik noktasında çelişkili açıklamalar! Yerli aşının bir an önce piyasaya sürülmesi gayretinin güdülmemesi!

Üstüne bir de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Turistin görebileceği herkesi mayıs sonuna kadar aşılayacağız” şeklindeki insanlık dışı açıklaması! Muhalefetin, aşıların para ile satılacağı iddiaları!

29 Nisan ile 17 Mayıs tarihleri arasında alınan ‘Tam Kapanma’ kararı ve ülke nüfusunun neredeyse yarısından fazlasının evine girmediği bir süreç! 18 günlük tam kapanmanın ardından 60 binlerde seyreden vaka sayısının 5 bine indirilme heyecanı için rakamlarla oynanıp, birbirini tutmayan ve inişli/çıkışlı seyreden vaka ve ölüm sayılarının açıklanması!  

Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Sağlık Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı’nın maskesiz bir şekilde kürsülerde ağızlarından çıkan tükürüklerle salgın ile mücadeleye dikkat çekmeleri ama hiçbir şekilde örnek olma rolü üstlenememeleri, rol modellikten uzak olmaları!

Öğretmenlerin aşılanmadığı bir ortamda okulların açılması, öğrenci, veli, servis şoförü, öğretmenlerin vakalar içinden sıyrılıp, virüse bulaşmadan evlerine kavuşma şansı aramaları!

Tam kapanma döneminde sigortasız çalıştığı için kapalı olan işyerlerine gidemeyip parasız kalan milyonlarca insan ve bu insanlara nakdi yardım başvurularına rağmen yardım edilmemesi! Hizmet ve eğlence sektörünün can çekişmesi, işletmelerin bir bir kapanması!

Sağlık çalışanlarının gövdelerini ortaya koyup virüs havuzunda yüzerken hayatını kaybedenlerin acısı ve virüsün sağlık çalışanları için meslek hastalığına dahil edilmemeleri!

Devleti tertemiz yönetmeleri için yetki veren halkın haberi olmadan devletin bakanlık koltuğuna oturtulan ismin devlete fazla para ile dezenfektan satıp, devletin malı deniz, yemeyen keriz zihniyetine sahip bir bakanın oturtulması ki bu bakan daha önceden gümrüklere hakkında ‘dolandırıcılık’ yapacağı istihbaratı ulaştırılan bir isim!

Vatandaşın cenazesine 30 kişi katılma şartı tanınması ama iktidarın içinden birinin hayatını kaybetmesiyle oluşan kalabalık katılım sağlayan iktidar yetkilileri! Halka düğün yapmanın, nikah yapmanın yasak olması! İftar programının yasak olması ama Cumhurbaşkanı’nın ev ev gezmesi!

Sosyal hayatın tamamen sona erdiği ve zengin ile yoksulun tam belirginleştiği bu ortamda artan suçlara ne diyeceksiniz? Hemen her gün yurdun dört bir yanından silahlı olayların yaşandığına ve yaralı ile ölülerin olduğu haberlerinin yayılması! Bunları hiç saymıyorum bile.

İsrail’in mazlum Filistin halkına yönelik vahşetine sessiz kalmayanların tam kapanma dönemindeki sokağa çıkma yasağını ihlal etmeleri ama ceza almamaları ve Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk mücadelesi vereceği ligin son maçının olduğu gün valiliklere, “Şampiyonluk kutlamalarına izin vermeyin” genelgesi!

İşte bu ve daha aklımıza gelmeyen birçok çelişkiden dolayı virüse inandıramadığınız ciddi bir kitle var. Ama unutmayın ki bu kitle inanmamasına rağmen kendi önlemini de almayı ihmal etmiyor. Çünkü biliyor ki; Ak Parti iktidarının aldığı önlemler insanları yaşatmak için değil, yalnızca yaklaşan turizm sezonu öncesi dünyaya, vakaların en az olduğu ülke görüntüsü verip, geçen yıl kaybolan 40 milyar dolara ulaşma arzusu! iban ve sonrasında helallik istenmesi!

O yüzdendir ki, vaka sayılarına inanılmadığı için süper kupa finali ve formula heyecanları Türkiye’den alınıştır. Önlem sözde değil, özde alınsın ki insanlar ölmesin ve sayılarla oynayıp, yabancı/yerli turisti turistik bölgelere çekip daha fazla insanın ölümüne neden olmayalım.  

Yapmanız gereken önce kendi yurttaşınızı virüse inandırmanızdır. Bunu yapmanın yolu da temiz, ilkeli ve ahlaklı siyasetten geçer.