Patron Sınıfının İktidarı Mı, İşçi Sınıfının İktidarı Mı Sorunu Çözer?

Asgari ücret görüşmelerinde Bakan Zehra Zümrüt Selçuk “Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan çıktı” dedi. Meclis bütçe görüşmelerinde midesine kuru ekmek giren vatandaşlara AKP’li vekil Şahin Tin, “O zaman aç değiller” diye konuştu. Kayseri İhracatçı Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Tuncay Sabuncu Kayseri için, “İşsizlik problemimiz yok, işçisizlik problemimiz var” ifadelerini kullandı.

Siyasi iktidarın bakanlarından, vekillerinden güç alan patron örgütü temsilcileri, sorunları yine vatandaşa yükledi. “Karnı tok, sırtı pek”ler yine sözü “işsizler iş beğenmiyor” demeye getirdiler.

Fabrikalarda açlık ve yoksulluk sınırı altında bir ücretle, gün yüzü görmeden, pandemi sürecinde ölüm ile geçim arasında, günlük 39 TL’ye, her türlü önlemsizliğe rağmen çalıştırılan işçilerin yaşamlarını meşrulaştırarak işsizliğin sorumluluğunu yine emekçi kesimlere attılar.

Fabrikada iş kazası olur, işçi suçlu! İşçi daha iyi ücret ister, “size ekmek veriyoruz daha ne yapalım” derler. Fabrikalarda işçi çıkartmalar yaşanır, “küçülmeye gidiyoruz mecburuz” derler. Asgari ücret insanca yaşanacak bir ücret olsun diyen işçilere “patronlar bu yükü kaldıramaz işçi çıkarmamız gerekir” derler ve dışarıdaki işsizler ordusunu gösterirler. Kendi karlarından asla ödün vermek istemeyen patron sınıfı, suçu hep işçi ve emekçilere yüklemeye çalışırlar. Bu kez de “işsizler ordusu”nu başka türden kullanmaya çalışıyorlar. Daha az işçiyle daha fazla üretim!

Kayseri’de işsizlik yüzünden, borçları yüzünden intihar eden yurttaşların sayısının her geçen gün artması bile patronları böylesi bir açıklamayı yapmaktan alıkoymuyor. Bu açıklamayı yapanlar intihar edenlere “Yalan söylüyorsunuz. İş var çalışmıyorsunuz mu?” diyor. Çünkü Sabuncu yahut başkaca sermaye temsilcileri, fabrikalarda çalışan işçilerin açlık sınırı altında çalıştırılmak üzere, “ücretli köleler” arıyor. Sabahtan akşama kadar insani ihtiyaçları bile karşılamayan ücretlere, 10-12 saat gibi vaktin tamamını harcayarak çalışsınlar istiyorlar.

Ülkede milyonlarca yurttaş yapmak istemediği işleri yapmak zorunda kalmasına rağmen çalışıyor. Bu tür açıklamalar insanların akıllarıyla dalga geçmekten, siyasi iktidarın ve patron sınıfının çıkarlarını korumaktan başka bir şey değildir. Suç yine yurttaşlara atılmıştır. Üniversite mezunu binlerce yurttaş mezun olduğu bölüm dışında başka işlerde çalışmak zorunda kalıyor.

Türkiye’de 4,5 milyonu aşkın işsizin olduğu verilerle sabitken, “işçisizlik var” diyen patronların iktidarı olduğu sürece acı reçete de krizin yükü de hep emekçi kesimlere kesilecektir. Sermayenin gözünü bürüyen kar hırsı için üretimi değil, halkın ihtiyaçları doğrultusunda yapılacak üretimi sağlamak ancak işçi sınıfının iktidar mücadelesiyle olacaktır.